Çok sayıda kimyasal ve mikrobiyolojik analizi yapan ve akredite olan İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarında artık içme, kullanma, kaynak ve doğal suların, kaplıca, havuz, deniz suyu ile hemodiyaliz çözeltilerinin dilüsyonunda kullanılan suların analizleri yapılamayacak.
COVID-19 salgınında da toplum olarak iyice kavradığımız gibi, salgınlara karşı halkı korumak için en önemli silahlarımızdan biri aşıdır. Ne yazık ki aşı üretimi yapan tek kurumumuz olan ve 1928 yılında kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitümüz’de aşı üretimi 1997 yılında sonlandırılmıştı.
Enstitü sadece aşı ve serum üretimi değil, aynı zamanda ilaç kontrolü hizmetleri yapan ve uzmanlık eğitimi veren bir kurum iken, önce adı değiştirilip Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı oldu.
2 Kasım 2011 tarihinde Resmi Gazete ’de yayımlanan 663 sayılı kararname ile Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Halk Sağlığı Kurumu'na devredilerek kapısına kilit vuruldu.
Kendi aşı üretim tesisimizin kapısına kilit vurmanın sonucunda bugün çeşitli ülkelerin ve çok uluslu şirketlerin kapısında aşı satın alabilmek için sırada beklemekteyiz. Hıfzısıhha Enstitüsünün kapatılmasının diğer bir sonucu da klinik test ve analizler için özel şirketlere bağımlı hale gelmemiz ve hizmet alımı için yüksek bedeller ödememizdir.
Şimdi sıra İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarında mı? 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen Ege Depreminde binası hasar gören İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarının yeni bir binada veya yıllar önce yapılan kendi gerçek binasında hizmet vermesi beklenirken, binanın depremde hasar gördüğü gerekçesiyle kapatıldı. Her biri kendi uzmanlık alanında uzun yılların birikim ve tecrübesine sahip elamanları da ilçe sağlık müdürlüklerine dağıtıldı.
Şimdi sormak istiyoruz;
· Depremde binası hasar gören İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarı halen boş bulunan İzmir Konak Doğumevi Binasına veya bugün İzmir İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Başkanlığı tarafından kullanılan kendi gerçek binasına neden taşınmadı ve yılların getirdiği birikimi göz ardı edilerek kapatıldı?
· İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarının tüm değerli cihazlarının İzmir’in Urla ilçesindeki bir depoya kaldırılacağı iddiası ne anlama gelmektedir? Yoksa binadaki deprem hasarı bahane edilerek laboratuvarın tamamen kapatılması mı amaçlanmaktadır?
· İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarının yapmakla sorumlu olduğu klinik kan analizleri için bir süredir özel şirketlerden hizmet alınırken, şimdi de deprem sonrası su numuneleri ve diğer klinik dışı numuneler Aydın ve Afyon Halk Sağlığı Laboratuvarına gönderilmeye başlanmıştır. Bu durum süreklilik kazanacak mıdır? Kazandığı takdirde İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarı’nın cihaz ve arşivi nereye taşınacaktır? Üstelik bu cihazların bir süre çalışmaması telafisi mümkün olmayan zararlara da yol açacaktır.
Bilindiği üzere her ilde kurulu bulunan Halk Sağlığı Laboratuvarları; çevre sağlığı alanında Sağlık Bakanlığı sorumluluğundaki içme-kullanma suları, kaynak suları, doğal mineralli sular, kaplıca suları, havuz suları, yüzme sularının ruhsat, denetim ve kontrol izlenmesi ile suda legionella analizleri, talassoterapi amaçlı deniz suyu analizleri ve hemodiyaliz çözeltilerinin dilüsyonunda kullanılan suların analizlerini yapmaktadır.
İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarı, mülga İzmir Hıfzıssıhha Enstitüsü ve İzmir’de kurulu bulunan diğer Halk Sağlığı Laboratuvarlarının (Karşıyaka, Konak) faaliyetlerine son verilerek tüm birimler 1968 yılında yapılan eski Hıfzıssıhha Laboratuvarı binasında toplanmıştı. Depremde zarar gördüğü gerekçesiyle boşaltılan bu binanın hemen arkasında ise İzmir halk Sağlığı Laboratuarı olarak kullanılmak üzere çok katlı yeni laboratuar binası yapılmıştı.
İzmir Hıfzısıhha Laboratuvarının, halen Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Başkanlığı tarafından kullanılan bu yeni binaya taşınması hep gündemde olmasına karşın bir türlü gerçekleşmemiştir. Sonuç olarak İzmir’de halk sağlığına yönelik uzmanlık gerektiren birçok kimyasal ve mikrobiyolojik analizi ve su analizlerini akredite olarak yapan yetkili laboratuvar bulunmamaktadır.
İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarının kapatılması, laboratuvara ait cihaz ve malzeme alt yapısının nereye taşınacağı hakkında belirsizlik sürerken Urla’daki depoya gönderileceği iddiası, kimyasal ve mikrobiyolojik su analizlerinin özel şirketlerin insafına terk edilmesi, her biri kendi alanında uzun yılların eğitim ve tecrübesine sahip olan personelin İlçe Sağlık Müdürlüklerine dağıtılması kabul edilemez. Ayrıca alınan bu karar İzmirlileri tam da pandeminin ve depremin bir araya geldiği günümüz koşullarında içme ve kullanma suyundan yayılacak bir bulaşıcı hastalık tehdidine açık hale getirmiştir.
Çözüm; deprem sonucu mevcut İzmir Halk Sağlığı Laboratuvar binasının hasarlı raporu alması nedeniyle gerçek laboratuvar binası olan ve İzmir Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Başkanlığı tarafından idari hizmetlerin yürütüldüğü bina boşaltılmalı ve gerçek sahibi olan; İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarına tahsis edilmelidir.
İzmir Halk Sağlığı Laboratuvarı kendi gerçek binasında bir an önce açılmalıdır!
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu
İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu