Değerli meslektaşlarımız,
Hekimlik onurunun korunması ve haklı istemlerimizin gerçekleşmesi bakımından “grev” yapmaktan başka seçenek kalmadığı konusunda uzlaşı içinde olduğumuz söylenebilir.
Ancak, bir günlük iş bırakmalar dışında benzeri bir eylemi yaşama geçirmemiş olan bizlerin kafalarında kimi soru işaretlerinin oluşmasını da olağan karşılamak gerekir.
Bizlerin kafalarında oluşan kimi kuşkuların yönetimlerce korkuya dönüştürülmesi olasılığını göz önünde bulundurarak TTB Başkanlar Toplantısı’nda konuya ilişkin açıklamalarda bulunan TTB Hukuk Bürosu’ndan Av. Ziynet ÖZÇELİK’in bilgilendirmelerinin paylaşılmasının yararlı olacağını düşündük.
Av Ziynet ÖZÇELİK, bu kritik dönemde yönetimlerin korku üzerinden engelleme girişimlerine yenik düşülmemesinin önemine değinmiştir. Bu bağlamda korkmak için yasal ve hukuksal hiçbir neden bulunmadığının altını çizme gereği duymuştur.
Av ÖZÇELİK’in verdiği bilgiye göre; son dönemde “Torba Yasa” üzerinden hissettirilmeye çalışılan korkutmaların yersizliğine değinme gereği duymuştur. Her ne kadar 6 ay süreli geçici görevlendirme gibi bir yasal düzenleme yapıldıysa da, bu türden geçici görevlendirmelerde iki tarafın onayı koşulunun ortadan kalkmadığını ve bu görevlendirmenin olağanüstü koşulların oluşması gibi kaçınılmaz bir gerekçeye bağlı olduğu kuralının bozulmadığını bildirerek; bu yasadan kaynaklanan korkutmanın abartılmaması gereğinin altını çizme gereği duymuştur.
Diğer yandan, bilindiği gibi kamu çalışanlarınca gerçekleştirilecek “İş bırakma” ya da “grev yapma” gibi kimi eylemlerin yasalarımızla belirlenmiş haklardan olmadığı gibi bir gerçekle karşıya isek de; sonuçta her iki eylem de bir haktır.
Grev çağrısı yapmak da suç değildir!
Türkiye’nin altına imza attığı ILO Sözleşmeleri gibi uluslar arası belgeler iç hukuk mevzuatımızın sınırladığı eylemler için sağlam bir güvencedir.
Geçmişte bu gibi eylemler sonrasında açılmış davalarda kamu çalışanlarının cezalandırılması gibi bir durum söz konusu olmamıştır.
Türkiye’de yüksek yargı kurumlarınca verilen kararlar da bu gibi eylemlerin suç olmadığı doğrultusunda bir içtihadın oluşmasını sağlamıştır.
Hatta, denilebilir ki; bu haklı eylemlerin önüne geçmek adına korkutma girişiminde bulunması olası yöneticilerin hak kullanımını engelleme girişimi içinde olacaklardır! Bu durum da göz önünde bulundurulduğunda, her birimdeki yönetici konumunda olan meslektaşlarımızı bu hakkın kullanımını engelleyerek sorumlu duruma düşmemeleri adına uyarmayı da görev biliyoruz.
“Grev” ya da “İş bırakma” gibi eylemlerin kamu çalışanlarının hakkı olduğuna ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları, taraf olduğumuz uluslar arası sözleşmeler ve ulusal yargı kararlarını da içeren İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu çalışması çok kısa süre içinde meslektaşlarımızın bilgisine sunulacaktır.
Saygılarımızla
İzmir Tabip Odası