YİNE BİR SALDIRI !
YİNE HEKİME YÖNELİK HUNHARCA BİR ŞİDDET !
DAHA YETMEDİ Mİ ?
HÜKÜMETE SESLENİYORUZ :
DAHA NE ZAMAN ÖNLEM ALACAKSINIZ !
Bundan tam 1 ay önce ,Dr. Ersin Arslan'ın ölümünün 1.yılında tüm Türkiye'de yoğun bir katılımla iş bıraktık. Amacımız, SAĞLIKTA ŞİDDET SONA ERSİN diyerek gerek hastalarımızın ve gerekse yetkililerin dikkatini çekmekti. Katılım çok büyük oldu. Çünkü bütün sağlıkçılar artık kendilerine yönelen ve hiç de hak etmedikleri şiddet, küfür ve hakareti geçim sorunlarının bile önünde bir sorun olarak görüyordu. Bu iş bırakma eylemi herkese bir çağrıydı, bir çığlıktı.
Ama bu eylemin üzerinden daha 1 ay geçmişken, şiddet, bu kez bir Aile Hekimi meslektaşımıza, Dr. Uğur Karabay'a yöneldi. 3 alçak saldırgan, meslektaşımıza işinin başında saldırdılar ve dakikalarca tekme, tokat ve yumrukla dövdüler. Hayati tehlike içindeki meslektaşımıza acil şifalar diliyoruz.
Gerekçeleri kendi aile hekimlerinden istemeleri gereken işe giriş raporunun kendileri ile hiçbir ilgisi olmayan meslektaşımız tarafından verilmemesiydi. Kendilerine durum açıklandığı halde gösterilen hunharlık hangi insani değerle açıklanabilir, bunu anlayamıyoruz. Kanunsuz taleplerin karşılanmaması eğer bir dayak nedeniyse, daha önemli ve hayati bir sorunda bu "insanların" tepkisinin ne olacağını düşünmek bile istemiyoruz.
Sayın Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu birkaç gün önce "şiddete sıfır tolerans" göstereceklerini ilan etmiş ve TBMM'ye bir yasa teklifi götüreceklerini belirtmiştir.
Biz "cek, cak" gibi içi boş vaatler istemiyoruz. Pratik olarak ortaya konulacak yasal ve fiili önlemler talep ediyoruz. Yasaların bir an önce çıkarılmasını ve bütün kamusal olanaklar kullanılarak sağlık ortamının, çalışanların durumunun ve olağanüstü çabalarının halka anlatılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Halk ve hastalarla, hekimleri ve sağlık çalışanlarını birbirine düşman kuvvetler haline getiren davranışların son bulmasını istiyoruz.
Hekimlerin, sağlık çalışanlarının sırtından "başarılı" bir sağlık sistemi yaratacaksınız; iktidar bundan nemalanacak; ama bunu yaratan insanlar devamlı şiddete uğrayacak ! Bu olmaz, bunu asla kabul etmeyeceğiz !
Kışkırtılmış sağlık tüketimi, olağanüstü yüksek beklentiler ve "müşteri" her zaman haklıdır şeklindeki yaklaşım hükümete oy getirebilir. Ancak bu, ülkemiz ve insanlarımız için son derecede zararlıdır. Doyumsuz ve her şeyi gereksiz bir şekilde hak ettiğini düşünüp talep eden ve bir türlü iyileşemeyen bir " müşteri" kitlesi yaratılmıştır.
Sağlık harcamaları olağanüstü boyutlara ulaşmıştır. Bugün hükümet açısından tek çözüm, halkın cebine daha çok el atmaktır. Nitekim ilave ücretler ve katkı payları 2 kat artırılacaktır. Tamamlayıcı sigorta yaptırmak teşvik edilmektedir.
Önümüzdeki süreçte hastaların cebine atılan elin büyümesi ile şiddetin artması paralel olarak gelişecektir.
Bu durum acil olarak değiştirilmelidir. Hastalarımıza gerekli zamanı ayıran, hastanın da sağlıçının da memnun olduğu, ülkemizin olanaklarını iyi ve verimli kullanan, basit, ucuz , herkese eşit ve gereksinimine uygun bir sistemin önünü açacak önlemler acilen alınmalıdır.
Yoksa bu süreç daha büyük olaylara açık olmaktan kurtulamayacaktır.
Bizler bu vahim olay dolayısıyla bütün kamuoyunun dikkatini sağlıkta şiddet denilen hoyratlığa, kendine sağlık hizmeti götüren insanlara yönelik değer bilmezliğe tekrar dikkati çekiyoruz.
Saldırganların en ağır bir şekilde cezalandırılması için yargıya çağrıda bulunuyoruz. Sizlerin yasal çerçeve içinde vereceğiniz en üst ceza, sağlık hizmetlerinin iyi bir şekilde yürütülmesine yardımcı olacaktır. Saygılarımızla.
İZMİR TABİP ODASI