30 yaşında genç bir uzman olan Dr. Ersin Arslan, 17 Nisan 2012 günü Gaziantep’te çalıştığı hastanede bıçaklanarak öldürüldü.
Doktoru görevi başında öldüren kişi, tedavisini yaptığı yaşlı bir hastanın 17 yaşındaki torunuydu. Ersin Arslan’ı öldüren Murat Geceken hakkında Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı 18 Temmuz 2012 günü dava açtı. Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bakılan davada 14 Ocak 2014 günü yapılan 8. celsede karar verildi. Mahkeme, Murat Geceken’in Dr. Ersin Arslan’ı tasarlayarak görevinden dolayı öldürme suçunu işlediği sonucuna vararak önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanığın ve vekilinin dedesinin ölümüne üzülmesi sonucu şuurunu kaybederek sanığı öldürdüğü ve pişman olduğu yönündeki savunmalarını da dosyadaki kanıtlar aksini gösterdiği için dikkate almadı.
Mahkeme, Murat Geceken’in suçu işlediği tarihte 17 yaşında olması nedeniyle hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yapılması zorunlu indirimi yaptı. Ancak öldürme suçunda ihlal ettiği bent sayısını ve suçun işlenme biçimini dikkate alarak yapılması zorunlu indirimi en az miktardan yapan mahkeme, sanığın Türk Ceza Kanunu uyarınca verilebilecek en üst ceza miktarı olan 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Mahkeme ayrıca, Murat Geceken’in Dr. Ersin Arslan’ı öldürdükten sonra “ben öldürdüm” diyerek maktülün üzerine bıçağı atmış olmasını da dikkate alarak herhangi bir takdiri indirim nedeni bulunmadığına kanaat getirerek cezada indirim yapmadı ve Dr. Ersin Arslan’ı öldürürken kullandığı bıçak nedeniyle 1.800 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve Murat Geceken’in tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Son duruşmaya Dr. Ersin Arslan’ın yakınları ile yakınlarının avukatları dışında yargılamayı başından itibaren takip eden Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere uzmanlık dernekleri, tabip odaları, sağlık çalışanları sendikaları temsilcileri ve vekilleri katıldı.
Davanın karara bağlanmasından sonra Gaziantep Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği temsilcileri tarafından yapılan basın açıklamalarında bu kararın tek başına adalet duygusunu tatmin etmeye yeterli olmadığı, Murat Geceken’in bu ölümü gerçekleştiren bir araç olduğu, aslında bu kişiye böyle bir suçu işleyebileceğini düşündüren azmettiricilerinin asıl sorumlular olduğu vurgulandı. Açıklamalarda, bu kişilerin ise ülkemizde şiddeti doğuran sağlık politikalarını belirleyen ve uygulayan Hükümet ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri olduğu, çözümün ve sağlık ortamında barışın bu politikaların düzeltilmesi ile olabileceği ve hala etkili bir adımların atılmadığı belirtildi.
Başlangıç olarak sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu’nda yer alan önerilerin acilen hayata geçirilmesinin istendiği açıklamalarda, Sağlık Bakanlığı’nın sağlık çalışanlarının sağlığını, canını koruma görevini acilen yerine getirmesi talep edildi.
Duruşma öncesi ise Gaziantep Adliyesi önünde yapılan basın açıklaması ise şöyle:
BASIN AÇIKLAMASI
14.01.2014
ADALET BEKLİYORUZ!
Hiç bir şey Ersin’i geri getirmeyecektir.
Beklediğimiz adalet Ersin Aslan’ın katiline verilecek cezanın niteliği sağlıkçıya yönelik şiddetin sıradan bir olay olduğunu düşünen Sağlık Bakanlığı’nı, şiddeti konuşmaları ile kışkırtan üst düzey yetkilileri ve bunların etkisi ile ne yaptığının farkında olmayan cahilleri de düşündürmelidir. Özenle ve zorluklarla yetiştirilmiş bir değeri, aptalca düşüncelerle yok eden bir katilin “çocuk” olarak değerlendirilmesi, yaptığı vahşeti örtmemelidir.
Ama asıl vebal TBMM’de sağlıkta şiddetin nedenleri araştıran komisyona aittir. İki yıl geçmesine karşın konuya yönelik bir rapor hazırlanmamıştır. Şiddeti önleyebilecek bir yasa tasarısı hazırlanamamıştır.
Ama sağlık sistemini çökerten bir sürü düzenlemeler torbalardan çıkmaya devam etmektedir.
Sağlık Bakanı yakın bir gelecekte “şehir efsanesi” olduğu anlaşılacak “şehir hastaneleri”nin temel atma törenine katılıyor, tabip odasının görüşme isteğine “Benim muhatabım TTB başkanıdır” diyor. Teşekkür ediyoruz.
Sağlık alanı şiddeti ile anlamsız görevlendirmeler ve artan iş yükü ile içinden çıkılmaz bir hale getirilebiliyor…
Ama sağlıkta şiddeti önleyebilecek bir yasa tasarısı çıkmıyor. Çıkartılamıyor… Başta bu komisyonun başkanına sesleniyorum. Gerçekten içiniz, vicdanınız rahat mı sayın komisyon başkanı…
1982 yılının 14 Mart günü, Tıp Bayramı’nda doğmuştu Ersin Arslan.
17 Nisan 2012 günü öldürüldü.
Unutmadık… Unutmayacağız… Unutturmayacağız.
GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI