Meslekte 30, 50 ve 60. Yıl Onur Plaketi Töreni 16 Mart 2024 tarihinde yapıldı.

25.03.2024

İzmir Tabip Odası tarafından düzenlenen meslekte 30, 50 ve 60. Yıl Onur Plaketi Töreni 16 Mart 2024 Cumartesi akşamı Bostanlı Suat Taşer Açık Hava Tiyatrosunda gerçekleştirildi.

İzmir Tabip Odası Türk Sanat Müziği Korosu konseriyle başlayan törende meslekte 30, 50 ve 60 yıllarını dolduran hekimlere onur plaketleri sunuldu.

Törenin sunumu Dr. Oya Otyıldız tarafından yapıldı.

Törenin açılış konuşmasını yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Tıp mesleğinde 30-50-60 yılını tamamlamış meslektaşlarımıza minnetlerimizin ve şükranlarımızın bir nişanesi olarak, plaket takdim edilmesi törenine ve programına hoş geldiniz… Bu topraklar, çok kadim dönemlerden bu yana adeta insanların hastalanmamaları, hastalanırlarsa iyileştirilmeleri, sağaltımları ve onların güzel bir yaşam sürmeleri için hazırlanmış bir doğa parçasıdır. Ege bölgesinde Asklepios ve kızı Higea , Bergamada Galen , Datçada Alkmaion , Urlada Anaksagoras, Kos’ ta İstanköylü Hipokrat ,burnumuzun dibinde Agamemnon kaplıcaları ve daha niceleri , tarih boyunca insanlara şifa oldular , tedavi ettiler…. Hatta buralara ölüm giremez bile dediler…Sizler bu geleneği yıllarca büyük bir onurla, büyük fedakarlıklar ve emeklerle sürdürdünüz. Sadece öğrenciliğinizden beri gece gündüz çalışmakla kalmadınız, tüm mesleğiniz süresince, uykusuzluk, yorgunluk bilmeden insanlara iyilik ve şifa dağıttınız, bununla da kalmadınız , sizden sonra gelen nesillere , hem tıp öğrettiniz , hem insanlık ve hem de hekimlik ahlakı aşıladınız , onların etik değerlerle , deontolojik değerlerle , büyüyüp gelişmesini sağladınız . Hepiniz, arkanızdan gelen nesillere hocalık yaptınız, öğreticilik yaptınız, örneklik yaptınız.  Böyle bir meslekte öyle 30 – 50 -60 yılları tamamlamak hiç de kolay değildir. Bu yıpratıcı yılları aşamayan meslektaşlarımızın hocalarımızın, hayatını kaybetmiş meslektaşlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliriz. Gerek Covid ve gerekse deprem nedeniye le de hayatını kaybetmiş meslektaşlarımızın da anısı önünde saygıyla eğiliriz. Mesleğini her türlü zorluğa ve ağır şartlara rağmen sürdürürken, sağlıkta şiddet dediğimiz menfur zorbalığa kurban verdiğimiz meslektaşlarımızın anısını da yaşatmaya kararlıyız… Hepsine ışıklarda istirahat dileriz…Bazı gördüğümüz hastaları unutamadık, bazı ameliyatların ertesinde bizi uyku tutmadı, sağımızdan solumuza solumuzdan sağımız dönerken sabahı ettik … Bir hastaya şifa vermek, en önemli amacımız oldu . Bu nedenle çocukların büyüdüğünü çok geç farkettik … Bazan eşimizin yaş gününü bazan da evlilik yıldönümümüzü, nöbet programlarına kaptırdık…Her zaman heryerde, Atatürk ve arkadaşlarının Osmanlıdan devraldığı sağlık mirasını nasıl iyileştirdiklerine, veremle savaş , sıtmayla savaş , trahomla savaş , frengiyle savaş ve leprayla savaş öykülerini hayranlıkla hatırladık . Cumhuriyetin örnek okulları köy enstitülerinin sağlığa kattıklarını ve daha sonra Hikmet Boranlardan başlayıp, Refik Saydam, Reşit Galip, Behçet Uz , Muhittin Erel , Veli Lök , Orhan Süren , Cumhur Ertekin  , Nusret Fişek Erdal Atabek ve daha nicelerinden gelen  kuşakların  yaptıklarının tanığı olarak mesleğimizi sürdürdük. O bilimsel ahlakı canlı tutmaya çalışarak ve hekimlik erdemlerini taşıyarak ve kollayarak yıllarımızı geçirdik. Hala bu yaşlarımıza gelirken, hükümetin yaptığı densizliklere, sağlıkta şiddete, genç meslektaşlarımızın maruz kaldığı liyakatsizliğe, yıllar öncesindeki gibi, bir sabah üniversiteden kovulan öğretim üyelerinden, saçma sapan sözleşmelerle şehir hastanesi yapıyoruz diye , betona gömülen milyarlara üzüldük … Her gün değişen mevzuata bakıp nasıl olurda böyle yaparlar diye canımızı sıktık.  Ama hep şunu söyledik, hissettik ve haykırdık, hekimleri, hekimlik mesleğini itibarsızlaştırmaya çalışanlar, kendileri itibarsızlaşırlar… Sizler bu ülkenin ayakta kalmasını sağlayan kolonlarsınız. Bazan hükümetler, ülkenin, Cumhuriyetin ayakta kalmasını sağlayan kolonları direkleri keserek, ülkenin toptan çökmesine yolaçabilmekte. Deprem de gördüğümüz gibi, bu ülkeyi ayakta tutan güçleri: kızılay gibi, silahlı kuvetler gibi, Afad gibi, Gülhane gibi, Üniversiteler gibi yada bir çok benzeri toplumsal kuruluşlar ve kurumlar gibi, bu ülkeyi ayakta tutan kolonların kesildiğini farkettik , gördük ve tanık olduk . Üzerimize yıkılan, sadece kolonları kesilmiş binalar değil, kolonları kesilmiş devlet idi. Ama sizler bu ülkeyi ayakta tutan dirayetli nesiller olarak geçmişten bugüne, bu ülkeyi ayakta tuttunuz ve tutmaya da devam ediyorsunuz. Sizler bu ülkenin en sağlam direkleri, kolonları oldunuz. Hala bir yerler yıkılmadıysa bu sizlerin varlığı nedeniyledir. Sizlerin duruşu sizlerin gücü ve verdiği yüksek moral ve dirayeti nedeniyledir. Bu nedenle bu ülke size minnettardır, bu halk bu toplum size şükranla doludur. Bu ülke tekrar ayağa kalkacak ise kendisini ve eserlerini bize emanet etmiş olan Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yoldan, bu sizin gösterdiğiniz yoldan, laik, demokratik hukuk devleti yolundan, ilim ve irfanın , bilimsel birikim ve insani değerlerin ön planda tutulmasıyla olacaktır. Çağdaşlıkla, akılcılıkla olacaktır. Lütfen bu törendeki mütevazi plaketlerimizi, bu toplumun çok derin şükranlarının küçük bir ifadesi olarak kabul ediniz. Tekrar hepinize sağlıkla, esenlikle, mutlulukla güzel bir ömür dileriz ve 50 ve 60 . Yılda tekrar buluşmak dileği ile hepinize İzmir tabip Odası YK adına saygı ve sevgiler sunarım.”  dedi.

Daha sonra 1994,1974,1964 yılı mezunları onarlı gruplar halinde plaketlerini İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu ve seçilmiş kurul üyelerinden aldılar.

 

Tüm fotoğraflar için tıklayınız...

 


Bu haber 127 kez okunmuştur.