Sağlıkta Dönüşümde Yeni Fiyasko

24.07.2013

 

112 VE TSM  HEKİMLERİNDEN SONRA EZİYET SIRASI AİLE HEKİMLERİNDE!
 
Türkiye sağlık sistemi, sağlıkta dönüşüm programının etkileri ve aile hekimliğine geçilen 2005’den beri karmaşadan kurtulamadı.
 
112, TSM ve birinci basamağın diğer birimlerinde çalışan hekimler, yıllardır düşük ücrete ve yoğun bir çalışmaya tabi tutuldular. Bu meslektaşlarımız,  sürekli olarak uygulanan geçici görevlerle,  adeta dama taşı misali ertesi gün nerede olacağını bilmeden yıllarca eziyet gördüler. Birçok meslektaşımız yılgınlığa düşürüldü ve çok sevdikleri görevlerinden ya istifa ettiler ya da emekli olup ayrıldılar. Sonuçta ciddi bir hekim açığı ortaya çıktı.
 
Çalışanların görevlendirilmelerinde liyakat, işe uygunluk, işe yatkınlık, hastalık halleri gibi objektif kıstasların önemli ölçüde uygulanmadığını biliyoruz. Yıllardır başka alanlarda çalışan hekimlerin yabancısı oldukları acil servislerde görevlendirilmeleri gerek hekim ve gerekse hasta için tehlike yaratırken, bu konuda yapılan uyarıları kulaklar duymamıştır.
 
Sağlık sistemi, birinci basamak hizmetlerinde, hastane acil servislerinde ve özellikle yaz aylarında tıkanmıştır.
 
Acil servislerde görevlendirilen hekimler diğer alanlarda çalışan meslektaşlarına göre çok daha olumsuz bir ücret sitemi içine itilmişlerdir. İş yoğunluğu ve yetersiz ücretlendirme zaten büyük riskler içeren acil servislerden kaçışa yol açmıştır.
 
Bu durumda doğan açık 112 ve TSM’lerde çalışan hekimlerce de doldurulamayınca eziyet sırası,  Aile hekimi meslektaşlarımıza geldi.  Aile hekimlerine, gerektiği durumlarda, haftada 30 saate kadar başta acil servisler olmak üzere birçok birimde nöbet tutturulması konusunda önce bir yasa değişikliği yapıldı, sonra yönetmelikler yayınlandı. Günlük yürütülmesi gereken işlerin aksatılmaması da bir ön koşul olarak getirildi.
 
Bir aile hekiminin, mevzuat ile tanımlanmış onlarca görevi bulunmaktadır.  Aile hekimlerinin iş yükü ortadadır. Aile hekimleri, aile hekimliği uygulamasının başladığı dönemden bu yana her geçen gün yeni bir iş tanımı ile karşı karşıyadır. 
 
Bir aile hekiminin günlük ve haftalık çalışma saatinin üstüne nöbete dahil edilmesi ve hekimin de ertesi gün çalışmaya devam etmek zorunda olmasının insani bir yönü olmadığı gibi aile hekimleri tarafından sunulan hizmetin niteliği ile de bağdaşmamaktadır.  Bu durum, hem özellik arz eden acil servis hizmetleri için  hem de aile hekimliği hizmetleri için tehlikeler içermektedir.
 
Sağlık Bakanlığı, hizmetlerde aksama görünmemesi adına emri altında kim varsa onu görevlendirmektedir. Yapılan işin niteliği ve işi yapan kişinin statüsü Bakanlık için önem taşımamaktadır. Önemli olan vatandaşın karşısına sağlık kuruluşunda bir hekimin çıkarılmasıdır. Uzman veya pratisyen olması; deneyimli veya deneyimsiz olması; özel bilgi ve beceri gerektiren bir iş olup olmaması Bakanlık için önem taşımamaktadır. Bakanlık anı kurtarmanın derdindedir.
 
Aslında ortaya çıkan sonuç,  plansız, programsız ve hesapsız yapılan projelerin olumsuz sonuçlarının hekimlerin sırtına yüklenmesidir. Sağlık Bakanlığı, yarattığı çöküntü ve karmaşanın altında ezilmektedir. Ancak faturayı ödeyen Bakanlık değil meslektaşlarımız olmaktadır.
 
Birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunda ağır bir yük taşıyan aile hekimlerinin, sundukları hizmetin niteliği ve görev tanımı ile bağdaşmayan ek görevlerle karşı karşıya bırakılması hakkaniyetli olmadığı gibi hukuksal birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, sorunun çözümü için gerekli idari ve hukuki girişimler yapılacaktır.
 

 

İZMİR TABİP ODASI 
Bu haber 2010 kez okunmuştur.