‘Ne Nae Sao Paulo Ne Başkası’ konulu basın açıklaması 26 Temmuz 2022 tarihinde yapıldı.

26.07.2022

Aliağa'da sökümü için getirilmek istenen asbestli ‘NAe Sao Paulo’ isimli uçak gemisine ilişkin tepkiler sürüyor. İzmir Tabip Odası, KESK İzmir Şubeler Platformu, İzmir Barosu ve TMMOB konuyla ilgili basın açıklaması yaparak ortak mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

 

TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesinde yapılan açıklamaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve çevre örgütleri de katıldı.

 

Basın açıklamasına, İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Genel Sekreter Uzm. Dr. Ceylan Özkan, Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Yüce Ayhan ve odamız üyeleri de katıldı.

 

Basın açıklaması TMMOB İKK sözcüsü Aykut Akdemir tarafından okundu. Akdemir, “Sao Paolo Gemisi yaşanan ilk örnek olmadığını ifade ederek Aliağa Gemi Söküm Tesislerinde 1974 yılından beri sökülen gemilerden çıkarılan her türden tehlikeli zararlı kimyasal sınıfından olan bileşenlerin miktarı, nerede ve nasıl bertaraf edildiğine dair bilgi belgeler bulunmamaktadır. Gemi özelinde bugün yaşadığımız süreç ile ülkemizin atık ithalatı sürecinde Avrupa’nın ürettiği ancak kendi topraklarında bertaraf etmediği, başka ülkelerin kabul etmediği atıkların gönderildiği bir çöplük haline getirilmesini kabul etmiyoruz. Gemi hakkındaki iddialar ile ilgili olarak sorularımıza ilgili kurum, kuruluş ve kişiler tarafından belgelerle birlikte cevap verilmeden, kamuoyu bilgilendirilmeden geminin ülkemiz karasularına girişine izin verilmemeli, söküm işlemi gerçekleştirilmemelidir.

 

Basın açıklaması için tıklayınız…

 

Daha sonra söz alan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, "Bu konu sadece getirilmekte olan gemiye özel bir konu değildir. Geminin taşıdığı asbest ve radyoaktivite taşıyan yük ile birlikte ağır metallere kadar birçok sağlığa zararlı ve kanserojen maddelerin denetlenmeden gelmesi söz konusudur. Bu konudaki denetlemelerin yeterli ve saydam olmadığı kuşkusu gayet yaygındır. Bu geminin gelmesi vesilesiyle uzun yıllardır Aliağa’daki gemi söküm sanayiinin de ulusal ve uluslararası standartlara göre denetiminin sağlanması gerekliliği de ortaya çıkmaktadır. Aslında, ülkemize ithal edilmekte olan ve başka ülkelerde üretilmiş olan atıkların ve çöplerin ithalatına ilişkin mevcut mevzuatın ele alınması, iyileştirilmesi ve uygulamaya konulması önemlidir. Ülkemizde atık ithalatı politikasının bu gemi vesilesi ile yeniden ele alınması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. İnsan sağlığı için  çok zararlı olduğu bilinen radyoaktif kalıntılar ve asbest ya da ağır metallerin bu bölgede ve iş dalında çalışmakta olan insanlarımızın ve bu coğrafyada yaşayan toplumun sağlığına olumsuz etkileri olduğu muhakkaktır. Bu ve benzeri gemilerle birçok sağlığa zararlı maddenin ülkemize girmekte olduğunu görmekteyiz. Bu gemi sadece bir gemi değil, çevre politikalarının düzenlenmesi için bir vesiledir. Aliağa gemi söküm endüstrisinin denetimi için yeni adımlar atılmasına da imkan sağlayacaktır. Özellikle İngiltere, İspanya ve Fas çevre otoritelerine ve örgütlerine geminin Cebelitarık boğazından geçmemesi yönünde bir mektup göndermeyi düşünüyoruz. dedi.

 

İzmir Baro Başkanı Av. Özkan Yücel ise,  "Her yeni gelen gemide aynı kaygıları paylaşıyoruz. Davalar açıyoruz. Yürütmeyi durdurma kararları aldığımızda oldu. Ama bir yandan yaşanacak felaketler yaşanıyor. Bu kez başka bir görev düşüyor.  Limana yanaşan gemi sökülür. Bunu istemiyorsak daha kocaman mücadeleye ihtiyaç var. Bir sivil itaatsizliğe ihtiyaç var. Gaziemir'deki kimyasal atıklar hala temizlenmiş değil, iktidar önemsemiyor. Kurumlara, insanlara görev düşüyor. Biz üzerimize düşeni yapacağız. O ölüm gemisinin Aliağa'ya yanaşmaması gerekir, bu sivil itaatsizlik çağrısıdır" dedi.

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi Tunç Soyer, "İki başlığı var bu hikayenin, birincisi geminin kendisi, ikincisi Aliağa Gemi söküm tesisleri. Gemiyle ilgili olarak Çevre Bakanlığının açıklamaları hiç güven vermiyor. Biz gezip neyi göreceğiz? Hindistan'ın kabul etmediği gemiyi biz neden alıyoruz, nasıl alıyoruz? Son derece şaibeli bir şekilde duruyor. Öbür yandan Aliağa'da 22 işletme var, 8'i sadece Avrupa normlarına uygun. Yani 3'te 2'sinin neye göre işlem yaptığı  belirsiz. Her iki başlıkta da mücadeleyi sürdüreceğiz. Krizler fırsata nasıl çevrilir, Aliağa ile ilgili yeni düzenlemelerin önünü açacak bu mücadelemiz.  Çevreyi, Çevre Şehircilik Bakanlığından korumak çok üzücü bir tablo. Sağduyuya davet ediyoruz. Bunlar,bu memleket için kabul edilemez. Biz şeffaf, İzmir'in içine sineceği, kimsenin şaibeyle başbaşa bırakılmayacak bir süreç islenmesini istiyoruz. Bu gemi dolayısıyla oluşan çevre duyarlılığına tüm sivil toplum örgütlerini ve tüm vatandaşlarımızı tek tek destek olmaya davet ediyorum ve bu konuda Belediye olarak tüm yetkilerimizi kullanacağımızı, ve ben bizzat vatandaş Tunç Soyer olarak dava açacağımı da bildiriyorum.”dedi.

 

Soruların ardından basın açıklaması sona erdi.

 

 

Bu haber 206 kez okunmuştur.