Sayı:12-43 Tarih: 18.09.2012
TÜRKİYE'DE HEM DE 21. YÜZYILDA
KORUYUCU SAĞLIK SİSTEMİNİN CENAZESİ KALDIRILDI !
TETANOZ AŞISI REZALETİ,
ÇAĞDAŞ BİR ÜLKEDE SAĞLIK BAKANI İÇİN
BİR İSTİFA GEREKÇESİDİR !
AKP hükümetinin son fiyaskosu Tetanoz-Difteri (Td) aşısı rezaleti oldu.
Bu aslında koruyucu sağlık hizmetindeki başarısızlığın açık bir ifadesidir.
Ve yine bu durum 1.basamakta uygulamaya konulan sistemin başarısızlığının açık bir ifadesidir.
Hiçbir mazeret bu başarısızlığı örtemez.
Oluşabilecek her türlü olumsuzluktan AKP hükümetinin Sağlık Bakanı doğrudan sorumludur.
Kısa bir süre önce tetanoz aşısı konusunda tehlikeye dikkat çekmiş ve gerek İl Sağlık Müdürlüğü ve gerekse Halk Sağlığı Kurumu'ndan hiç de doyurucu olmayan yanıtlar almıştık.
Daha bunların mürekkebi kurumadan çok daha büyük bir sorunun olduğu ortaya çıktı. Yüzbinlerce çocuğumuzun aşısız kaldığını öğrendik.
Sağlık Bakanlığı ailelere çocuklarını bağlı bulundukları aile hekimine götürerek aşılatma çağrısında bulundu.
Birçok Aile hekimi ise bu aşıyı daha önce Toplum Sağlığı Merkezlerinin yaptığını ve çocukların aşılı olup olmadıklarını bilmediklerini, bilseler bile bu kadar kısa sürede ailelere ulaşmanın mümkün olmadığını açıkladılar.
TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKMİŞTİK !
Bundan 5,5 yıl önce getirilen Aile Hekimliği Sisteminin bu uygulanma şeklini eleştirmiş ve tehlikeye dikkat çekmiştik. Meslektaşlarımızın 1 aile sağlığı elemanı ile getirilen ağır yükün altından kalkamayacağını, ev ziyaretlerini gerçekleştiremeyeceklerini ve bağlı nüfuslarına hakim olamayacaklarını açıkça belirtmiştik.
Bütün itiraz ve uyarılarımıza karşın ekip çalışmasına dayanan ve ev ev gezilerek gebe, çocuk ve aşı takibi yapılan Sağlık Ocağı sistemi kaldırıldı. Yerine daha çok bağlı nüfusun Aile Sağlığı Merkezine gelmesine ve tedavi edici hekimliğe dayanan Aile Hekimliği sistemi getirildi.
Ne yazık ki uyarılarımız konusunda haklı olduğumuzu görmüş bulunuyoruz.
Suçlu binbir yükün altına sokulan aile hekimi meslektaşlarımız değildir. Çünkü bakanlığın sağlık anlayışında ekip çalışması ve buna uygun donanımı oluşturulmuş bir sistem yoktur. Tek yaptıkları halkın gözünü boyamaktır. Hasta memnuniyetidir.
Aşılama işi üstüne yüklenen TSM hekimleri ise durumdan en çok mağdur olanlardır. Bu meslektaşlarımız, "geçici görev zulmü" ile hergün başka bir yere gönderilmektedirler. Buna rağmen gösterdikleri insan üstü fedakarlığın maddi ve ruhsal bir karşılığı yoktur.
ULUSAL BİR AŞI ÜRETİM SİSTEMİ MUTLAKA KURULMALIDIR !
Bakanlık aşıların uygun olmadığını ve bu nedenle uygulanamadığını açıklamıştır. Aslında özürleri kabahatlerinden daha büyüktür. Türkiye gibi 75 milyon nüfuslu ve ciddi bir bilgi birikimi olan bir ülkenin Cumhuriyetle kurulan milli yapıdaki Hıfzıssıhha Kurumu yıkılmış, her alanda olduğu gibi sağlık ve aşı alanında da tam bir dışa bağımlılık yaratılmıştır. En büyük suçlardan biri de budur.
AKP HÜKÜMETİ VE SAĞLIK BAKANI BİR SAĞLIK REZALETİNE İMZA ATMIŞLARDIR! BUNUN BİR KARŞILIĞI OLMALIDIR !
"Hergün onlarla ifade edilen şehitlerin verildiği bir ülkede istifa etmek gibi bir erdemi göstermeyenlerden neyi bekliyorsunuz" diye sorulabilir. Doğrudur !
Ancak biz halk sağlığı için doğruları söylemeye, eleştirmeye, talep etmeye ve çağrıda bulunmaya devam edeceğiz. Hekim haklarını savunduğumuz ve mücadele ettiğimiz gibi çocuklarımızın ve halkımızın sağlık hakkını da savunacağız, bunun için de mücadele edeceğiz. Çünkü çocuklar bizim de çocuklarımız ve ülkemizin geleceğidir. Gelecek ancak ve ancak sağlıklı nesiller üzerine kurulabilir..
İZMİR TABİP ODASI