Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pandemi Kliniği sorumlusu Doç . Dr. Yusuf Savran, geçtiğimiz hafta koronovirüs konusunda halkı bilgilendirici ve uyarılar içeren videosunu kişisel youtube hesabından paylaştı. "Vaka ve ölü sayımız İtalya'dan ilerde. Türkiye bu işin ciddiyetinin farkında değil. Lütfen evde kalın" diyen Savran, henüz çok geç olmadığının altını çizdi. Sosyal medyada yoğun olarak paylaşılan bu videonun yayınlanmasından kısa süre sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü bir açıklama yaptı. Rektörlük açıklamasında, “Vatandaşlarımızı uyarmak amacıyla kaygı ve korkusunu farklı bir üslupla aktaran hocamızın bu konuda yanlış anlaşıldığını ve kendisinin de üzgün olduğunu buradan paylaşmak istiyoruz” denildi. Bunun ardından Yusuf Savran bir başka video yayınlayarak "Eğer yaptığım açıklamalar paniğe neden olduysa devlet büyüklerimden ve halkımdan özür dilerim” dedi. Bunun benzeri bir olay 19 Mart 2020 tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gerçekleşti. Uzm. Dr. Güle Çınar kurum içi lokal bir toplantıda kullandığı sözcükler nedeniyle özür dilemek zorunda bırakıldı. Oysa meslektaşımızın kullandığı ifadeler hakaret içermediği gibi, bütünüyle temelsiz değildi. Umre’den dönen yaklaşık 21.000 kişinin tamamına test yapılmadığı ve tamamının karantinaya alınmadığı, bu kişilerin Türkiye'nin çeşitli kentlerine dağıldığı bilinmekteydi.
Son olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Barbaros Çetin’in bir gazetede “SARS’a 20 yıldır aşı bulunamadı, koronavirüs için bulunması imkânsız gözüküyor” başlığı ile yayınlanan demeçleri sebebiyle Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanlığı tarafından açıklama yapıldı. Açıklamada “Uzmanlık alanı olmayan ve kesin yargılar içeren açıklamalarda bulunmak ya da kamuoyunu zihnini karıştırıcı bilgileri paylaşmak sorumluluk sahibi bir bilim insanının beklenen davranış değildir” denilerek öğretim üyesi hakkında yasal süreç başlatıldığı ifade edildi.
Yukarıda sıraladığımız olaylar bilimsel bilginin, şeffaflığın her dönemde olduğu kadar yaşadığımız salgın döneminde de ne kadar gerekli ve önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu olarak Uzm. Dr. Güle Çınar, Doç Dr. Yusuf Savran ve Prof. Dr. Barboros Çetin’in açıklamalarının halkı korku ve paniğe sevk edecek nitelikte olmadığını, asıl halktan gerçekleri gizlemenin ağır bir sorumluluğu olacağını belirtmek istiyor, bütün yöneticilerin içinden geçmekte olduğumuz zorlu süreçte bilim insanlarının görüş ve düşüncelerini açıklamalarının önündeki engelleri kaldırmak için çaba harcamaları gerektiğinin altını çiziyoruz.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu