Değerli meslektaşım,
12 Kasım 2011 tarihli Türkiye Hekim Meclisi toplantımızda alınan kararlar ışığında programımızın ilk aşamasını belirleyerek kamuoyu ile 1 Aralık tarihinde paylaştık (21 Aralık çağrısı).
Açıklamadan da anlaşılacağı gibi 21 Aralık 2011 Çarşamba günü bütün hekimleri, sağlıkçıları ve sağlık hakkı talebini dile getirecekleri bir araya gelmeye çağırıyoruz. Çağrımızı bu sürecin bir ilk adımı olarak önemsiyoruz. Daha ötesi kendi sorunlarımıza sahip çıkmak için ortak zeminler oluşturamazsak herkes adına olumsuz bir sona gidildiğini görüyoruz. O nedenle hiç kimsenin kendisini küçümsememesini ve şairin dediği* gibi
Ben tek başına ne yapabilirim | (...)
| Ben tek başına ne yapabilirim |
durumuna düşmemesini istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki tek başına değiliz, değilsiniz.
2011 baharında yükselttiğimiz itiraz sesimiz duyulmadı, daha doğrusu gereği yapılmadı. Ama ÇokSesTekYürek olarak oluşturduğumuz birliktelik hepimize moral verdi. Şimdi daha güçlü olarak bir araya geleceğiz, hergün bir önceki günden daha fazla olacağız, 21 Aralık'ta bunu duyuracağız. Çoğalarak yürüyeceğiz.
Biliyoruz, Türkiye'nin sorunları çok, gündemleri ağır; azalacağına artıyor, hafifleyeceğine ağırlaşıyor, farkındayız. Ama bu gündemler içerisinde sağlığın yeri de küçümsenemez. Kimi gündemlerde Hükümet'in, siyasi aktörlerin samimiyetinin sınanması bizim yürüteceğimiz çabalarla -daha da- netleşecek. Örneklemek gerekirse "Anayasa" süreci verilebilir. TBMM Başkanı tarafından herkesin katkısının istendiği bir ortamda hepimizi, bütün toplumu ilgilendiren sağlık alanındaki çok köklü düzenlemeler bize sorulmadan, TBMM'de görüşülmeden Kanun Hükmünde Kararname'lerle yürürlüğe konulmaktadır. Bu durum Anayasa sürecinin içtenliğini –en hafif deyimiyle- tartışılır kılmaktadır. Bu yanıyla 21 Aralık etkinliğimiz "ileri demokrasi" söyleminin içeriğinin doldurulmasına ya da ne kadar "dolu" olduğunun anlaşılmasına katkı sunacaktır. Çünkü demokrasi olmadan sağlık olmaz.
Değerli meslektaşım,
Uzun lafın kısası hadi gel, senin zamanın artık!
Bu sorumluluk hepimize ait. Bizler siyasi partilerden, meslek örgütlerine, sendikalara (sendikalara yollanan yazı), basına yönelik yoğun bir bilglendirme çabasına girmiş bulunuyoruz. Sizin de 21 Aralık'ta kendi ilinizdeki etkinliklerde yer almanız, o tarihe kadar hastalarınız, aileniz, komşularınız, yakınlarınız, köşe yazarları.. aklınıza gelecek her olanağı ve ilişkinizi değerlendirerek 21 Aralık etkinliğini duyurmanız, paylaşmanız yapabilecekleriniz arasındadır. 21 Aralık'ta aciller dışında sağlık hizmeti sunulamayacaktır. Hastalarımızı bilgilendirmek ve herhangi bir mağduriyete yol açılmasını engellemek görevimizdir. Amacımız olabilen en yaygın faaliyeti yürütmektir.
Bu adımı takiben hep birlikte şekillendireceğimiz süreçte birbirimizden kuvvet alarak ilerleyeceğiz. Ancak bu dönemde görev hepimize düşüyor; hekimliği toplum yararına yapmaktan** vazgeçmeyeceğimize göre sorumluluğumuzun gereğini yerine getireceğiz.
2012'ye moral verecek bir şekilde girmenin elimizde olduğunu hatırlatarak saygılar sunarım.
Dr. Eriş BİLALOĞLU
TTB Merkez Konseyi Başkanı
* TEK BAŞINALIK
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü biri
Ve hiçbirşey yapmamaya karar verdi
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir öteki
Ve yalnızlığının kuytuluğuna çekildi
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir üçüncü
Ve tek başına düşünmeyi sürdürdü
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü yüzbinler
Ve tek başınalıklarını sürdürdüler
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü milyonlar
Milyonlarcaydılar
Ve tek başınaydılar
Bu arada birileri
Onlar adına
Karar vermekteydi
Tek başına olduklarını sananlar
Topluca ortadan kaldırıldılar....
ATAOL BEHRAMOĞLU
** 2 Kasım 2011 tarihinde çıkartılan KHK'de TTB Yasası'nın birinci maddesinden şu cümle çıkartılmıştır: "Tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak"