Dr. Aynur Dağdemir’i Anıyoruz, Sağlıkta Şiddete Karşı Etkin Yasa ve Güvenli İşyerleri İstiyoruz! konulu basın açıklaması 19 Kasım 2021 tarihinde yapıldı.

19.11.2021

Dr. Aynur Dağdemir’i Anıyoruz, Sağlıkta Şiddete Karşı Etkin Yasa ve Güvenli İşyerleri İstiyoruz! konulu basın açıklaması 19 Kasım 2021 tarihinde İzmir Tabip Odası Konferans Salonunda yapıldı.

 

Basın açıklamasına İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Prof.Dr. Süleyman Kaynak ve Dr. Hakan Köse katıldı.

 

Prof. Dr. Süleyman Kaynak, bu basın açıklaması bir anma, Dr. Aynur Dağdemir’in katledilmesinin yıldönümü nedeniyle yapılıyor, fakat aslında olay giderek artan, hızını artıran çoğaltan ve bir türlü yeterli önlemler alınmadı. İçinde hepimizin canını yakan sağlıkta şiddet konusunu tekrar gündeme getirmek bu konuda hem kamuoyunu hem kamu yönetimine tekrar uyarmaya çalışmak için sizlerle birlikteyiz. Gerçekten de her gün sağlık sektöründe farklı özellikteki şiddet olaylarıyla karşı karşıya kalmaktayız ve bugün Türkiye’de kamuoyunu en çok meşgul eden olaylardan veya konulardan bir tanesi sağlık alanındaki sağlık hizmeti verenlerin uğradığı şiddettir. dedi.

 

Basın Açıklaması İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel tarafından okundu. Dr. Seha Yüksel, Dr. Aynur Dağdemir, çalıştığı özel hastaneye elinde ekmek bıçağı ile giren erkek tarafından altı yıl önce bugün öldürüldü.  Dr. Edip Kürklü’yü, Dr. Göksel Kalaycıoğlu’nu, Dr. Ersin Arslan’ı, Dr. Kamil Furtun’u, Dr. Hüseyin Ağır’ı, Dr. Fikret Hacıosman’ı da işyerlerinde uğradıkları şiddet sonrası kaybettik. Kayıplarımızın yanı sıra meslektaşlarımız işyerlerinde bıçaklı, silahlı, sopalı, oraklı, taşlı fiziksel saldırılara uğruyor, klinikler ateşe veriliyor, her birimiz her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz. Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilen sağlıkta şiddet olayı yaşanmıştır. Yaptığımız ankette hekimlerin %84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir. Tüm bunlara rağmen hâlâ işyerlerimizde şiddetten koruyacak önlemler alınmazken, çıkarılan sağlıkta şiddet yasası algıyı yönetmeye çalışmak dışında bir işe yaramamıştır. Hiçbir kamu kurumuna hatta alışveriş merkezlerine kontrolsüz girilemezken hastanelere akla gelebilecek her türlü zarar verici alet ile girilebilmesini kabul etmiyoruz. Klinikler, yoğun bakımlar, acil servisler, ambulanslar, polikliniklerdeki fiziksel şartlar şiddetin önünü açmaktadır. Sağlıkta şiddet, genel şiddet ikliminden, siyasetçilerin şiddet üreten politikalarından da ayrı düşünülemez. Özellikle son yaşanan olaylarda erkek hastalar tarafından kadın sağlık çalışanlarına yönelik art arda gelen saldırılara tanıklık ediyoruz, elbette bunların tesadüf olmadığını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilişkili olduğunu biliyoruz. Bir yandan kadına yönelik şiddete dur demek için İstanbul Sözleşmesi’ni savunurken; diğer yandan hekime, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sonlanması için etkili ve caydırıcı yasaların çıkması için mücadele veriyoruz. Birlikte çalıştığı sağlık personelinin eski eşi tarafından öldürülmesine engel olan, sevgili Aynur Dağdemir’in cesaretli dayanışmasını büyütmek ve şiddeti bitirmek için birlikte mücadele ediyoruz. Hekimlerin gördüğü her şiddette, yaşamdan hoyratça koparılan her kadında yüreğimiz ve aklımızla söz veriyoruz sana Aynur! Söz veriyoruz Melike’ye, Ersin’e, Kamil’e, Gülnur’a… Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz. Birimizin daha aramızdan alınmasına tahammülümüz yok!

*Sağlıkta şiddetin ana kaynağı olan neoliberal sağlık politikalarından derhal vazgeçilmesini, *Sağlıkta şiddet için Türk Tabipleri Birliğinin önerileri çerçevesinde etkili yasa çıkarılmasını, *Sağlık kurumlarında şiddeti önleyen fiziksel değişiklikler yapılmasını, güvenli işyerleri oluşturulmasını, *Tüm işyerlerinde kadına karşı şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulanmasını, *İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konup etkili bir şekilde uygulanmasını, *İş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesinin imzalanmasını talep ediyoruz. ifadelerinde bulundu.

 

Basın Açıklaması için tıklayınız…

 

Dr. Hakan Köse ise, Sağlıkta şiddet kader değil bir sonuç, Sağlıkta Dönüşüm Programlarıyla birlikte yılda acil servislere 120 milyon başvuruyla sağlık sistemi tıkanmış durumdadır. Bugün İzmir’de muayene olmak ve MHRS den randevu almak zorlaştı. İlçelerden randevu alınıp tedavi olunmaya çalışılıyor. Hukuksal olarakta en son yapılan yasadaki değişiklik zanlının karakoldan değil mahkemeden bırakılmasıydı ama bu da yetersiz. Bir diğer sorunda, gelir dağılımının adaletsizliği, gelir dağılımının adaletsizliğinin düzelmediği bir ülke de sağlığa ulaşmak zor olduğu sürece şiddet önlenemez. Bu sorunlar çözülmediği sürece şiddet artarak devam edecektir. dedi.

 

Soru ve cevapların ardından basın açıklaması sona erdi.

 

Bu haber 219 kez okunmuştur.