Kör Şiddet Sağlıkçılara da Yöneldi ! Twitter Mesajları Soruşturma Konusu Oldu !

06.06.2013
Cuma günü başlayan protesto gösterileri yüzbinlerce insanın katılımı ile günlerdir sürüyor.
Bu gösteriler sırasında güvenlik güçleri değişik nedenlerle göstericilere akıl almaz boyutta şiddet uygulamıştır. Bu şiddet uygulamalarına resmi polisler yanında halen kim olduğu belli olmayan, hatta polis olmama olasılığı da olan birçok sivil görünümlü ve eli sopalı kişiler de katılmıştır. Bazı görgü tanıkları bu sivillerin bir polis olamayacak kadar genç olduklarını belirtmişlerdir. 
Bu durum İzmir Valisi Sayın Mustafa Toprak’a da iletilmiş ve Sayın Vali polislerin mutlaka kimliğini belli eden giysiler giymesi gerektiğini ifade etmiştir.
İşte bu “siviller” ve resmi polisler, bazı marjinal ve provokasyona açık eylemler içinde olanları gerekçe göstererek, sadece demokratik ve masumane tepkilerini  belirten insanlara da hunharca bir şiddet uygulamıştır. Yüzlerce insan yaralanmış ve kullanılmayacağına söz verildiği halde kullanılan biber gazından da etkilenmiştir. Hatta polisin doğrudan hedef alarak bazı göstericilerin kafasına doğru gaz bombası ya da plastik olduğu düşünülen mermi attığı gözlemlenmiştir.
Bu şiddet ortamında hastanelerimizin acil servisleri fedakarca çalışmışlardır. Yaklaşık olarak 1000’ e yakın gösterici acillere başvurmuş veya 112 ambulansları ile getirilmişlerdir. 
Bu şiddet ortamında yaralanan ya da gazdan etkilenenlere yardımcı olmak için  tıbbi kaygılarla Tabip Odamızda bir ilk yardım birimi kurulmuştur. Bu birimde onlarca hekim ve hekimlerin gözetiminde intörn hekim ya da tıp öğrencisi gönüllü olarak yer almışlardır. Bu gönüllülerden bir kısmı gösteri alanlarında değişik noktalarda görev yapmışlardır.
İşte bu gönüllülerimizden biri olan intörn doktor Başak Özçelik, polisin gösterdiği şiddetten nasibini almıştır. Başak Özçelik, elinde tıbbi malzemelerle Gündoğdu Meydanında oturarak beklerken, birden yüzlerce polis ve eli sopalı “sivil” meydana girmiş ve hiçbir ayrım gözetmeksizin önüne geleni sopa  ve tekme ile  dövmeye başlamıştır. Bu arada Başak Özçelik’e de, kendisini ifade etme imkanı tanımayan 10-15 kişi saldırmış ve hunharca dövmüşlerdir.
Sonuç; sol el bileğinde ve sağ bacağında kırık ve 25 yerinde darbelere bağlı morluk ve şişlikler. Başak Özçelik bir eve sığınarak canını zor kurtarmıştır. Ardından götürüldüğü EÜTF Acil servisinde alçı uygulanmıştır.
Yine aynı gece, yaralılara yardımcı olmak için Oda’mızın kapısında bekleyen Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Özlem Aydın’da polis tarafından, dış kapının önünden içeriye girmeye çalıştığı bir sırada copla saldırıya uğramış ve alnından yaralanmıştır. Eylem alanına Polislere, hekimler olduğu ve burasının İzmir Tabip Odası olduğu bilgisi verilmesine rağmen, polisler hızını ve hıncını alamamış olacak ki, art niyetli bir yaklaşımla meslektaşımıza saldırmıştır. Arkadaşımız İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi aciline başvurmuş, tedavisi yapılmış ve rapor almıştır.
 
Yaşamını insan sağlığına adadığı belli olan insanlara hem de Tabip Odası’nın önünde bu şiddet uygulanabiliyorsa diğerlerine neler yapılmıştır, düşünmek bile istemiyoruz.
Biz bu kör şiddeti nefretle kınıyoruz ve bu şiddeti gösteren “sivil” ya da resmi polisler hakkında soruşturma açılmasını talep ediyoruz. Hukuksal süreç, titizlikle takip edilecek ve suç işleyenlere adli ve idari yaptırımların uygulanması için gerekli işlemler yapılacaktır.
 
Bu süreçte, kamuoyuna da yansıdığı üzere twitter mesajları nedeniyle gözaltına alınan gençler olmuştur. Gençlerden birisi de 1.sınıfta eğitim gören bir tıp öğrencisidir. Oda’mız Hukuk Bürosu gözaltı sürecinde ve emniyette alınan ifade sırasında tıp öğrencisi arkadaşımıza destek vermiştir. Arkadaşımız gece yarısı serbest bırakılmıştır. Tıp öğrencisinin gözaltına alınmasına sebep olan twitter mesajları, hukuksal tartışma konusu yapılamayacak kadar masum ve iyi niyetli mesajlardır.
Her fırsatta demokrat (!) olduğunu vurgulayan ve yargıyı demokratikleştirdiğini ifade eden hükümetin, iletişim ve düşünce özgürlüğüne bakışını ortaya koyması açısından bu gözaltılar önem taşımaktadır. Gerçek niyetin toplumsal baskı oluşturmak ve sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımları engellemek olduğu kanaatindeyiz. Arkadaşımız gözaltı süresinin dolması için öngörülen 24 saatlik kanuni sürenin sonunda salıverilmiştir. Hukuksal süreç Oda’mızca takip edilecektir.

İZMİR TABİP ODASI 

Bu haber 2200 kez okunmuştur.