HEKİMLİĞİN DEĞERİ ANLATILMAZ, BİLİNİR!...

15.02.2012

Son yıllarda hekimliğin çalışma alanına ve sağlık sistemine ilişkin yapılan düzenleme adı altındaki çalışmalar bir yönüyle olumlu olmasına karşın bir başka yönüyle ise olumsuz içerikler barındırmaktadır. Öyle bir hale gelinmiştir ki, hekimliğin nasıl yapılacağına ilişkin bürokrasinin verdiği kararların üstüne bir fikir beyan etme imkânı kalmamıştır. Esasında öncelikle oluşan bu tablonun etik olup almadığını sorgulamamız gerekiyor.

Hekimler mesleklerini ülkelerin belirlediği kanunlar, yönetmelikler ve şartlar çerçevesinde yapmak durumundadırlar. Buna kimsenin itirazı yoktur ve olamaz da. Ancak sağlık sisteminin rutin uygulamadaki sorunlarının aşılmasında, yeni sorunların oluşmasının önlenmesinde hekimlerin de bir şeyler söyleyebilmesine olanak tanınmalıdır. Aksi takdirde masa üzerinden alınan kararların alan üzerindeki uygulamasında yaşanacak sıkıntılar kaçınılmaz olur. Genel sağlık sigortası, tam gün yasası, muayenehanelerle ilgili uygulamalar derken başlayan istifalar hastanelerde hekim sayısı yönünden hissedilir azalmalara neden olmuştur. Yeri gelmişken istifa konusunda aceleci davranıldığını düşündüğümü de paylaşmak istiyorum. Gündeme getirilen uygulamalara itiraz etmeden, aksaklıklarını tamamen ortaya koymadan bir tür duruş sergilemek istercesine istifa edilmesinin zararı yine hekimlere olmaktadır. Şu günlerde “açığı ithal hekim” ile kapatma önerilerinin bu tablonun üzerine yerleştirilmeye çalışılması haklı çıkmamıza neden olmuyor mu?

Sağlık Bakanlığı ülkemizin sağlık ile ilgili tüm konularına hâkim bir kurumdur. Dolayısıyla görevi ve sorumluluğu gereği hekim, hemşire, tıbbi personel ve hastaların sağlıklı bir sağlık sistemi içinde rol almalarına yardımcı olmak durumundadır. Özellikle de hekimlerin mesleki anlamda yaşadıkları sıkıntılara, açmazlara çare bulmak, alternatif tüm önerilere açık olmak en çok arzu edilendir. “Yaptık ve oldu!” mantığı etik yönden sakıncalı bir yaklaşımdır. Eğer sağlık sistemimizi yeni anlayışlara uygun ve geçerli bir hale getireceksek, öncelikle ülkemiz koşullarını göz önüne alarak, bu konuda tüm sağlık çalışanlarını sarıp sarmalayan, onlara değer verildiğini gösteren uygulamalar, fikir alışverişleri hatta özel çalıştaylar düzenlenmeli, bundan sonra yapılması beklenen değişiklikler ortak karara bağlanmış raporlar üzerinden gerçekleştirilmelidir. Sağlık sistemi içinde, yöneticisiyle, çalışanıyla, hastasıyla hepimiz bir aile gibiyiz. Ailelerde de kararlar sorularak, danışılarak alınmıyor mu?

Sonuçta, bizler kimseye hekimliğin değerini anlatmak, açıklamak zorunda değiliz. Hekim kökenli mesleki bir etik uzmanı olarak bunun doğruluğunu tartışmamız bile gereksizdir. Hekimliğin değeri zaten kendiliğinden bilinir. Bu konuda Sağlık Bakanlığımızın ve tüm çalışma organlarının duyarlılıklarını kaybetmeden, etik olanı başarmak için çaba harcayacağına gönülden inanmak istiyorum. Her şeye rağmen etik diyebilmek sadece sosyal yaşam için değil, aynı zamanda meslekler için de geçerlidir. Lütfen, biraz daha anlayış, biraz daha etik…

 

Doç. Dr. Çağatay ÜSTÜN
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı

Bu haber 4837 kez okunmuştur.