25 Mayıs günü muayenehaneler ve laboratuarlarda çalışan hekimler İzmir Tabip Odası’nda buluştu. Samimi bir havada yapılan kokteylden sonra toplantıya geçildi. Toplantıya cep mesajı ve mail ile çağrı yapılan yaklaşık 620 meslektaşımızdan 50’si katıldı.
Odamız Genel Sekreteri Dr. Mete Güzelant ve avukatımız Mithat Kara süreç hakkında bir sunum yaptılar. Ardından tartışmalara geçildi.
Toplantıda en öncelikli konu olarak Sağlık Bakanlığı ve buna bağlı olarak İl Sağlık Müdürlüğü’nün muayenehaneler v e laboratuarlara karşı yürüttüğü hasmane, aşırı ve ölçüsüz baskıcı tutumları gündeme getirildi. Merkezi yasakçı tutumun serbest çalışma hakkını yok etmeye yöneldiği, hekimlerin kamu ya da özel kurumlarda oluşturulmaya çalışılan bir kölelik sistemine mahkum edilmek istendiği belirtildi. Bu çerçevede tekelleştirilmeye çalışılan sağlık sisteminde hekimlerin de işçileştirilmeye çalıştığı belirtilerek , “serbest çalışma hakkı “nın önemine kuvvetle vurgu yapıldı ve bu “hakkın” kaybedilmesinin hekim hareketini çok olumsuz etkileyeceği saptanıldı.
En çok rahatsızlık oluşturan tutumlardan önde geleninin, İl sağlık Müdürlüğü’nden “denetime”(!) gelen ve çoğunlukla hekim bile bulunmayan ekiplerin gereksiz ve anlamsız talepleri ile oluşturdukları baskıcı ortam olduğu belirlendi.
SGK ile anlaşma konusu da paylaşılan önemli bir sorundu. Konunun çok önemli olduğu, böyle bir sürecin iyi irdelenmesi gerektiği, anlaşmanın fayda kadar zarar da getirebileceği konusunda görüşler paylaşıldı.
Serbest Hekimliğin halk ve toplum açısından da çok önemli bir kazanç olduğu, bu konudaki özellikle Bakanlık kaynaklı kötüleme faaliyetine karşı, olumlu yönlerine vurgu yapılmasının önemi üzerinde duruldu.
Muayenehane tanımının yeniden yapılması, buraların sağlık kuruluşu olmadığının üzerinde durulması gerektiği belirtildi. Danıştay’ın kararlarının bu anlamda da önemli olduğu, Sağlık Bakanlığı’nın buralar üzerinde hiçbir denetim hakkının bulunmaması, tek yetkilinin Tabip Odaları olması ve bunun için aktif bir tutum izlenmesinin gerekliliği paylaşıldı.
Birçok başlık altında paylaşılan konulardan sonra, Tabip Odalarının bakanlıktan gelen yasaklayıcı ve denetleyici hamlelere karşı mücadele etmesinin önemi yanında bundan da önemlisi alanı belirleyici proaktif bir tutum almasının çok önemli olduğu vurgulandı.
Serbest çalışma hakkımıza karşı aktif direnme çizgisi izlenmesi ve Özel Hekimlik Komisyonu’nun bu faaliyeti örgütlemesi için birlikte mücadele çağrısı ile toplantı sona erdi.