Hekimler ve Sağlık Çalışanları Korona Virüsü Sokaktan mı Alıyorlar?

16.05.2020
SGK’NIN, Covid-19 İÇİN “İŞ KAZASI/MESLEK HASTALIĞI” OLARAK DEĞİL “HASTALIK” OLARAK PROVİZYON ALINMASI GEREKTİĞİNİ BİLDİRMESİ, HATALI VE ANLAŞILMAZ BİR DURUMDUR.

Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 07.05.2020 tarihinde 2020/12 sayılı Genelge yayınlandı.
 Covid-19 tanısı almış sağlık çalışanlarının sayısı Sağlık Bakanın açıklaması ile 7428’e ulaşmış iken ve yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının sayısı artarken, SGK’nın, sağlık hizmet sunucularına Covid-19 için “iş kazası/meslek hastalığı” olarak değil “hastalık” olarak provizyon alınması gerektiğini bildirmesi, açıkça hatalı ve anlaşılmaz bir durumdur. Üç satırla bildirilen bu görüşün, hangi hukuksal ve bilimsel ölçütler dikkate alınarak oluşturulduğu belirsizdir. Bir genelge ile kanunlarda tanımlanan yükümlülüklerin ortadan kaldırılması da mümkün değildir.
Sağlık çalışanları, ister hasta naklinde, ister birinci basamakta filiasyon çalışmalarında, aile hekimliği merkezlerinde hasta muayene ederken, ister hastanede hasta karşılama ve ayırma (triaj) alanlarında, ister test için sürüntü alma, ister laboratuvar analiz süreçlerinde, isterse salgın döneminde verilen eğitimlerde, fabrikalarda işçilerin peryodik muayenelerini gerçekleştirirken olsun; her an  virüs ile enfekte olma riski belirgin şekilde artan en önemli risk grubudur. Bu koşullar altında Covid-19’a yakalanmış olan sağlık çalışanları doğrudan meslek hastalığına yakalanmış sayılmalı ve meslek hastalığı için tazminat talep edebilir duruma geçmelidir.                                                                                           
Mevzuatımızda da yer aldığı gibi, sağlık çalışanlarında görülen Covid-19 hastalığının meslek hastalığı olarak kaydedilme/kabul edilmesi, tüm sağlık giderlerinin %100 karşılanması, hiçbir katkı payının alınmaması ve geçici ya da kalıcı iş göremezlik durumunda tazminata hak kazanmak, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi demektir. Vefat durumunda, hak sahiplerine gelir bağlanması da bu koşullarda mümkün olacaktır. 
Ülkemizde, meslek hastalığı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda; “… Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalığı” ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda da “… Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.” şeklinde tanımlanmaktadır.  
Sağlık hizmeti sunucuları Covid-19 bulaşının iş kazası/meslek hastalığı olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Kişinin beyanına göre işlem yapmaları, provizyonu buna göre almaları yeterlidir.
Oysa önemle belirtelim ki Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 2018/5018 E., 2019/2931 K. sayı ve 15.04.2019 tarihli kararında önemli ölçütler ortaya koymuştur. İş kazası, uygun illiyet bağı gibi kavramların tartışıldığı bu kararda; tır şoförü olan bir işçide Ukrayna’ya yaptığı seferden hemen sonra H1N1 virüsü saptandığı, Adli Tıp Kurumu’nun bulaş ve kuluçka süresi ile ilgili rapor düzenlediği, işçiye işin yürütülmesi sırasında hastalık bulaştığı belirtilmiş ve bu şekilde meydana gelen ölüm iş kazası olarak kabul edilmiştir.
Dolayısıyla işverence bildirim yapılmamasına rağmen hak sahiplerinin yapacağı şikâyet ve başvurular ya da açacağı davalar ile iş kazası/meslek hastalığının tespit edilmesi halinde, kusur ve kusursuz sorumluluk ölçütleri çerçevesinde, mahrum kalınan maddi ve takdir edilecek manevi zarar işverene yükletilecektir. 
Son olarak işyeri hekimlerinin bildirim yükümlülüğün altını yeniden çizmek isteriz. 2020/12 sayılı Genelge’nin, 6331 sayılı Kanun’da düzenlenen bildirim yükümlülüğünü, tıbbi deontoloji kurallarını ve yargı içtihatlarını ortadan kaldırması mümkün değildir.
“ SGK’nın 2020/12 Sayılı Genelgesi İş Kazası Bildirim Yükümlülüğünü Ortadan Kaldırmaz “

Sonuç olarak; Hekim ve sağlık çalışanları Covid-19’u deri koltuklarda oturup klavye başlarında kapmadılar.
Hekimler ve sağlık çalışanları virüse karşı en ön cephede canlarını dişine takarak ve hayatlarını riske atarak mücadele ederken,  SGK’nın, sağlık hizmet sunucularına Covid-19 için “iş kazası/meslek hastalığı” olarak değil “hastalık” olarak provizyon alınması gerektiğini bildirmesi genelgesini kabul etmiyoruz.
Covid-19 tanısı veya tedavisi alan sağlık çalışanlarının hastalıklarının iş kazası/meslek hastalığı olarak kabul edilmesi bir haktır. En önemli risk grubunda yer alan ve Covid-19’a yakalanmış olan ve bu nedenle yaşamını kaybeden hekim/sağlık çalışanlarına karşı hürmetsiz bir şekilde üç satır genelge ile kanunlarda tanımlanan yükümlülüklerin ortadan kaldırılmasına müsaade etmeyeceğiz.
“Covid-19 Tanısı veya Tedavisi Alan Sağlık Çalışanlarının Hastalıklarının İş kazası/Meslek Hastalığı Olarak Kabul Edilmesi Bir Haktır ”


İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu
İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu
Bu haber 742 kez okunmuştur.