Lost Daughter (Karanlık Kız) film analizi 21 Haziran 2022 tarihinde gerçekleştirildi.

05.07.2022

İzmir Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu tarafından düzenlenen Lost Daughter (Karanlık Kız) filminin analizi 21 Haziran 2022 tarihinde yapıldı.



Dr. Özlem Miman’ın moderatörlüğünde, çevrimiçi 60 kadın meslektaşımız katıldığı, Yönetmenliğini Maggiie Gyllenhaal’in yaptığı E. Ferrante’nin aynı isimli romanından uyarlanan Lost Daughter (Karanlık Kız) filminin analizinde Leda’yı Anlamaya çalıştık.

Filmin edebi analizi Kadın Yazarlar, Çağdaş Kadın Edebiyatı üzerine çalışmaları bulunan  Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Dilek Direnç tarafından yapıldı. 

Ege Üniversitesi Kadın Çalışmalarında yüksek lisans yapmış, halen Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Kadın Ruh Sağlığı çalışmaları bulunan Psikiyatrist Gökçen Yılmaz Kahraman ise filmin Psikanalitik değerlendirmeler yaparak izleyicilerle görüşlerini paylaştı. 

Filmin analizinde; “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin getirdiği mitleri, kalıpları kıran bir anneye, toplum tarafından kabul edilemez, bağışlanamaz bir anneye, aslında hayatı değiştirmeye dönük bir yaşama tanıklık ediyoruz.    Edebiyatın her daim baş konusu olan “anne”yi dışardan bir anlatımla değil, içerden görüyoruz. Film diğer yandan kısırlık ve kutsanan doğumu da tartıştırıyor. Leda’nın bir melek değil, anne, kutsal değil bir kadın ve hayatın içinden bir insan, bir can olduğunu görüyoruz.  Anneliğin sarıp sarmalayan, mutlu eden olduğu gibi, aynı zamanda yaralayıcı, yıkıcı olduğunu görüyoruz. Tıpkı doğa gibi. Bir annenin kızı olmak, bir kızın annesi olmanın iç içe geçmiş halini görüyoruz. Doğmasaydım, doğurmasaydım bir kadının nasıl bir hayatı olurdu sorusunu görüyoruz. Filmdeki metaforlar, simgesel objeler, yaşanan her kare yeni bir film kadar tartıştırıyor; Leda’nın oyuncak bebeği çalması, dolaba kilitlemesi, çöpe atıp alması, koparmadan soyulan portakal kabuğu (koparılamayan göbek bağı), sırta düşen yaralayan kozalak (sistem tarafından daha da yaralanacağının ifade edilmesi), şapka iğnesinin karına batırılması. Filmi seyrederken duygularımız zikzak çizse de, göğsümüzün orta yerine koca bir ağırlık çökse de, parmağı yaralanan kızın annesinden öpmesini isterken bizleri de ayağa kaldırıp “lütfen, ne olur ne olur öp” dedirtse de.. Leda ‘ya ne hayran kalıyoruz ne de acıyoruz! Sevgi ve nefretin çatışması gibi…Doğa gibi.. Yargılamadan, sorgulamayı ve anlamayı hedefleyen bir film…” görüşleri paylaşıldı.

Son olarak moderatör Dr. Özlem Miman, izleyiclerden gelen soruları paylaştı. Tartışmaların ardından film analizi sona erdi.

 

 

Bu haber 146 kez okunmuştur.