Uygarlık tarihi, bilimi yok sayan cehalet ile mücadele tarihidir. İnsanlık tarihinin her aşamasında, bilimi görmezden gelen ve bilimsel ilkeleri benimseyen kişiler ve yönetimler hep olmuştur. Bilime rağmen ilerlemiş ve refaha kavuşmuş bir toplum yoktur.
Bilime ve bilim insanlarına düşmanlık, her alanda kendini göstermiştir. Dünyanın yuvarlık olduğunu savunan bilim insanlarının karşısında da insan sağlığını korumak için üretilen aşıların karşısında da cehalet vardı.
Bütün dünya, corona virüs pandemisi ile yaklaşık 18 aydır mücadele yürütmektedir. Ancak geldiğimiz noktada pandemi ile mücadelede elimizdeki en etkili yöntemin aşılama olduğu kanıta dayalı bilimsel bir gerçekliktir. Pandeminin yıkıcı etkisini, etkin ve yaygın bir aşılama ile önlemek mümkündür. Bu gerçeklik karşısında, geçmişte olduğu gibi şimdi de “aşı karşıtlığı” kendini göstermiştir. Bilimsel gerçekler ancak başka bilimsel dayanaklarla tartışılabilir. Bilimsel gerçeklerin karşısında, sosyal, felsefi veya dini düşünceye dayalı tartışmalar yürütülemez.
11 Eylül 2021 tarihinde, İstanbul Maltepe’de, aşı karşıtlığı temelinde içişleri bakanlığının şehirler arası yolculuk genelgesi dahil tüm uygulamalara karşı gelerek bir araya gelen grup, pandemi mücadelesindeki tüm bilimsel birikime savaş açan bir gösteri düzenlemiştir. Gösterinin ve gösteride ifade edilenler, düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında ele alınarak görmezden gelinebilirdi. Ancak hergün yüzlerce yurttaşımızın hayatını kaybettiği salgın karşısında toplumun sağlığını savunmak açısından kayıtsız kalmak mümkün değildir. Kaldıki, hiçbir kanıta dayanmayan fikirlerin bu kadar görünür hale gelmesi, pandemiye karşı ekonomik ve sosyal her açıdan zor koşullarda mücadele yürüten sağlık çalışanlarının motivasyonunu derinden etkilemiştir. Yaklaşık 2 yıldır yüzlerce sağlık çalışanı ve binlerce yurttaş Covid-19 nedeniyle vefat etmiştir. Sağlık çalışanları gece gündüz, ailelerinden ve özel yaşamlarından fedakarlık ederek, her türlü olumsuzluk içinde insanlarımızın sağlığı için mücadele etmiştir.
Pandemi döneminde, meslek örgütleri, sendika ve derneklerin her türlü basın açıklaması, gösteri ve toplantı girişimleri, idari ve polisiye yöntemlerle engellenirken, 11 Eylül 2021 tarihinde gerçekleşmesine izin verilen eylem, pandemi ile mücadelede siyasi ve sağlık otoritesinin samimiyetsiz olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu samimiyetsiz irade ile toplumun aşılama konusunda ikna edilmesi mümkün değildir.
Bilimsel olmayan, dayanaksız ve safsata ifadeler her gün medya organlarında ve sosyal medyada baş tacı edilmektedir.
Toplum sağlığını riske atan bu uygulamalara karşı siyasi otoritenin etkin idari ve hukuki önlemler almamasının yanında derin sessizliği bilime ve bilim insanlarına saldırıyı toplum nezdinde meşrulaştırmakta ve sıradanlaştırmaktadır.
Bu nedenle, bilimsel olmayan, dayanaksız ve safsata ifadelerle toplum sağlığını riske atan kişiler ve bu ifadelerin yazılı ve görsel medyada görünür hale gelmesine neden olan medya organları hakkında gerekli idari ve hukuki önlemler etkin şekilde uygulanmalıdır.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu