Hekimlerin Mesleğini Uygularken Uğradığı Her Türlü Şiddete Karşı Önlem Alınmalıdır
Sağlıkta şiddet, her geçen gün başka bir boyutu ile karşımıza çıkmaktadır. Hekimler, yıllardır maruz kaldıkları fiili ve sözlü saldırılar nedeniyle mesleğini icra edemez hale gelmiştir.
Sağlıkta şiddetin nedenlerini ve önlenmesi için gerekli tedbirleri, meslek örgütü olarak her platformda yıllardır vurguluyoruz. Ancak 1 Ağustos 2022 de yaşandığı gibi, TBMM ‘nin özel oturum yapması önerisinin bazı siyasi partilerce önlenmiş ve bu konudaki samimiyetsizlik çok görünür bir hal almıştır.
Sağlık otoritesi, göstermelik, göz boyamaya yönelik tedbirler dışında hiçbir gerçekçi çözüm üretmemiştir. Dolayısıyla, sağlıkta şiddet her geçen gün farklı boyutlarıyla devam etmektedir.
Siyasilerin kullandığı dil, hekimlerin boy hedefi haline gelmesine neden olmuştur. Hekimler, en kolay şikayet edilen, en kolay soruşturulan meslek grubu haline getirilmiştir. SABİM, CİMER vs. yöntemlerle yapılan başvuruların maddi ve hukuki temeli olup olmadığı sorgulanmadan binlerce hekimden açıklama/savunma istenmiş, binlerce hekim açıklama/savunma vermek zorunda bırakılmıştır. Hekimler, SABİM ve CİMER aracılığı ile idari şiddet, baskı ve yıldırı altında bırakılmıştır.
Gelinen noktada, yılmış, tükenmiş ve işini yapamaz hale getirilmiş bir meslek grubu oluşmuştur. Hekimler, sağlık hizmeti veremez hale getirilmesine feryat etmektedir. Hekimler, idari ve hukuki anlamda korunmasız bir ortamda mesleklerini icra etmeye zorlanmalarına feryat etmektedir.
Son örneği geçtiğimiz günlerde Muğla’da yaşanan olay; hekimlerin içinde bulunduğu durumu göstermesi açısından önemli bir örnektir. Yaklaşık bir ay önce gerçekleştiği ifade edilen cinsel istismar iddiası ile hekim hakkında suçlama yapıldığı, muayeneden bir ay sonra hekim hakkında tutuklama kararı verildiği, itiraz üzerine hekimin bir gün sonra tahliye edildiği bilgisi basına yansımıştır.
Yargıya intikal etmiş olayla ilgili bir değerlendirme yapmamız mümkün değildir. Bununla birlikte, bu olaydan bağımsız olarak bazı değerlendirmelerin yapılması gerekliliği bulunmaktadır.
Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık hizmetlerini nitelik açısından değil nicelik açısından ölçen bir projedir. Sağlıkta Dönüşüm Projesi, nitelikli insanları öğüten bir mekanizmaya dönüşmüştür.
Az sayıda çalışan ile çok iş yapılması, idarecilerin performans ölçütüdür. Sağlık kuruluşunun boş kalan her bir yanını poliklinik odasına çeviren sağlık otoritesi ve idareciler, hekimleri poliklinikte beş dakikada bir hasta muayene etmeye zorlamaktadır. Bu süre içerisinde hekimlerin, poliklinik odasında tek başına, hastanın kaydını oluşturması, hastanın anamnezini alması, hastayı muayene etmesi, hastanın önceki tetkiklerini değerlendirmesi, hastanın tedavisini planlaması ve planlanan tedaviyi hastaya anlatması beklenmektedir.
Hekimlerin çalışma arkadaşları hemşireler, ebeler, tıbbi sekreterler, hastanelerin döner sermaye gelirlerini azaltmamak adına, yıllar içinde poliklinik görevlerinden alınmış, hekimler çalışma arkadaşlarının görevlerini de üstlenmiştir.
Hekimlerin polikliniklerde tek başına çalışmaya zorlanması, hekimleri şiddete karşı korumasız hale getirmiş ve hekimleri zan altında bırakan uygulamaların da önünü açmıştır.
Bu nedenle, sağlıkta insan gücünden tasarruf etmeyi amaçlayan anlayışın derhal terk edilmesi gerekmektedir. Sağlıkta insan gücünün, bilimsel ilkelerle kurgulanması gerekmektedir. Hekimler başta olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının etkin-verimli çalışması için gerekli fiziki ve teknik alt yapıların oluşturulması acil zorunluluktur.
Hekimlerin idari ve hukuki olarak korunmasız bir ortamda mesleklerini icra etmeye devam etmeleri halinde haksız itham ve iftiralarla karşı karşıya kalmaları kaçınılmazdır. Bu nedenle, gerekli önlemlerin derhal alınması, hekimlerin çalışma ortamlarının derhal gözden geçirilmesi, hekimlerin tıbbi sekreter, hemşire, ebe ve diğer sağlık personeli ile birlikte çalışma taleplerinin derhal karşılanması gerekmektedir.
Sağlık alanında idari, hukuki, sözel ve fiziki şiddet sonlandırılmalıdır.
Hemen şimdi.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu
