Afyonkarahisar’dan yükselen helâl ilaç sesine bu kez Kızılay Başkanı’ndan helâl kan vaadi eklendi.
Haberden Kızılay’ın 400 milyon dolarlık yatırımla yerli kan ilâcı fabrikası kuracağı bilgisi ediniliyor. Bu alandaki dışa bağımlılığı ve döviz kaybını önlemek bakımından kutlanmayı hak eden bir gelişme. Ancak, dinsel çekincelerin de giderilmesi amacı oldukça düşündürücü. Kızılay Başkanı’nın açıklamasından anlaşıldığı kadarı ile domuz eti yiyenlerin kanından elde edilen kan ürünlerinin kullanımı dinsel rahatsızlığın ana nedenidir.
Kızılay Başkanı milli kandan kan ilacı üretmenin çok daha şifalı olacağını ileri sürüyor. İyi de bu ülkede yaşayan herkes Müslüman mıdır? Müslüman olmayan yurttaşlarımızın olduğu da bilinen bir durum olduğuna göre onlardan alınan kan helâl ürüne uygun sayılmayacak mıdır?
Gönüllü kan vericilerine yöneltilen sorular değiştirilip, geliştirilecek midir?
Helâl kan ürünü gerekçesiyle insanlarımız fişlenecek midir?
Kızılay Başkanı geçtiğimiz günlerde Antalya’da bir Türk yurttaşına bir Polonyalının yüzünün nakledildiğini biliyor mu? Bu konuda da söyleyecekleri var mıdır? Hekimlerin işine daha fazla karışmak gibi bir niyeti var mıdır? Akıl ve bilim rehberliğinde yürütülmesi gereken işler konusunda kamuoyunun kafasını karıştırmaktan başka işe yaramayacak açıklamalar yapmayı sürdürecek midir?
Kızılay’ın hem dışa bağımlılığı ve hem de döviz kaybını önlemeyi hedefleyen kan ürünleri fabrikası yatırımını destekliyoruz.
Buna karşılık Kızılay Başkanı’nın insanları inanç ve etnisite temelinde ayıran bu çağdışı, akıldan ve bilimsel dayanaktan yoksun söylemini kınıyoruz. Akıl ve bilim dışı söylemleri bu çağda dillendirebilen kişinin Kızılay Başkanlığı yapamayacağını bildirir, istifasını beklediğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
İZMİR TABİP ODASI