Görevi başında katledilen Dr. Aynur Dağdemir 20 Kasım 2023 tarihinde bir basın açıklamasıyla anıldı.

20.11.2023
 

İzmir Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu, 8 yıl önce eşi tarafından şiddete uğrayan sekreterini, korumaya çalışırken katledilen Dr. Aynur Dağdemir’i 20 Kasım 2023 tarihinde Alsancak Devlet Hastanesinde yapılan basın açıklamasıyla andı. Basın açıklamasına İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Genel Sekreter Uzm. Dr. F. Yüce Ayhan, Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Ceylan Özkan, İzmir Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyon üyelerinin yanısıra odamız üyeleri de katıldı.

Basın açıklamasının açılış konuşması Yönetim Kurulu Üyesi Uzm.Dr. Ceylan Özkan tarafından yapıldı. Dr. Ceylan Özkan, “Bugün burada, sekiz sene önce,  eşi tarafından şiddete uğrayan sekreterini, korumaya çalışırken katledilen Dr. Aynur Dağdemir’i anmak ve  koruyucu önlemlerin alınmaması ve caydırıcı cezaların verilmemesi sonucu  her geçen gün katlanarak artan sağlıkta şiddet olaylarını ve kadına yönelik şiddeti durduracak politikalar üretilsin ve uygulansın demek, hayatlarımızdan da, İstanbul Sözleşmesi'nden de vazgeçmiyoruz diye bir kez daha haykırmak için toplandık. Hayatlarımızdan da Haklarımızdan da Vazgeçmiyoruz!” dedi. 

Sık sık “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Hayatımızdan haklarımızdan vazgeçmiyoruz” “Kadın yaşam özgürlük”  ve "Güvenli işyerleri istiyoruz" sloganlarının atıldığı basın açıklamasını, İzmir Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Münevver Kaynak Türkmen yaptı. Prof. Dr. Münevver Kaynak Türkmen, “Sekiz sene önce 19 Kasım’da meslektaşımız, kız kardeşimiz Dr. Aynur Dağdemir eşi tarafından şiddete uğrayan sekreterini korumaya çalışırken; Mirabal kardeşler ise 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele verirken katledildi. Bu nedenle kolumuz 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü Dr. Aynur Dağdemir’e adamıştır. İki gün de kadına yönelik şiddete karşı mücadelemizin sembolleşen günleridir. Acımız ve öfkemiz hâlâ taze, mücadelemiz ise sonsuz. Onların hikâyesi mücadeleleri ve cesaretleri bizlere umut ve ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Kadına karşı şiddet, kadın hakkı ihlalleri farklılıklar gösterse de dünyanın tüm bölgelerinde sınır ve sınıf ayrımı olmaksızın devam ediyor. Dünyanın birçok ülkesinde çok zor ve uzun mücadeleler sonucu elde edinilmiş kazanımlar elimizden alınmaya çalışılıyor. Polonya’da kürtaj yasağının çıkışı, ülkemizde İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alınışı kazanımlara saldırıların örneklerinden…. Sağlıkta dönüşümün yarattığı krizin faturasını öderken de pek çok kadın meslektaşımızı görev başındayken yitirmeye devam ediyoruz. Son bir yılda erkek şiddeti nedeniyle kaybettiğimiz sağlık çalışanı kadınlar; Ömür, Melek, Emine ve Ayfer… Kadınlar güpegündüz kamu kurumlarında, yaşatmak için gittikleri işyerlerinde katlediliyor. Sağlığın ve yaşamın korunması için hizmet üretilen ve güvenli olması gereken sağlık kurumları, günümüzde eli silahlı erkek faillerin kolayca girip çıktığı, özellikle kadın sağlık çalışanlarına yönelik tacizden cinayete her tür şiddet eylemini gerçekleştirebildiği ortamlara dönüşmüştür. Kadını ve kazanılmış haklarını yok sayan, sahiplenilmesi gereken bir mal gibi gören, kadın düşmanı erkek egemen politikalar, alınmayan koruyucu önlemler, işletilmeyen düzenleyici mekanizmalar ve cezasızlık politikaları hayatımızın her alanını kuşatmaya devam ediyor. Güvenli çalışma alanları ve sağlıkta şiddete karşı göstermelik adımlar dışında önlemler alınmıyor. Sağlıkta şiddetin son bulacağı politikalar üretilsin ve uygulansın istiyoruz. 

Ülkemizde her gün ortalama üç kadın kocası, birlikte yaşadığı erkek veya aile bireylerinden başka bir erkek tarafından baskı, işkence ve zulme boyun eğmemeye karar verdiği için katlediliyor. Toplumumuzda, her alanda yükselen iktidar politikaları ile tırmandırılan şiddet sarmalı maalesef ki günlük hayatta temel dil olmuş durumda.  Bu şiddet ortamı hem özel alanda hem de kamuda kadınlara yönelik şiddeti körüklemeye devam ediyor.

Patriyarka, kapitalist, faşist, muhafazakar yönetimler ile devamlılığını kadınları tahakküm altında tutarak sağlayacağına inandığı sürece kadın hareketi güçlenerek, kendini sürekli yenileyerek yükselerek en güçlü cevabı verecektir. Cinsiyet eşitliğinin inşa edilmediği, erkek şiddetinin çözülmediği bir dünyada eşitlikten, özgürlükten bahsedilemez. Mahsa Amini’den, Dr. Aynur Dağdemir’den aldığımız cesaretle kadına yönelik şiddete karşı mücadeleye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyor, 6284 sayılı kanunun etkin uygulanmasını istiyoruz!” dedi.

Basın açıklaması tam metni için tıklayınız…

 

 

Bu haber 180 kez okunmuştur.