Yaşam Hakkını Savunuyoruz

16.05.2019
Bugün Türkiye’nin farklı   cezaevlerinde, binlerce  siyasi tutuklu ve hükümlünün yaklaşık  4 ayı  aşkın bir süredir  açlık grevi yaptığı, bu süreçte bazı tutuklu ve hükümlülerin yaşamlarına son verdiği bilinmektedir.  En son bir grup tutuklu/hükümlünün de  “ölüm orucu” sürecini başlattığını  öğrenmiş bulunmaktayız.

Türk Tabipler Birliği’nin de üyesi bulunduğu Dünya Tabipler Birliği (DTB)’ nin , açlık grevlerinde hekim tutumu üzerine temel belgesi olan Malta Bildirgesi’nin giriş bölümü 1. Maddesinde belirtildiği üzere “Açlık grevleri genellikle taleplerini başka yollardan ortaya koyma imkânları bulunmayan kişilerin başvurdukları bir protesto biçimidir.”  

Uzun bir süreyi  geride bırakan bu son açlık grevleri büyüklüğü ve sonuçları açısından toplum olarak  altından kalkamayacağımız bir insani kriz aşamasına varmıştır. Açlık grevlerinin ölümlerle ve kalıcı sakatlıklarla sonuçlanması olasılığı insan yaşamına en üst düzeyde saygı göstereceğine and içmiş biz hekimler ve sağlık emekçilerini derin endişeye sevk etmektedir.
Açlık grevleri izleme heyetlerinin ve bağımsız hukukçuların takipleri sonucu ortaya çıkan veriler açlık grevi yapan birçok  tutuklu ve hükümlünün   genel sağlık durumlarının bozulduğunu ve yaşamlarının kritik bir eşikte olduğunu göstermektedir. Cezaevlerindeki mevcut sağlık personeli sayısı ve revirlerin olanakları  göz önüne alındığında   açlık grevindeki binlerce tutuklu  ve hükümlünün sağlık durumunun   kurallara uygun bir şekilde  takip edilebilmesi mümkün gözükmemektedir.

Açlık grevini sürdüren tutuklu ve hükümlülerin sağlığının geldiği kritik aşama, buna karşın yeterli sağlık takibinin yapılmadığına dair var olan iddialar cezaevlerinin bir an önce kapılarını bağımsız sağlık heyetlerine açması gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Yasaların eşit uygulanmasını sağlamak ve cezaevlerinde tutulmakta olan tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkını korumak devletin görevidir.

Evrensel bir değer olan yaşam hakkının her şeyden önce geldiğine inanan  biz hekimler ve sağlık emekçileri, açlık grevlerinin olası ölüm ve geri dönüşü olmayan sakatlıklar ortaya çıkmadan önce sona erdirilmesi için gerekli insani duyarlılığın ve çabanın gösterilmesini istiyoruz.  Geçmişte yaşanan acı olayların tekrar yaşanmaması için yetkilileri sorumluluklarını yerine getirmeye ve cezaevlerini meslek örgütlerinin ve bağımsız kurumların denetimine açmaya davet ediyoruz.

İzmir Tabip Odası
 
Bu haber 264 kez okunmuştur.