Değerli meslektaşlarımız,
10 Aralık 1948’den bu yana İnsan Hakları Günü olarak çeşitli etkinliklere gerekçe olmakta! Özünde çok saygıdeğer ve yüce bir kavram olan İnsan Hakları eğilip, bükülerek her kılığa sokuluyor.
Bu 10 Aralık’ta da aklımıza gelebilecek her yerde ve ortamda İnsan Hakları bezirganlığı yapılacağından kuşku duymuyoruz! İnsan Hakları kavramı sömürgeciliğe ve emperyalizme kılıf olabilirken; bölücülüğe ve yıkıcılığa da katık edilirken gerçek anlamda geçerli kılınması akla bile getirilmeyecektir.
İzmir Milletvekili Mustafa BALBAY’ın 5 yıla yakın tutukluluktan sonra özgürlüğe merhaba demiş olması bugünün en güzel gelişmesidir. Kendisine aramıza hoşgeldin diyoruz! Gecikmeli de olsa Balbay’ın eriştiği mutlu sonun demir parmaklıklar ardında kalmakta olan asker, sivil, gazeteci, siyasetçi, hekim ve hukukçu tüm yurtseverler için de söz konusu olmasını diliyoruz!
Komşu Suriye’yi kana bulayıp kurbanlarının yüreğini yiyen iğrençlik de İnsan Hakları kılıfına sokulabiliyor. Buyurun insanlığın bu çağdaki karanlığına!
Tıpkı Mustafa BALBAY gibi uzun süredir özgürlüğünden yoksun kalan üstelik ölümcül hastalığı olan meslektaşımız Dr Fatih HİLMİOĞLU’nun durumu İnsan Hakları Günü’nde bir büyük insanlık ayıbı olmayı sürdürüyor.
İstanbul’da torba yasayı kınamak için kameraların karşısına geçen İstanbul Tabip Odası ve TTB yöneticisi meslektaşlarımıza İstanbul’un orta yerinde uygulanan vahşet içimizi karartan bir başka gelişme olmuştur.
En temel insanlık hakkı olan sağlık hizmeti hakkı da ağır saldırı altında kaldı bu İnsan Hakları Günü’nde! Bu en temel insanlık hakkının kullanımı için canla, başla çalışan zordaki insanlara ilk yardım hizmeti sunmak bile suç kapsamına alındı!
Spor alanlarımızda “Yüce Atatürk”ü anmak, “Madiba” diyerek Mandela’ya selam göndermek de cezalık oldu!
Örnekleri çoğaltılabilecek bu olumsuzluklar nedeniyle İnsan Hakları Günü’nü, İnsanlığın Karanlık Günü olarak adlandırmaktan üzülerek de olsa alamıyoruz kendimizi!
Saygılarımızla…
İzmir Tabip Odası