Biz, aşağıda imzası olan ve 1000 kadar kadın örgütünden oluşan kadın grupları ve feminist kuruluşlar, 15 Ekim 2020 tarihinde İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırıları ve diğer ortak sorunlarımızı ele almak üzere toplandık. Bu deklarasyonu, kadınların dünyanın her yerinde maruz kaldıkları ayrımcılığa, şiddete, gittikçe artan yaşam zorluklarına ve insan hakları ihlallerine dikkat çekmek ve haklarımızın pazarlık konusu olamayacağını tekrar vurgulamak amacıyla yayınlıyoruz.
Derin bir endişe ile gözlemliyoruz:
• Ataerkil yapılar, neoliberal politikalar, otoriter yönetimler, militarizm ve savaşlar uzun zamandan beri kadınların ve kız çocuklarının haklarını ihlal etmekte ve yaşamlarını tehlikeye atmaktadır;
• Derinleşen yoksulluk, ekonomik eşitsizlik, iklim değişikliği ve içinde bulunduğumuz Covid-19 salgını durumu daha da ağırlaştırmış; farklı sınıf, ırk, etnik köken ve milletten kadınların değişik şekillerde ve ölçülerde yıpranmasına neden olmuştur;
• Toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık ve şiddet; birbirinden çok farklı siyasi görüş, dini inanç ve kültüre bağlı birçok hükümet ve grupların söylem ve eylemlerinde öne çıkmaktadır;
• Bu devlet ve devlet dışı aktörler; diğer farklılıklarına rağmen, kadın düşmanlığı, homofobi ve transfobi içeren aynı ataerkil ideolojide birleşmektedirler.
Israrla talep ediyoruz:
• Tüm devlet kurumları, özel kuruluşlar ve sivil toplum kurumları; insan haklarının temeli olan, insan onurunda eşitlik ilkesine göre hareket etmeli;
• Tüm hükümetler; kadın örgütleri ile iş birliği içinde ve yeterli kaynaklara sahip ve ciddi uygulanan politikalarla, kadınların ve kız çocuklarının ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, cinsel, ve üreme haklarını güvence altına almalı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamalı;
• Tüm hükümetler; küresel krizleri yönetmek, her yerde insan haklarını gerçekleştirmek ve güvence altına almak ve cinsiyet eşitliğini sağlamak için uluslararası iş birliği ve çok taraflılık ilkesi ile hareket etmeli;
• Tüm parlamentolar; yasa yapma işlevlerini yerine getirirken, ayrımcı yasaları toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine dayanan yasalarla değiştirmeli ve denetleme yetkilerini kullanarak hükümetleri sorumlu tutmalı;
• Yerel, ulusal ve küresel medya; olumsuz tiplemeleri bırakarak, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve kadın hakları ihlallerinin kamusal ve sivil faillerini ortaya çıkarmalı, ihmali olan kurumları sorumlu tutmalı;
• Tüm uluslararası kurum ve kuruluşlar; etkin yönlendirme, izleme ve takip mekanizmaları ile ve taviz vermeksizin, kadın ve kız çocuklarının haklarının gerçekleşmesine, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın sona ermesine ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin güvence altına alınmasına yardımcı olmalı;
• İstanbul Sözleşmesi, Pekin Eylem Platformu, CEDAW ve Çocuk Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere, tüm insan hakları belgeleri; haklarında yanlış bilgilendirmelere karşı savunulmalı, bütün devletlerce onaylanmalı ve bütünüyle, eksiksiz uygulanmalı.
Ve herkese ilan ediyoruz:
• Her zaman olduğumuzdan daha kararlıyız;
• Demokratik alanlar daralmakla birlikle, biz; ataerkil şiddete, yanlış bilgilendirmelere, eril söylemlere ve kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı koymaya devam edeceğiz;
• Eşitlik, adalet ve barış içinde yaşayacağımız dünyayı kurmak için, kız kardeşlik ve ulusötesi dayanışma içinde hep beraber çalışacağız.
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!
2020 Kadın Hakları Deklarasyonu’nu imzalayan örgütler:
Bulgaristan Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Vakfı, Bulgaristan
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), Türkiye
Eşitlik ve Kürtaj Hakkı İçin Büyük Koalisyon, Polonya
Hırvatistan Kadın Ağı, Hırvatistan
İnsan Hakları Savunucuları, Amerika Birleşik Devletleri
Kadın Dayanışma ve Bilgi Merkezi (NPO), Estonya
Kadın Hakları Merkezi, Polonya
Kadın Haklarını Geliştirme Derneği (DOMINE), Hırvatistan
Uluslararası Barış ve Özgürlük İçin Kadın Birliği (WILPF)
Macaristan Kadın Lobisi, Macaristan
Şiddete Karşı Avrupa Kadın Ağı (WAVE)
Ukraynalı Kadın Avukatlar Derneği (JURFEM), Ukrayna
Avrupa Kadın Lobisi – EWL (Destekçi)
Bu haber 174 kez okunmuştur.