Bilim İnsanları Görevlerine İade Edilmelidir

29.06.2017

Ülkemiz,  hukuk ve adalet tartışmalarının en yoğun olduğu günleri yaşamaktadır. Kuralların uygulamasındaki keyfilik, hukuka olan güveni her geçen gün zayıflatmaktadır.
OHAL ve KHK uygulamaları, hukuk denetiminin de olmaması nedeniyle keyfilik noktasına ulaşmıştır.
 
15 Temmuz darbe girişimi ve terör eylemleri, hiçbir vicdanın onaylayacağı eylemler değildir. Bu tür eylemlere karşı, hukuk sınırları içinde her türlü önlem alınmalıdır. 
 
Geçtiğimiz aylarda, birçok kez, içlerinde meslek örgütümüzde yöneticilik görevleri de bulunan meslektaşlarımızın kamu görevinden uzaklaştırılmasına ilişkin tepkimizi ve kaygılarımızı kamuoyuyla paylaştık. 
 
Kamu görevinden ihraç edilen veya açığa alınan meslektaşlarımıza isnat edilen suçlamalar değerlendirildiğinde, büyük bir kısmı hakkında somut bir iddia dahi olmadığı anlaşılmaktadır. Aralarında akademisyenlerin de olduğu birçok meslektaşımızın düşünce özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesi gereken eylemlerinin, kamu görevinden ihraç için gerekçe oluşturulduğu görülmektedir.
28 Haziran 2017 tarihinde ise, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde görev yapan meslektaşlarımızdan Dr. Cem Terzi, Dr. İzge Günal, Dr. Halil Resmi ve Dr. Halis Ulaş’ın haklarındaki soruşturmalar gerekçe gösterilerek açığa alındığı bilgisini aldık.
 
Kamu görevinden ihraç veya uzaklaştırma yaptırımı, hukukun öngördüğü en ağır idari yaptırımdır. Bu kararlar, hukukta son seçenek olarak düşünülmesi gereken kararlardır.  Bilim insanı olarak düşüncelerini açıklayan öğretim üyelerinin, düşüncelerinin oluşturduğu rahatsızlık, kamu görevinden ihraç veya uzaklaştırma için gerekçe olamaz. 
 
OHAL uygulamalarının, birçok kötüye kullanımı beraberinde getirdiği ortadadır. Kişiler hakkındaki iddialar etraflıca araştırılmadan kolaycı bir anlayışın benimsendiği görülmektedir. Son seçenek olması gereken açığa alma ve ihraç işlemleri, sıradan bir uygulamaya dönüştürülmüştür. Bu uygulamalar kamu vicdanını rahatsız etmektedir.
 
OHAL uygulamalarının devamını zorunlu kılan koşulların devam edip etmediği tekrar sorgulanmalıdır. OHAL, keyfi uygulamaların önünü açmaktadır.  
 
Yılların birikimi ve emeğiyle erişilmiş konumların KHK’ler ve idari işlemlerle ortadan kaldırılması, özlük haklarının yok sayılması kabul edilemez. 
 
Olağanüstü hal gerekçe gösterilerek 1 yıllık dönemde yapılan uygulamalar, ülkemizi her geçen gün daha karanlık bir noktaya sürüklemektedir.
 
Bilim insanlarının sorgusuz, sorusuz akademik yaşamdan uzaklaştırılmasını; hak ve hukuk kavramları ile açıklamakta güçlük çekmekteyiz.
 
Ülkemiz bir an önce olağan yönetim koşullarına dönmek zorundadır. Haksız ve hakkaniyetsiz uygulamalara son verilmelidir.
 
Meslektaşlarımızın bir an evvel görevlerine iade edilmelerini, öğrencileri ve şifa bekleyen hastaları ile buluşmasını istiyoruz.  
 
 
İZMİR TABİP ODASI YÖNETİM KURULU

Bu haber 7026 kez okunmuştur.