Değerli Basın Mensupları,
· Bir gecede torba yasalarla, torba maddelerle milli eğitimi değiştiriyorsunuz. İnterneti ve özgürlükleri sınırlıyorsunuz. Yaptığınız düzenlemeler yeni karmaşalar doğuruyor.
· Bunun en önemli örneklerinden birisi de İzmir’de yaşanmaktadır. AKP iktidarı, hükümeti, 2 yıldır İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticilerinin, asistanlarının, İzmir Tabip Odasının ve hastalarının sesini duymamakta ısrar etmektedir.
· İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi arasında yapılan birlikte kullanım protokolü sonrası, gerek eğitim hizmetlerinin sunumu, gerekse de sağlık hizmetinin sunumu açısından birçok sorun yaşanmaya başlanmıştır.
· Hastanesi olmadan açılan Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni, işbirliği adı altında kendi yönetimine alması, hastanede iki başlı bir yönetimin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
· Bu durum halkın ve çalışanların daha çok acı çekmesine sebep olurken; hastanede, çalışma ortamı ve huzuru bozulmuştur.
· İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin kurumsal kimliği ortadan kaldırılmış;
· binlerce asistan, uzman yetiştiren İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin eğitici kadrosu bir kalemde hiçe sayılmış,
· hastanenin yıllardır eğitime ve sağlık hizmetine verdiği emek ve deneyimler yok sayılmıştır.
· Bundan sonra ne olacağı ise belirsizdir.
· Danıştayın söz konusu protokolü iptal kararı da görmezden gelinmiş; sözün özü İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine kumpas kurulmuştur.
· İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bu belirsizliğe karşı bir çığlık yükselmektedir. 2 yıldır bu çığlık duyulmadı. Vatandaşlarımız seslerini duyurabilmek için süresiz grev kararı almak zorunda kalmışlardır.
Değerli Basın Mensupları,
· İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, sadece Ege Bölgesinin değil, ülkemizin en büyük eğitim ve araştırma hastanelerinden birisidir.
· Hastane, eğitim görevlisi sayısı, bilimsel düzeyi, personel, hizmet alt yapısı ve hizmet sunduğu hasta sayısı açısından bakıldığında ülkemizde ve ilimizde önemli bir işlevi yerine getirmektedir.
· 2 milyon poliklinik muayenesi, 56 bin hastanın yatarak tedavisinin yapıldığı, çok önemli sağlık hizmetlerini yerine getirmiş bir hastanedir.
· Ancak özellikle son yıllarda, asistan hekim kontenjanlarının belirlenmesinde önemli sorunlar yaşanmakta, asistan hekim sayısı adeta planlı bir şekilde azaltılmaktadır.
· Bunun yanında asistan hekimlerin iş yükleri giderek daha da fazlalaşmış,
· uzmanlık eğitimine ayrılan süre azalmıştır.
· İş yükleri artmasına rağmen performans ödemeleri de bu süreç içerisinde iyice azalmıştır. Bu sebeplerden kaynaklı olarak çalışma ortamı, çalışma koşulları bozulduğundan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde asistan hekimler haklı olarak bir tepki ortaya koymaktadırlar.
Peki, nedir hekimlerin, asistanların ve uzmanların talepleri?
· İzmir’in sağlık hizmetlerinin yükünü çeken en büyük hastanelerinden birsinin başta asistan hekim olmak üzere hekim ve sağlık çalışanı eksiğinin tamamlanmasını istiyorlar.
Sorunları neler:
· Sağlık Bakanlığı ve YÖK iki yıldır kadro sorunlarını görmezden gelmiştir.
· Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere Hükümet İzmir Eğitim Araştırma Hastanesini yok saymıştır.
· Başta asistanlar olmak üzere çalışanlar hizmet yükü altında ezilmektedirler.
· Yılda 2 kez asistan kadrosu verilmekte iken İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 2013 yılında hiç kadro verilmemiştir. Asistan hekim sayısı 2011 yılında 376 iken, 2012 yılında 351 olmuş, 2013 yılında 336, 2014 Ocak ayında 260 olmuş, 2014 Haziran ayı için ise 220’ye düşmesi beklenmektedir. Benzeri eğitim kurumlarında yılda 96-140 civarında yeni asistan hekim kontenjanı belirlenirken, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne uzmanlık eğitimi öğrencisi ise neredeyse hiç alınmamaktadır. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi için ise, 2013 Nisan döneminde sadece 13, 2013 Eylül Döneminde sadece 10 asistan hekim kontenjanı belirlenmiştir.
· Müsteşar ve Bakanlık yetkilileri ek ve yeni kadro sözü vermesine karşın çok az kadro vermiştir. Kadrosuzluk durumu açıklanan Nisan ayı rakamlarıyla birlikte bıçak kemiğe dayanmıştır.
· Katip Çelebi Üniversitesi de İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden yükselen çığlığı görmezden gelmiştir.
· Buradan Katip Çelebi Üniversitesi Rektörüne de seslenmek istiyorum: bir protokol ile kendinize bağladığınız İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ortaya çıkan sorunların çözümüne katkı koyun.
Değerli Basın Mensupları,
· Sadece İzmir’deki hastanelerde değil bütün hastanelerde asistanlar ağır iş yükü altında köle durumunda çalışmaktadırlar.
· Nöbetler ve aşırı hizmet yükü altında ezilen asistanlar eğer böyle giderse daha çok ezileceklerdir.
· Türkiye genelinde asistan hekimlerin günlük çalışma saatleri 10 saatin üzerindedir.
· 22 Şubat 2014 tarihinde asistan hekimlerin çalışma koşulları ile ilgili bir soru önergesi verdim. Buna göre;
· asistan hekimlerin yüzde 65’i 90 saat ve üzerinde, yüzde 25’i 70-90 saat arası, yüzde 9’u ise 40-70 arasında çalışıyor. Yani bir asistan hekimimiz günde ortalama 10 saatin üzerinde çalışıyor. Günlük çalışma saatinin 8 saat olduğu bir ülkede oldukça manidar bir sonuç ortaya çıkıyor.
· Haftalık çalışma saatlerinin yüksek olduğu tespit edilen asistan hekimlerin, çalışma saatleri hakkındaki soruya katılımcıların yüzde 11’inin beş ve altında; yüzde 29’unun 6-8 arası; yüzde 37’sinin 9-10 arası; yüzde 22’sinin 11 ve daha fazla nöbet tutuyor.
· Eğitim süreçlerinden de memnun olmayan asistan hekimlerimiz, bu süreci stresli, yorucu, onur kırıcı buluyor. Geliştirici ve yararlı bulan asistan hekim oranı yüzde 33.
· Performans sisteminden de memnun olmayan asistan hekimlerimiz, özellikle performans ödemelerinin kurumlara göre değişmesinden oldukça rahatsızlar. Ortaya çıkan gelir adaletsizliği asistan hekimlerimiz tarafından onaylanmıyor.
Şimdi sormak istiyorum:günde 10 saatin üzerinde hizmet veren bir hekimden kaliteli, nitelikli bir sağlık hizmeti vermesini bekleyebilir misiniz?
Değerli Basın Mensupları,
· İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Katip Çelebi Üniversitesi tarafından yapılan protokol acilen yeniden değerlendirilmeli ve bu protokol sorunları arttırıcı bir biçimde yapılmak yerine gerçek bir işbirliğine dönüştürülebilir.
· İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin birikimi, emeği yok sayılmamalı, kurumsal kimliği yok edilmelidir. Eğer bir birliktelik olacaksa bu durum göz önüne alınmalıdır.