HİÇ OLMAZSA NEZAKET…
Yüksek Mahkemelerce açıkça ortaya konan ve güvence altında olduğunu sandığımız haklarımız KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile gaspedilmiştir.
Gelinen noktadaki durumu yasaya uygun, hukuka aykırı olarak niteleyebiliriz.
Yürürlüğe giren değişiklik ile hekimlerin kamu görevi yanında özel hekimlik etkinliği yasaklanmış ve yasanın yürürlüğü açısından geçiş süresi tanınmamıştır.
Kanunun derhal yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olsa dahi, düzenlemenin muhatabı hekimlere yeni düzenlemeye göre konumlarını belirlemeleri için makul bir süre tanınması hukuk devletinin gereğidir.
Ancak hekimler, kısa süre içinde karar vermeye zorlanarak süreç “oldu bittiye” getirilmektedir.
Kanuni düzenlemeye ve buna bağlı yapılan işlemlere karşı yargı süreci işletilecektir. Hukuk, hukuk devleti ilkesini özümsemiş yönetimlerde anlam kazanır. Hukuku, elinde bulunan yasama yetkisini istediği gibi kullanmak olarak algılayan idari makamlardan hukuka saygı beklemek maalesef anlamsız kalmaktadır.
Hangi kurumda mesleğini icra ediyor olursa olsun meslektaşlarımızın özlük haklarının korunması ve iyileştirilmesi için mesleki ve hukuki mücadeleyi yılmadan sürdürüceğiz.
Ancak bu ne kin, vicdansızlık ve kadir bilmezliktir. Yasayı uygulama adına meslektaşlarımıza karşı sergilenen tutumu “idari görevin gereği” olarak açıklamak mümkün değildir.
Kamu görevlerine ek özel hekimlik etkinliği yürüten hekimlere bu etkinliklerini sonlandırmaları doğrultusunda Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bildirimlerin biçimi kabul edilebilir gibi değildir!
Sayın Sağlık Bakanı, Sayın İl Sağlık Müdürü, Sayın Başhekim’ler, Sayın Sağlık Grup Başkan’ları;
Sizlere sesleniyoruz!
Sizler biz hekimlerin üstü olmakla birlikte meslektaşlarımızsınız!
Bugünlerde değerli meslektaşlarınıza yöneltmekte olduğunuz davranışlar sizi rahatsız etmiyor mu?
Gece başınızı yastığa iç rahatlığı ile koyabiliyor musunuz?
Herkesin canını ve sağlığını teslim ettiği meslektaşlarınıza bu güvensizlik niye?
İnsanların yaşamlarının gidişini etkileyecek önemli kararların verilmesi için aceleniz ne?
İzinde ya da istirahatli olan meslektaşlarımızı telefonla arayıp konuşmaları yöneticilerden oluşan bir heyete dinletmek gibi bir kabalığa neden gerek duyulmaktadır ?
İl Sağlık Müdürlüğü adına görev yapan denetim elemanlarının adeta polis baskını yapar gibi davranması, muayenehanede suç işleniyormuş gibi hareket ederek hekimleri ve sekreterleri tehdit etmesi, taahhüt vermeye ve tutanak imzalamaya zorlaması hangi gerekçe ile açıklanabilir.
Yasanın gereklerini uygulamak isteyen kamu görevleri basiretli ve idari terbiyeye uygun hareket etmek zorundadır.
Bakandan, Sağlık Müdürü’ne, Başhekim’den, Sağlık Grup Başkanı’na varıncaya kadar siz değerli meslektaşlarımızı hiç olmazsa nezaket diye uyarmak bizleri fazlasıyla yaralamaktadır.
Sizlerin nezaketten yoksun davranışlarınızın bizleri ne denli incittiğini ve üzdüğünü biraz olsun algılamayı dener misiniz?
Saygılarımızla
İzmir Tabip Odası