Öğretim Üyesi Meslektaşlarımızın Dikkatine

03.03.2015
 
26.11.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6569 sayılı Kanun ile, tam gün uygulamaları üniversitelerde yeni bir boyut kazandı.
 
Bu kanun ile, öğretim üyelerinin serbest meslek faaliyeti kısıtlanmış, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce serbest meslek faaliyeti yürüten hekimlerin diledikleri tarihte serbest meslek faaliyetlerine devam edebilecekleri, bu durumda üniversite ödeneği ve ek ödeme alamayacakları düzenlenmiştir. 
 
Bu düzenleme, beraberinde tartışmaları getirmiş, üniversitede görev yapan öğretim üyeleri arasında, serbest meslek faaliyeti yürüten ve yürütemeyen öğretim üyesi ayrımı ortaya çıkmıştır.
 
Kanun düzenlemeleri ve Anayasa Mahkemesi kararları sonrasında ortaya çıkan bu durumda, öğretim üyesi meslektaşlarımız, ortaya çıkan bu ikili durumdan doğan huzursuzluklarını Oda’mıza iletmekte, hukuksal olarak neler yapılabileceği konusunda görüş sormaktadır. 
 
Bu nedenle, öğretim üyesi meslektaşlarımıza yol göstermek adına özet bilgilendirme metni hazırlanmıştır.
 
 
Tam Gün Çalışan Öğretim Üyelerinin Hukuksal Durumu
 
18.01.2014 tarihli, 6514 sayılı Kanun ile, öğretim üyelerinin serbest meslek faaliyeti kısıtlanmış, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte serbest meslek faaliyeti yürüten öğretim üyelerinin 3 ay içinde, (18.04.2014 tarihine kadar) serbest meslek faaliyetlerini sonlandıracağı aksi takdirde üniversite ile ilişiklerinin kesileceği düzenlenmiştir.
 
Öğretim üyelerinin serbest meslek faaliyetinin kısıtlanması ve serbest meslek faaliyeti yürütenlerin 18.04.2014 tarihine kadar bu faaliyetlerini sonlandırması gerektiğine dair düzenlemenin iptali istemiyle CHP tarafından Anayasa Mahkemesi nezdinde dava açılmıştır.
 
Anayasa Mahkemesi, öğretim üyelerinin serbest meslek faaliyetlerinin kısıtlanmasına yönelik düzenlemenin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebini reddetmiştir. Anayasa Mahkemesi, esasa ilişkin kararını 07.11.2014 tarihinde vermiş ancak Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı yayınlanmamıştır.
 
Anayasa Mahkemesi’nin ret kararı ve yasanın halen yürürlükte olması nedeniyle,  öğretim üyelerinin üniversitedeki görevleri yanında serbest meslek faaliyeti yürütmesi mümkün değildir.
 
Tam gün çalışan öğretim üyeleri adına izlenebilecek hukuksal yollar, Anayasa Mahkemesi tarafından açıklanacak gerekçeli karara göre şekillenecek ve tam gün çalışan öğretim üyeleri ile ilgili izlenebilecek hukuki yollar daha belirginleşecektir. Bu nedenle, tam gün çalışan öğretim üyeleri için açılması muhtemel davalarda bu karar gerekçeleri belirleyici olacaktır.
 
 
Serbest Çalışan Öğretim Üyelerinin Hukuksal Durumu
 
26.11.2014 tarihinde yapılan düzenleme ile serbest çalışan öğretim üyelerinin bu çalışmasını sonlandırmak istemesi halinde 31.12.2014 tarihine kadar dilekçe verebileceği, bu tarihe kadar dilekçe verilirse, 31.05.2015 tarihine kadar serbest çalışmasını sonlandırabileceği ve 31.05.2015 tarihine kadar üniversite ödeneği ve ek ödemesini alabileceği düzenlenmiştir. 
 
Serbest çalışmasını sonlandırmak üzere dilekçe vermeyen öğretim üyeleri, diledikleri zaman serbest çalışmasını sonlandırabilecek ancak sonlandırdığı tarihe kadar üniversite ödeneği ve ek ödemeye alamayacaktır.
 
Geçtiğimiz günlerde, serbest çalışmasını sonlandırmadığı için öğretim üyelerinden üniversite ödeneği ve ek ödeme kesintileri yapılmaya başlanmıştır.  Üniversite ödeneği ve ek ödeme alamayan öğretim üyeleri hukuksal yollara başvurabilirler. Bu işlemin dayanağı bir kanun maddesi olduğu için sorunun çözümü Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek olumlu karar ile mümkün olabilecektir. Her durumda Anayasa Mahkemesi kararına endekslenmiş bir süreç yaşanacaktır.
 
Üniversite ödeneği ve ek ödeme kesintisi işlemi bir idari işlemdir. Bu idari işlemin iptali için idare mahkemesinde dava açılabilir. Kesintinin yapıldığı tarihten itibaren 60 gün içinde, kesinti işleminin iptali talep edilebilir. Bu davada, işlemin dayanağı olan yasa maddesinin anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek Anayasa Mahkemesine başvurulması  talep edilecektir. Davaya bakmakta olan mahkeme, yasa maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddiasını ciddi gördüğü takdirde, bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir.
 
Kanun maddesi Anayasa Mahkemesi’ne taşındığı takdirde, mahkemenin karar verme süresi, kendi iç işleyişi ile bir konudur. Anayasa Mahkemesi, sorunu öncelikle ele alıp karar verebileceği gibi karar verme sürecinin uzama ihtimali de bulunmaktadır.
 
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları kural olarak geriye yürümemektedir ve iptal edildiği tarihten sonrası için sonuç doğurmaktadır. Bu temel kural nedeniyle, kesinti işleminin iptali için dava açmayan öğretim üyelerinin, olası iptal kararlarının sonuçlarından geriye dönük olarak faydalanabilmesi hukuken tartışmalıdır. Danıştay ve idare mahkemelerinin, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yönelik uygulamasına ilişkin farklı değerlendirmeleri bulunmaktadır.  
 
Oda’mız, hukuksal süreci başlatmak isteyen meslektaşlarımıza hukuksal destek verecektir.  Dava harçları ve yargılama aşamasında yapılacak mahkeme giderleri, dava açan meslektaşlarımız tarafından karşılanacaktır.
 
Dava açmak isteyen meslektaşlarımızın, hukuksal destek talebini içeren bir dilekçe, kesintileri gösteren belgeler ve görev belgesi ile Oda’mıza başvurması gerekmektedir. Ardından hukuk büromuzda görevli avukatlara vekaletname verilmesi gerekmektedir.  
 
Saygılarımızla.
 
          

İZMİR TABİP ODASI 

Bu haber 2242 kez okunmuştur.