Sağlık Bakanlığı Hastanelerinde çalışan hekimlere yönelik ücret artışının üniversite hastanelerinde uygulanmamasını, özellikle aynı kurumda görev yapan asistan hekimlerin farklı kadro uygulamaları nedeniyle farklı ücretler alması eşitsizliğine karşı asistan hekimler 15-16 Eylül tarihlerinde iş bıraktı.
15 Eylül tarihinde iş bırakan asistanlar İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünde bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasına İzmir Tabip Odası adına Genel Sekreter Uzm.Dr. Ceylan Özkan, Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Haldün Öniz ve oda aktivistleri katıldı.
Basın açıklaması öncesinde bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen İstanbul Esenyurt Devlet Hastanesi'nde güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan için saygı duruşunda bulunuldu.
Basın açıklaması, Asistan Dr. Nazlı Can Aras, Asistan Dr. Yağmur Dokuyan ve Asistan Dr. Alperen Yılmaz tarafından okundu. Basın açıklamasında, “Bizler, Türkiye’nin dört bir yanında görev yapmakta olan asistan hekimler olarak haklarımızı savunmak için ülke çapında üniversitelerde çalışan meslektaşlarımızla birlik olduk ve bu basın açıklamasını meslek örgütümüz ve sendikalarımızla birlikte tüm ülkede tek ses olarak yapma kararı aldık.
Ağır çalışma ve eğitim şartları, can güvenliğimizin olmaması, 5 dakikada bir hasta bakma dayatmasıyla kalitesiz sağlık hizmeti verilmesi, 36 saatlik nöbetler, izinlerimizin verilmemesi, 30 gün/24 saat ücretsiz icap nöbetleri, malpraktis davalarında haksız ve orantısız rücular, normal mesainin yarısı kadar ücrete zorunlu nöbetler, adil olmayan ücret dağılımı ve emekliliğe yansıyan tek kalemde maaş verilmemesi gibi birçok özlük hakkımız ısrarla görmezden gelinmekte ve emeğimiz sömürülmektedir….” “15 Eylül 2022 tarihinde YÖK için yayınlanan yönetmelikte hak kaybına uğradığımızı, ayrıştırmalara devam edildiğini görmekteyiz. Tüm bu nedenlerle tüm ülkede bugün ve yarın iş bırakılması kararı alınmıştır. İş bırakma kapsamına acil servis ve poliklinikleri, doğum salonu, elektif hariç ameliyatlar, COVID/Onkoloji/Hematoloji poliklinikleri ve tüm yatan hasta servis çalışanları dahil edilmemiştir. Bundan sonraki süreçlerde de hak arayan ve talepleri yeteri kadar karşılanmayan tüm sağlık emekçisi arkadaşlarımızın mücadelesini destekliyoruz ve dayanışma içinde olacağımızı, iş barışımıza sahip çıkacağımızı belirtiyoruz. Taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde belirli aralıklarla iş bırakma dahil tüm hak arayışlarımıza devam edeceğimizi ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi bildiririz…”denildi.
Basın açıklaması için tıklayınız…
İzmir Sağlık Platformu adına bir açıklama yapan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Uzm. Dr. Ceylan Özkan, asistan hekimlerin haklı mücadelelerinde sonuna kadar yanlarında olduklarını belirterek, yapılan yasal düzenlemeler asistan hekimlerin taleplerini karşılamadığına değindi. “Hekimler, yine ağır iş yükü altından ne kadar çok çalışırlar, ameliyat yaparlar, poliklinik hizmeti verirlerse o kadar ek ödeme almaya devam edeceklerdir. Çalışma koşullarını bu kadar zedeleyen insan ilişkilerini bu kadar olumsuz etkileyen performans sistemi yerine emekliliğe yansıyan adaletli ve istikrarlı bir ücret ödemesini öncelemekteyiz. Bu nedenle isim değişikliği ile sürdürülen performans sistemini kabul edilebilir bulmuyoruz.” dedi. Şiddet konusuna değinen Özkan, “iktidar TTB ve diğer Sağlık alanındaki Örgütlerin önerilerine şimdiye kadar kulak tıkamıştır ve bu sistem sürdüğü sürece sağlıkta şiddetin durmayacaktır. Sağlıkta şiddet yasası hiçbir şekilde ele alınmamakta, bu konuda 1 ağustosta, özel oturum çağrısı yapıldığı halde , iktidar başta olmak bazı siyasi partilerin milletvekilleri , kuliste oturup, genel kurul salonuna girmeyerek, sağlık çalışanlarının hayatını hiçe saydıklarını itiraf etmişlerdir. Bunu unutmadık unutmayacağız. Bu milletvekillerini, bu partileri tek tek kınıyoruz.
Sağlıkta terör nedeniyle hayatını kaybeden tüm sağlık emekçilerinin anısı yaşatılacaktır. Hem sorumlular hem de bu canilere kol kanat gerenlerin tümünden yargının hesap sormasını talep ediyoruz.. Tweetle bakanlık yönetenleri kınıyoruz…
Bir an önce sağlık alanında çalışan örgütler ve TTB ‘nin sağlıkta şiddet yasası konusundaki önerileri, meclise getirilmelidir. Tüm sağlık kuruluşlarında, en yüksek derecede güvenlik önlemleri alınmalı, caydırıcı, günlük pratik ve yasal süreçler bir an önce hayata geçirilmelidir.
Evimizden çıkarken, can korkusu ve ölüm kaygısıyla işimize gitmek istemiyoruz. Bir canın daha kaybedilmesine tahammülümüz yoktur… sağlıkta alanındaki terör artık ülkenin en önemli sorunudur. Bu vahşet önlenmelidir. Hemen şu anda …. Hiç gecikmeden…” dedi.
Katılımcıların kısa konuşmalarının ardından basın açıklaması sonaerdi.