İzmir Sağlık Çalışanları Örgütleri Platformundan Basın Açıklaması

13.12.2011

                                                                                                           13.12.2011

 

KAMUOYUNA DUYURU !

Bizler aşağıda adları yazılı olan İzmir Sağlık Çalışanları Örgütleri Platformu bileşenleri olarak, siyasi duruş ve örgütsel duyarlılıklarımız ne olursa olsun, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) karşısında olduğumuzu ve bu kararnamenin ‘’yok hükmünde’’ olduğu görüşümüzü kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Çok iyi biliyoruz ki, bu KHK nedeni ile yakın gelecekte karşımıza çıkacak olumsuzluklar, siyasi düşüncemize ve dünya görüşümüze bağlı olmaksızın ayrımsız hepimizi, tüm sağlık çalışanlarını ve toplumu etkileyecektir.

Sağlık ortamının tüm bileşenleriyle bir bütün olduğu gerçeğine dayanarak bu olumsuzluklara karşı ‘’birlik ve bütünlük’’ içinde olunmasını önemsiyoruz. Bu düşünce ile sağlık alanında örgütlü meslek odaları, dernekler ve sendikalar olarak 663 sayılı KHK’ye karşı ortak bir mücadele yürütmek üzere yola çıkıyoruz.  

KHK Kapsamında Neler Var?

     Sağlık çalışanları için sözleşmeli, esnek ve güvencesiz çalışma,

     Sağlık alanında sermayeyi yöneten kamu özel ortaklığı,

     Devlet hastanelerinin de özel hastaneler gibi sınıflandırılması, hastanelerin şirket gibi yönetilmesi,

     Hastane, sağlık kuruluşu, “belirli bir alanda sağlık hizmet sunumu” lisanslarının açık arttırmayla   satılması,

     Serbest sağlık bölgeleri oluşturulması,

     Sağlık Bakanlığı tarafından üniversite hastanelerine “işbirliği” adı altında el konulması,

     Yabancı hekim-hemşire çalıştırılmasının önünün açılması,

     İlaçta tüketimi kışkırtıcı reklamın serbest bırakılması

     Sağlık meslek mensuplarının mesleki yeterliliğini denetlemek ve etik ilkeleri belirlemekten, meslekten çıkarma yaptırımının uygulanmasına kadar tüm yetkilerin, meslek odaları devreden çıkarılarak Sağlık Bakanlığı’nda toplanması,

     Sağlık hizmetlerinin gönüllü sağlık kuruluşlarınca verilmesi.

663 sayılı KHK’nin sağlık alanında yukarıda sıralanan sayısız olumsuzluklar içermesinin yanı sıra, bırakın biz sağlık çalışanlarını temsil eden örgütleri, milletin iradesini temsil eden TBMM’nin görüşü alınmadan çıkarılması da demokrasi adına kabul edilemez bir uygulamadır.

Bu antidemokratik mevzuatın omurgasını Kamu Hastane Birlikleri’nin (KHB) kurulması maddesi oluşturmaktadır. KHB’nin oluşturulması ile sağlık hizmeti sunma işlevinin kamusal alandan çıkıp, kamu/özel ortaklıklarına devredilmesinin yasal zemini hazırlanmıştır. Bu durum sağlık çalışanları için;

    - Emeğin değersizleştirilmesi

    - Sözleşmeliliğin ve taşeronlaşmanın önünün açılması demektir.

Bununla birlikte ne yazık ki, 663 sayılı KHK, ‘’sağlığın ticaretleştirilmesi’’ ve halkımız için “paran kadar sağlık” anlamına gelmektedir. Bu nedenle sadece biz çalışanlar özlük haklarını değil; halkımız da eşit, kamusal sağlık hakkını kaybetmektedir.

Bundan böyle ülkemizde sağlık alanında;

1.  Bu KHK ile devlet kamusal alandan elini çekmiştir. Sağlık alanında otorite artık devlet değil, donatılmış yetkileri olan, şirket “CEO’larını” anımsatan profesyonel yöneticilerdir. Bu kişiler tek otorite olarak, çalışanların özlük haklarına, iş güvencesine, ücret güvencesine diledikleri gibi, sınırsızca müdahale edebilecektir. Bunun adı sağlık çalışanları için köleliktir.

2.  Bu KHK sayesinde oluşturulan yeni kurullar ile yıllardır var olan meslek örgütlerinin kamu yararına çalışma özelliği, mesleki denetleme yetkileri elllerinden alınmaktadır Bu da sağlık çalışanları için kölelik anlamına gelmektedir.

3.  Bu KHK ile kamu arazileri, ‘’serbest sağlık bölgeleri’’  adı altında uluslararası sermayeye peşkeş çekilecek; yabancı sağlık personelinin çalıştırılması yoluyla çalışanların emekleri ucuzlatılacak ve yabancı sermaye vergi vermeden bu ülke insanının sağlık hakkını sömürecektir.

Oysa biz SAMOP bileşeni kuruluşlar olarak; 

. Sağlığın en temel insan hakkı olduğu,

. Herkese eşit ve ücretsiz sunulması gerektiği,

. Sağlık hizmeti sunulurken öncelikle sağlığın korunması, geliştirilmesi; sağlığın bozulduğu durumlarda da hastalıkların erken dönemde tanılanması, hastalığın en uygun ve nitelikli bir şekilde tedavi edilmesi anlayışına göre planlanması,

. Bakım ve tedavinin her aşamasında hizmet veren sağlık çalışanlarının bu hizmeti sunarken, insanlık onuruna yakışır bir yaşam sürebilecek bir gelire, iş güvencesine, esnek olmayan çalışma saatlerine sahip olması gerektiği inancındayız.

663 sayılı KHK, yukarıda sıralanan ilkelerin tümü ile çelişmektedir. Bu nedenle biz SAMOP bileşenleri için bu KHK, hükümsüzdür. 663 sayılı KHK’nın yürürlüğünün kaldırılmasını talep ediyor ve bu amaçla ortak hareket etme kararlılığımızı dile getiriyoruz.

Aksi durumda kölelik düzenine boyun eğmeyeceğimizi, üretimden gelen gücümüzü kullanacağımızı, çalışanın emeğini, halkın sağlık hakkını sonuna kadar savunacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Biz sağlık emekçileri;

insanca yaşayabileceğimiz ücret güvencesi,

can güvencesi,

eşit ücretsiz, nitelikli bir sağlık sistemi

istiyoruz.

      Bu amaçla 21 Aralık’ta, sorunlarımızı dile getirmek üzere İzmir Sağlık Çalışanları Meclisi’ni kuruyoruz.

 

 

İZMİR TABİP ODASI        

İZMİR DİŞ HEKİMLERİ ODASI

İZMİR ECZACI ODASI

İZMİR VETERİNER HEKİMLER ODASI

TÜRK HEMŞİRELER DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ

SES (SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI)

GENEL SAĞLIK- İŞ GENEL MERKEZİ

TÜRK SAĞLIK- SEN İZMİR ŞUBELERİ

 

 

Bu haber 2729 kez okunmuştur.