Sayı: 15-03 İzmir, 16.01.2015
İzmir Sağlık Ortamında Neler Oluyor?
Odamıza ulaşan bilgilere göre, ilimizde kamu hastane birlikleri genel sekreterlikleri, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, bunlara bağlı alt kademeler ve birimler ile devlet hastanelerinde yaygın olarak görevden almalar ve yeni atamalar gerçekleştirilmiştir.
AKP hükümetinin Sağlık Bakanlığı ile buna bağlı kuruluşlarda neredeyse her sene yaşanan deprem, bu sene de yaşanmıştır.
Bilindiği gibi, Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastane Birlikleri’ni oluştururken, sorunların yerel merkezlerde toplanması ve tek elden çözülmesi ile hastanelerin verimliliğinin artacağını ve giderlerin azalacağını en önemli gerekçe olarak göstermiştir.
Her sene yapılacak değerlendirmeler sonucu karneler verilecek ve ortaya çıkan sonuçlara göre yönetim kademeleri belirlenecekti. Bundan anlaşılan, başarılı olanların görevlerine devam etmesi; başarısız olanlar veya düşük başarı gösterenlerin görevlerinden alınmasıdır.
Bildiğimiz kadarı ile genel sekreterlere, buna bağlı birimlere ve devlet hastanelerindeki yöneticilere, başhekim vb. konumunda olan hekimlerin çok önemli bir çoğunluğuna yüksek puanlarla iyi karneler verilmiştir
Bunların dışında, ilimizde yıllardır sağlık kamuoyunda çok iyi tanınan ve değişik birimlerdeki çalışmaları ile Türkiye’ye, hatta yurtdışına örnek olan son derecede başarılı yöneticilerin olduğu bilinmektedir.
Yönetim başarısının en önemli koşulunun, yönetimde devamlılık, bilgi birikimi, liyakat olduğu tartışma götürmez bir gerçektir.
Görevden alınan ya da görev yerleri değiştirilen yöneticilerin bir çoğunun sözleşme dönemleri bile dolmamıştır. Onlarca yönetici, bilgi ve deneyim birikimi bile oluşturulamadan ve üstelik başarılı bulunmuşlarken bir günde yerlerinden edilmişlerdir.
Bu yöneticiler, AKP hükümetince atanmış ve yine AKP hükümetince görevlerinden alınmışlardır.
Sağlık sisteminin çok başarılı olduğunun iddia edildiği bir dönemde, yöneticilerin görevden alınmasının bir gerekçesi olmak zorundadır.
O zaman, görevden alınan ve göreve atanan meslektaşlarımızın kişiliklerini tartışma konusu yapmaksızın şu soruları sormak istiyoruz;
Kendi atadığınız ve çok başarılı karneler verdiğiniz yöneticileri, neden görevden aldınız?
Verilen karneler sahte midir? Aslında ortada bir başarı yok da, böyle mi gösterilmek istenmektedir ve halk aldatılmakta mıdır?
Gerekçeler başarısızlık mıdır, yetersizlik midir, yolsuzluk mudur?
Yaşanan bu durumun bir açıklamasının olması gerekmektedir.
Bizce bunun bir açıklaması vardır: Liyakat, çalışma, yöneticilik becerisi, başarı vb. gibi şeylerin hiç ama hiç bir önemi yoktur.
Tabii ki öncelikle hükümete, AKP’ye yakın ya da yandaş olmak gerekmektedir. Bu 1. koşuldur. Ancak bunun bile tek başına bir anlamı yoktur ve yeterli değildir.
Kılıcı daha keskin olan, olmayanı;
Torpili daha kuvvetli olan, olmayanı;
Yandaş sendikanın istediği, istemediğini;
Sevilen ve yandaş tarikata yakın olan, olmayanı;
Partinin şu veya bu yöneticisine yakın olan, olmayanı yerinden edebilmektedir.
Uzun yıllardır yaşanan particilik ve devlet kurumlarının ele geçirilmesi süreci artık en pervasız dönemini yaşamaktadır.
Yaşanan bu kargaşa, her sene tüm kademelerdeki yöneticilerin baştan aşağı değişmesi, sağlık alanında ve sağlık çalışanlarında büyük bir huzursuzluk ve tepki yaratmıştır.
Sağlık çalışanlarının fikrini soran olmamış ve onlara saygı gösterilmemiştir.
Ne ülkemiz, ne hastalarımız ne de sağlık çalışanları herkesin gözü önünde yaşanan bu kötü oyunu asla hak etmemektedir.
İZMİR TABİP ODASI