İzmir Sağlık Platformu tarafından, “Bu sağlıkta Şiddet Değil, Terördür! Bu Vahşet Önlenmelidir!” basın açıklaması yapıldı.

15.09.2022
İzmir Sağlık Platformu tarafından, İstanbul Esenyurt Devlet Hastanesi'nde güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan'ın bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülmesine tepki gösterilerek “Bu sağlıkta Şiddet Değil, Terördür! Bu Vahşet Önlenmelidir!” konulu basın açıklaması 15 Eylül 2022 tarihinde İzmir Tabip Odası Konferans Salonunda yapıldı.

Ortak basın açıklaması İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Uzm.Dr. Ceylan Özkan tarafından yapıldı. Dr. Ceylan Özkan; “İstanbul Esenyurt Devlet Hastanesi güvenlik görevlisi arkadaşımız Tuğrul Okudan, görevi başınxdayken bir hasta yakını tarafından bıçaklı saldırıya uğrayarak vahşi bir şekilde katledilmiştir. Sağlıkta şiddet , artık 24 saat tüm sağlık çalışanlarının hemen dibindedir ve ne yazık ki , hükümet ve kamu yöneticileri , bu ağır ve sınırsız vahşetin hem seyircisi hem özendiricisi olarak canını kaybeden , yaralanan , hakarete ve aşağılamaya uğrayan tüm sağlık çalışanlarının sorumlusudurlar …. Artık bu sadece şiddet değil “Sağlıkta Terör” dür. 

Yıllardır inatla sürdürülen ve “sağlıkta dönüşüm “ adıyla uygulanan acımasız sağlık politikası artık tıkanmıştır. Herşeyin paraya ve paranın da milyonlarla ifade edilen kavramlara dönüştüğü sağlık sisteminde , herşey ticaret aracı haline getirilmiş , hastalar müşteri , sağlık kuruluşları ve hastaneler ise insanların istediklerini alabileceklerini düşündükleri işletmeler haline getirilmiştir. Ne kadar çok müşteri , o kadar iş ve para düşüncesiyle ticarileştirilen sağlık sisteminde , ne kadar çok hasta o kadar çok işletme kârı mantığının esiri olan bir dönüşüm yaratılmıştır. 

Yılda 1.3 milyar hasta bakılması , 130 milyon hastanın acil servislerde yığılması , nerdeyse her 20 günde bir ülke nüfusu kadar insanın sağlık sistemine giriş yapması ve elden geçirilmesi , mevcut yetersiz , yatırımsız sağlık sisteminin bu kışkırtılmış hasta tsunamisi altında ezilip ufalanmasına yol açmıştır. Sağlık Bakanlığı ve Hükümet , yılların biriktirdiği sorunları artık halının altına süpürememekte , örneğin 5 dakikada bir hasta yazılan randevu sistemini kendisi tıkamaya çalışarak, ayda üç hakla sınırlandırarak bu sistemin çıkmazlarını bizzat kendisi itiraf etmektedir. Sağlık sisteminde günde ortalama 80 tane şiddet olayı kayıtlara geçmektedir. Bu bir tesadüf olamaz. Bu bir hükümet politikasıdır. Sağlıkta şiddet , yıllardır yapılan uyarılara kulaklarını kapatan  ve meslek örgütlerinin bilgi ve birikimini dikkate almayan kamu yönetiminin , tıkanmış sağlık sistemini yürüyormuş gibi göstermeye çalışmasının sonucudur. 

Tıkanmış sistemi yürüyormuş gibi göstermek için de sağlık çalışanları ile toplumu ve hastaları karşı karşıya getirmekte , bu sistemi ben çalıştıramadım , sen zorla ve şiddet kullanarak çalıştırmalısın diyerek , toplumun sağlık hizmetini adeta zor kullanarak almasının önünü açan politik yaklaşımı sergilemektedir. Bu yaklaşımı kınıyoruz, reddediyoruz ve değiştirmeye and içiyoruz. 

Hükümet ve Sağlık Bakanlığı  vatandaşını , randevu almak için , muayene olmak için , reçete yazdırmak için , rapor almak için , tetkik yaptırmak için , zor kullanmaya teşvik eden bir tutum içindedir. Bu konuda en ufak bir tedbir alınmamakta , sıradan AVM ‘lerde bile yaygın kullanılan x-R cihazları bile sağlık tesislerine çok görülmektedir. Güvenlik önlemi hiçbir şekilde alınmamaktadır ve hiçbir caydırıcı yaptırım uygulanmamaktadır. Her sağlık çalışanı ,evinden işine giderken ölüm korkusu ve kaygısı ile gitmektedir. Tuğrul Okutan da dün evinden çıkarken , aynı kaygı ile yola çıktı ve maalesef hepimizin korktuğu müessif ve vahşi olay , onun başına geldi. 

TTB ve diğer Sağlık alanındaki Örgütlerin önerilerine şimdiye kadar kulak tıkanmıştır. Sağlıkta şiddet yasası hiçbir şekilde ele alınmamakta , bu konuda 1 ağustosta , özel oturum çağrısı yapıldığı halde , iktidar başta olmak bazı  siyasi partilerin milletvekilleri , kuliste oturup , genel kurul salonuna girmeyerek , sağlık çalışanlarının hayatını hiçe saydıklarını itiraf etmişlerdir. Bunu unutmadık unutmayacağız. Bu milletvekillerini , bu partileri tek tek kınıyoruz.  

Sağlıkta terör nedeniyle hayatını kaybeden tüm sağlık emekçilerinin anısı yaşatılacaktır ve hem sorumlular hem de bu canilere kol kanat gerenlerin tümünden yargının hesap sormasını talep ediyoruz.. Tweetle bakanlık yönetenleri kınıyoruz… 

Bir an önce sağlık alanında çalışan örgütler ve TTB ‘nin sağlıkta şiddet yasası konusundaki önerileri , meclise getirilmelidir. Tüm sağlık kuruluşlarında , en yüksek derecede güvenlik önlemleri alınmalı , caydırıcı , günlük pratik ve yasal süreçler bir an önce hayata geçirilmelidir. 

Evimizden çıkarken , can korkusu ve ölüm kaygısıyla işimize gitmek istemiyoruz. Bir canın daha kaybedilmesine tahammülümüz yoktur… sağlıkta alanındaki terör artık ülkenin en önemli sorunudur. Bu vahşet önlenmelidir. Hemen şu anda …. Hiç gecikmeden…” dedi.

Platform temsilcilerinin kısa konuşmalarının ardından basın açıklaması sona erdi.
Bu haber 188 kez okunmuştur.