Üniversite hastanesinde görev yapan ve kadro kısıtlaması nedeniyle ataması yapılamayan doçent ünvanlı hekimler, doçentlik kadrosuna atanmadığı için bazı haklardan yararlandırılmamaktadır. Akademik ve mesleki çalışmaları yönünden fiilen aynı işi yapan hekimler arasında kadro gerekçe gösterilerek ayrım yapılması hekimlerin mağduriyetine neden olmaktadır.
Bir üniversite hastanesinde görevli doçent ünvanlı iki meslektaşımız adına İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu tarafından dava açılmıştır.
Bir davada, ek ders ücreti, seminer-danışmanlık ücreti ve primli hasta muayenesi uygulamasından yararlandırılma talebi, diğer davada ise, primli hasta muayenesi uygulamasından yararlandırılma talebi tartışılmıştır.
Her iki yargılama sonucunda, davaların kabulüne karar verilmiştir. Yargı kararlarında, öğretim üyelerinin yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ve doktor öğretim üyeleri olduğu, doçentin Üniversiteler Arası Kurul tarafından verilen akademik ünvana sahip kişi olduğu, davacının lisans ve lisansüstü öğrenci eğitiminin her aşamasına öğretim üyesi olarak katıldığı, öğretim elemanı olmasa da davacının fiilen öğretim üyesi gibi akademik faaliyette bulunduğu, davacının ek ders ücretinden, özel kuruluşlara verilecek konuşma ve danışmanlık ücretinden yararlandırılması gerektiği, mesai dışı öğretim üyesi muayenesi uygulamasından yararlanacak kişiler belirlenirken mevzuatın geniş yorumlanarak kadroya atanmış olma şartı aranmaksızın doçent ünvanı almış hekimlerin de bu kapsamda değerlendirilmesi ve bu haktan yararlandırılması gerektiği gerekçelerine yer verilmiştir.
Davalardan birisi istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiş olup diğer davanın istinaf incelemesi devam etmektedir.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu