Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyini Kınıyoruz !

10.11.2014

 

Sayı : 14-49                                                                              Tarih: 10.11.2014

 
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ GENEL KURULLARI HEKİM SORUNLARININ TARTIŞILDIĞI ORTAMLAR OLMAKTAN UZAKLAŞMIŞTIR
 
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİNİ PROTESTO EDİYOR, BÜTÜN HEKİMLERİ MESLEK ÖRGÜTÜNE SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ
 
28-29 HAZİRAN 2014 günü, Ankara’da, Türk Tabipleri Birliği Olağan Büyük Kongresi toplanmıştır.
 
496 delegenin, mesleki sorunların ve çözüm yollarının tartışılacağını düşünerek katıldığı Genel Kurul, son yıllarda sürekli tekrarlandığı gibi, etnik sorunun ve bu sorun üzerinden siyaset yapan akımların tartışma platformu haline getirilmiştir. Bütün gün bu sorun etrafında tartışmalar yapılmış, gerginlikler yaşanmıştır. Mesleki sorunlar ve çözümlerine ilişkin hiçbir konu konuşulamamıştır. Ne yazık ki, günün sonunda, mesleki sorunların tartışılabilmesi için, tekrar olağanüstü bir genel kurul yapılması kararı alınmak zorunda kalınmıştır.
 
1 Kasım 2014 günü, sadece mesleki sorunların (emekli hekimlerin maaşları, aile hekimliği, işyeri hekimliği, Tam Gün, üyelik vb) ve olağan kongrede gündeme alınamayan karar önerilerinin tartışılması amacıyla toplanan olağanüstü genel kurulda, mevcut Merkez Konseyi’nin de desteklediğini açıkladığı bir karar önerisi gündeme getirilmiştir.
 
Bu karar önerisinin hekimlerin sorunları ile uzaktan yakından ilişkisi yoktur.
 
Karar önerisinde, 1 Kasım’ın “Kobane ile Dayanışma Günü” ilan edilmiş olması nedeniyle, TTB Genel Kurulu’nun bu dayanışma gününü ve dolayısı ile “Kobane” direnişini desteklediğini açıklayan karar almasını ve bu kararı da eylem yapılacağı söylenen saat 14’e yetiştirilmesi gerektiği dile getirilmiştir.
 
İzmir Tabip Odası’nın mevcut oda yönetiminin görüşlerini paylaşan delegeleri bu karar önerisine şiddetle itiraz etmişlerdir. Karar önerisinin etnik ayrılıkçı terörün siyasi hedeflerine hizmet ettiğine dikkat çekmişlerdir, Genel Kurulda gündeme getirilmesinin yanlış olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca mesleki sorunları ve çözüm yollarını tartışmak amacıyla toplanan bir genel kurulda bu önergenin gündeme getirilmesinin, hekimlerin kendi meslek örgütünden daha da uzaklaşmasına yol açacağını ifade etmişlerdir.
 
TTB Merkez Konseyi de önergeyi desteklediğini açıklayarak kabul edilmesi yönünde çaba sarf etmiştir. Saatlerce süren tartışmalar sonunda salonda çok az sayıda delege kalması sonucu bu karar önerisi, sadece 38 oyla kabul edilmiş ve ne yazık ki genel kurul kararı haline gelmiştir.
 
Bu kararın,  tıbbiyenin mirasçısı olması gerektiğine inandığımız Türk Tabipleri Birliği tarihine kara bir leke olarak geçeceğine inanıyoruz.
 
Sonuç olarak, bir genel kurul daha, ne yazık ki, hekimlerin sorunlarına yönelik olarak çözüm yolları hiç tartışılamadan ve ülke birlik ve bütünlüğüne aykırı bir karar alınarak sona erdirilmiştir.
 
İzmir Tabip Odası olarak, gündemine uymayarak, Genel Kurulun, etnik ayrılıkçı siyasetlerin tartışma platformu haline gelmesine yol açan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’ni şiddetle protesto ediyoruz.
 
Bütün meslektaşlarımızı, meslek örgütümüzün, bu duruma düşürülmesine destek olanlara tavır alarak, örgütlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
 
 
İZMİR TABİP ODASI YÖNETİM KURULU
 
 
Konuyla İlgili İzmir Tabip ODası Başkanı Dr. Suat KAPTANER' in Konuşması
 
 
 
1 Kasım 2014 Tarihinde yapılan Basın Açıklaması 
 
 

01.11.2014

BASIN AÇIKLAMASI

İnadımız inat! Ölüm siyasetine karşı yaşamı savunacağız!

Bugün burada ülkemizin dört bir yanındaki tabip odalarından gelen hekimler olarak sağlık alanının sorunlarını, sorunların çözümü için atılması gereken adımları tartışmak, kendimize görevler çıkarmak üzere toplandık. Ama Türkiye'nin içinde bulunduğu durum bizi bundan alıkoyuyor. 

Çünkü barışın, huzurun olmadığı, çatışmanın hüküm sürdüğü, her gün doğal olmayan yollarla sayısız insanın öldüğü bir yerde başka hiçbir gündeme yer kalmıyor. 

Ülkemizde ölüm siyaseti şiddet kusmaya devam ediyor. Gün geçmiyor ki iş cinayetleri, silahlı çatışmalar, gösterilerde insanlarımız katledilmesin...

Memlekette madenler, şantiyeler, tersaneler, yollar toplu işçi mezarlarına dönüşmüş vaziyette; öyle ki çöken madenlerden cenazelerimizi dahi çıkaramıyoruz. 

Soma'dan Şişli'ye, Ermenek'ten Yalvaç'a Türkiye'nin dört bir yanında işçiler can veriyor. Başka ülkelerde her biri hükümet götüren  bu katliamlar bu topraklarda değil Bakan, genel müdür; bir şube müdürünü bile yerinden etmiyor. Bir küçücük mahcubiyet dahi duymadan çıkılıyor yaslı anaların, evlatların karşısına. 

İsyan ediyoruz bu pervasız tutuma!

Kimsenin -muhtemelen yazarının da-anlamadığı Stratejik Derinlik kitabından savaş çıktı, katliam çıktı, IŞİD çıktı, terör çıktı. 

Şengal'de, Kobane’de ve tüm bölgede tarihte benzerine az rastlanan bir vahşiler sürüsü kol geziyor ve  onun kucağına itilen, canları pahasına yurtlarını savunmak zorunda bırakılan, onur savaşı veren bölge halkları! 

Çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek yüzlerce belki binlerce Kürt, Ezidi, Türkmen, Arap, Alevi katledilirken bu katliamlara destek veren ve her türlü insani yardımı esirgeyebilen bir kötülükle karşı karşıyayız.

İsyan ediyoruz bu kan siyasetine!

Anayasal bir hak olan demokratik eylemlere “misli ile müdahale edilerek” canından edilen insanlarımızın da, izin sırasında sokak ortasında katledilen askerlerimizin de acısı taze...

İsyan ediyoruz bu acımasızlığa!

İnadımız inat! 

Ülkemizde ve bölgemizde yürütülen ölüm siyasetine ve onun en önemli aracı olan sistematik şiddete karşı bizler, bu ülkenin hekimleri hep birlikte, kol kola, omuz omuza yaşamı savunmaya, yaşamdan yana saf tutmaya devam edeceğiz. 

İnadımız inat!

Bu topraklarda yaşayan herkesin eşit, özgür, barış içinde, huzur içinde, sağlıkla yaşaması için üzerimize ne düşüyorsa yerine getireceğiz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ

 
 
Bu haber 1937 kez okunmuştur.