Sayı : 14- 096 -01 İzmir, 09.01.2014
T.C.
CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA
ANKARA
Sayın Cumhurbaşkanı,
TBMM’de görüşmeleri tamamlanan ve 03.01.2014 tarihinde kabul edilen “Torba Yasa” onaylanmak üzere tarafınıza sunulmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanı,
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu, “Torba Yasa”da yer alan pek çok maddenin hekimliğin kamu ve kişi yararına yapılması ilkesine aykırı olduğu düşüncesindedir. Tarafınızdan da onaylanması durumunda yürürlüğe girecek olan bu düzenlemelerin geri dönüşü ve onarılması olanaksız zararlara yol açacağı kaygısı içindeyiz. Bu bağlamdaki çekincelerimizi sizinle paylaşmayı kamu görevimizin gereği sayıyoruz.
Çekincelerimizi ve bizce görülen sakıncaları şu şekilde sıralayabiliriz :
1-) Kamuoyunda Tam Gün olarak bilinen düzenlemelerle ilgili tartışmalar, 2010 yılından bu yana devam etmektedir. Yasa koyucu tarafından yapılan birçok düzenleme, Anayasa Mahkemesi tarafından farklı gerekçelerle birçok defa iptal edildi.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları, her defasında hukuku dolanmak suretiyle uygulanamaz hale getirildi, yasa yapım aşamasında Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alınmadı.
Ayrıca, konunun tarafları olan biz sağlık çalışanları, meslek örgütleri ve sendikaların konuyla ilgili önerileri, eleştirileri hiç dikkate alınmamıştır. Bu nedenledir ki, 2010 yılında başlayan süreçte her defasında başa gelinmiş, sağlık çalışanlarını mutlu eden hiçbir düzenleme yapılmadığı gibi her düzenleme sağlık çalışanlarının daha büyük hak kayıplarına uğramasına neden olmuştur.
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hekimlerin temel talebi, emeğinin karşılığı olan, emekliliklerine yansıyan, güvenceli bir ücrettir. Hekimlerin çalışma koşullarında ve özlük haklarında hiçbir iyileştirme yapmadan hekimlerin çalışma alanlarının kısıtlanmasının bu koşullarda hiçbir anlamı bulunamamaktadır.
Yeni torba yasa ile öğretim üyesi hekimler dahil olmak üzere kamuda çalışan hekimlerin serbest meslek faaliyeti yasaklanmakta ancak öğretim üyesi hekimlerin özel hastanelerde kiralama yoluyla çalışmasını öngören düzenleme yapılmaktadır.
Üniversitelerin farklı fakültelerinde görevli (hukuk, iktisat, mühendislik vb) öğretim üyelerinin serbest meslek faaliyetinin kısıtlanmasına yönelik herhangi bir düzenleme yapılmamışken tıp Fakültelerinde görevli öğretim üyelerinin mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyeti kısıtlanmıştır. Tıp fakültesi öğretim üyeleri, ancak hastaneleri tarafından izin verilmek koşuluyla kiralama usulü ile özel hastanelerde çalışabilecektir.
Tam gün adı altında yapılmaya çalışılan bu düzenlemelerin hekimlerin çalışma koşullarına hiçbir katkısı olmadığı gibi halkın nitelikli sağlık hizmeti almasına da bir katkısının olması beklenemez.
2-) Hukuka ve etik ilkelere uygun olmadığını düşündüğümüz bir düzenleme de hastaların hekimlerle paylaştıkları mahrem bilgilerinin üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşılmasına olanak veren maddeyle ilgilidir. Anayasa’ya ve evrensel normlara açıkça aykırı bu düzenlemenin uygulamada geri dönüşü olanaksız zararlara yol açması olasılığını göz önünde bulundurmanızı dileriz.
