YANDAŞ HASTANELER NASIL BESLENİYOR ?

05.10.2011

Yandaş gruptan olmayan büyük bir özel hastane, Sağlık Bakanlığı tarafından ‘yaratılan’ bir gerekçe ile kapatılınca aklıma Sağlık Bakanı ile özel hastaneciler arasında yapılan bir toplantı geldi.

Sanıyorum 2004 yılıydı. Sağlık Bakanı, özel hastane sahiplerini yanına almış Arnavutluk’un yolunu tutmuştu. O gidişin amacını pek anlamış değilsem de (Herhangi bir yatırım anlaşması yapılmadığını anımsıyorum) orada Bakan’ın özel hastane sahiplerine söylediklerini hiç unutmuyorum…

Yanında götürdüğü özel hastanecilere şöyle demişti:

“Hiç korkmayın, özel hastane açın. Hastalarınız benden. Devlet her hastanın parasını size ödeyecek.”
Aralarında, aklınıza gelen bütün büyük hastanelerin sahipleri de bulunan işadamları dört köşe olmuş, ellerini ovuşturuyordu.

‘Desene köşeyi döndük!’ mantığı içinde Sağlık Bakanı’na ‘Emredersiniz Sayın Bakanım’ diyorlardı…
Ben de kenarda oturmuş konuşulanları dinliyordum…

Aralarında hiç kimsenin Bakan’a bir şey sormadığını görünce hayret etmiştim.

En çok da, o zaman Türk Eczacılar Birliği Genel Başkanı olan şahsın itirazını ve bir şeyler söylemesini bekliyordum. Sosyal demokrat geçinen bu şahsın, AKP’den milletvekili olmak için yırtınmakta olduğunu nereden bilebilirdim.

Onun ‘süt dökmüş kedi’ gibi boynunu büküp Bakan’ın yanıbaşında oturduğunu görünce ben bir şeyler söylemek gereğini duymuştum.

“Sayın Bakan, bu kadar gideri karşılayacak kaynağı nereden bulacaksınız? Çünkü sağlığa ayırdığınız bütçe en çok %5-6 dolayında” diye sormuştum…

Oradaki hastane sahipleri ‘İşimizi mi bozmak istiyorsun, be adam!’ dercesine bana ters ters bakmışlardı.

Sağlık Bakanı ise bana yanıt vermek yerine hastane sahiplerine dönmüş ve şöyle demişti;

“İşte görüyorsunuz. Bu solcular hep böyle işe çomak sokmak isterler!”

Bakan’ı büyük bir iştahla dinleyen hastane sahiplerinin bazıları, ‘Aldın mı cevabını!’ dercesine bana bakınca ben de onlara;

“Sayın Bakan’ın söyledikleri sizi yanıltmasın! Onun isteğine uyup yeni hastaneler yaparsanız, çok değil 4-5 sene sonra işiniz çok zor olacaktır. Bana ne. Para da sizin, karar da!”demiştim…


                    ****

Dediğim çıktı. Öngördüğüm süre sonunda özel hastaneler sıkıntıya düşmeye başladı.

‘Hasta gönderiyorum’ adı altında bu hastanelerin boğazını sıktıkça sıktılar. Ödedikleri para ile kaliteyi yerlerde süründürdüler. Tuvalette çiş yapan biri bile 1 lira öderken, özel hastanelerde çiş yapmak+idrar tahlili yaptırmanın bedeli 50 kuruş oldu. Üstelik SGK ile anlaşma yapmayanlara ağır yaptırımlar getirildi.

Bunlar da yetmiyormuş gibi doktorların bu hastanelerde çalışmasına kadro şartı ve talep edilecek ücretlere büyük sınırlamalar getirdiler

Bütün bu engellemelerin her özel hastaneye eşit uygulandığını sanıyorsanız, aldanıyorsunuz…

Yandaş hastane gruplarına görünmez ayrıcalıklar sağlandı…

Onlar, paralarını zamanında aldılar, doktor kadrosu sıkıntısı yaşamadılar, müfettiş denetiminden ve şikayetlerden kolaylıkla yakalarını sıyırdılar…

Gerçekten de, yandaş olmayan özel hastanelerin başı hiçbir zaman müfettişlerden kurtulmadı. Olur olmaz şikayetler için bu hastanelere yapılan baskı ve baskınlar bir yana, sık sık yapılan tehdit ziyaretlerinden de illallah dediler…

Sayın Bakan, bundan 7 yıl önce ‘Açın, açın! Hastalarınız benden!’ derken, olayın bugüne geleceğini bilmiyor muydu?

Elbette biliyordu. Ancak Sayın Bakan bir şey daha biliyordu: Yapılan özel hastanelerle sağlık biraz daha özelleşecek ve AKP koruması altında olmayanlar baskıya dayanamayıp bunları satacaklardı…
Öyle de oldu, oluyor… Satılan hastaneleri yabancılar alıyor, ‘tanıdık’ yerliler alıyor…

                 ****

Birkaç gün önce, büyük bir özel hastane ‘eften püften’ bir nedenle bir süre için kapatılınca bu konuyu bir kez daha sizinle paylaşmak istedim.

Kapanmayı hak eden o kadar yer varken, bazı branşlarda Türkiye’nin en başarılılarından olan ve içinde bin dolayında insanın çalıştığı bir hastaneyi kapatabilmek nasıl bir anlayıştır, anlamak zor…

Üstelik bu kapatma olayına o kentin sağlık müdürlüğündeki sorumlular bile –ceza almak pahasına- karşı çıkarken…

Sağlık Bakanlığı’nda, mantığı ve vicdanı ile yapılan haksızlıkları reddeden insanların sayısı hiç de az değil… Ama ne yazık ki, kararların altında imzası olanlar ‘yukarıda’, ve bunlar sadece bazı yandaşlarını koruma peşinde…

                ****

Gelecek yazılarımdan birine konu olabilecek bir söylenti var…

Söz konusu olan kentte, yakında açılacak bir ‘yandaş hastane’ için bir söylenti dolaşıyor…

Güya, bu ilin önemli bir ilçesindeki devlet hastanesi ‘tadilat’ gerekçesiyle kapatılıyormuş.

Hem de ne zaman biliyor musunuz? Tam da o yandaş hastane açılırken…

Yandaş hastane ile kapatılacak devlet hastanesi arasında birkaç yüz metre varmış da!
Dedim ya, bu sadece bir söylenti. Böylesi bir ‘kötüye kullanım’ın bu kadar açık olarak yağılabileceğini düşünmüyorum…

Ama yine de bir söz vardır: ‘Olmaz, olmaz deme. Olmaz olmaz!’… 


Suat Çağlayan

Bu haber 1763 kez okunmuştur.