3-) Yasa ile olağanüstü durumlarda sağlık hizmeti vermenin suç haline getirilmesi doğrultusunda düzenleme yapılmıştır. Oysa, çok temel ve evrensel bir kural vardır! Hekim, her nerede olursa olsun gereksinim içindeki herkese yardım etmekle ödevlidir. Bu hizmeti vermek değil, vermemek suçtur. Hekimin bu hizmeti vermekten alıkonulması insanlık suçuna eşdeğer bir durumdur.
4-) Ruhsatsız hekimlik hizmeti verdiği belirlenenlere öngörülen hürriyeti bağlayıcı ceza ve adli para cezalarına anlam vermek ise mümkün değildir. Hekimlere, sırf hekimlik yaptığı için getirilen bu yaptırımın hukukla, hakkaniyetle açıklanabilir bir yönü bulunmamaktadır. Üretilen suç tipi ile getirilen yaptırım arasında da hiçbir orantılılık, ölçülülük yoktur.
Hekimlere sırf hekimlik yaptığı için ağır cezalar getirilirken, ruhsatsız ilaç üreterek halk sağlığını gerçek anlamda tehlikeye atanlara öngörülen ceza ise para cezasıdır. Ruhsatsız hekimlik yapma suçuna 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası, 20 bin güne varan adli para cezaları da verilebilecektir. Üst sınırdan uygulanması durumunda 2 milyon TL’ye varan cezalar söz konusu olacaktır. Bu düzenlemelerin ne kamu vicdanı ne de hukukla açıklanabilir bir tarafı olmadığı düşüncesindeyiz.
5-) Uzun yıllardır, Tam Gün söylemiyle kamuda çalışan hekimlerin serbest mesleki faaliyetlerini sonlandırmasına neden olan, hekimleri mağdur eden hükümet bu defa kamuda çalışan bütün hekimlere işyeri hekimliği alanında ek çalışma olanağı tanımaktadır. Tam gün alanındaki çelişkiler zincirine bir halka daha eklenmiştir. Kamuda çalışan hekimlerin işyeri hekimliği yapması olanaklı hale gelmiş ancak serbest meslek faaliyeti yine yasaklanmıştır.
6-) Birinci basamakta iş yükü altında ezilen aile hekimi meslektaşlarımıza, yataklı tedavi kurumlarında nöbet tutturulmasının yolu açılmaktadır. koruyucu sağlık hizmetlerinin sunumu ile ilgisi olmayan bu uygulama, meslektaşlarımızın çalışma koşullarının daha da ağırlaşmasına ve koruyucu sağlık hizmetlerinde ciddi aksamalara neden olacaktır. Düzenlemenin bu yönüyle de titizlikle değerlendirilmesini diliyoruz.
7-) Yurtdışında çalışan veya yurtdışında uzmanlık eğitimini tamamlayan hekimlerin mecburi hizmetten muaf tutulmasına ilişkin düzenleme, hekim kamuoyunda infial yaratmaktadır. Bu uygulama, vicdanları sızlatmaktadır. Ciddi eşitsizlikler içeren bu düzenlemenin onaylanmamasını talep ediyoruz.
8-) Aile hekimliği alanında çalışan hekimlere uzaktan eğitimle Aile Hekimliği Uzmanı olma hakkı tanınırken; yine bu gruptaki hekimlerin mecburi hizmetten bağışık tutulmalarının öngörülmesi de hakkaniyete, eşitliğe ve adalete aykırıdır.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Yukarıda sıralamaya çalıştığımız gerekçelerle Torba Yasa’dan kaynaklanan düzenlemelerin sağlık ortamını karmaşaya sürükleyeceğinden kuşku duyulamaz!
Bu konunun tarafı olarak tabip odalarının ve onların çatı örgütü olan Türk Tabipleri Birliği’nin görüşüne başvurma zahmetine girilmemiş olması da dikkatinize sunmak istediğimiz bir başka önemli noktadır.
Onayınızı bekleyen torba yasa içeriğindeki pek çok düzenlemenin tarafınızdan titizlikle inceleneceğini ve onaylanmaksızın TBMM’ye iade edileceğini ummak istiyoruz
Saygılarımızla,
Dr. Suat KAPTANER
Başkan
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu a.