Sağlıklı Bir Toplum ve Bağımsız Tarım için FRUKTOZ (NBŞ) KOTASI DÜŞÜRÜLMELİDİR!
Bugünlerde hepimizin kulağına çalınan bir tartışma var!
FRUKTOZ /Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ)
Bizler Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi ve İzmir Tabip Odası olarak gündeme oturan bu konuda kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getiriyoruz!
Mısır Şurubu” veya “Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu” bir şekerdir. Fruktoz, meyvelerde bulunan doğal şekerdir. Çay şekeri ya da ‘beyaz şeker’ olarak bilinen sakkarozu oluşturan iki temel yapıdan birisidir (diğeri glikozdur). Ticari fruktoz üretiminde hammadde olarak nişasta kullanılmaktadır. Ülkemiz gıda mevzuatına (ve AB gıda mevzuatına) göre de, yüksek fruktozlu mısır şurubu “şeker” kapsamı içerisindedir. Katkı maddesi veya yapay bir kimyasal değildir.
Hekimlerin penceresinden bakıldığında artan fruktoz kotalarının artırılması ve buna bağlı olarak da fruktoz tüketimin patlaması hiç de uzak olmayan bir gelecekte önemli sağlık sorunlara yol açma potansiyeli taşımaktadır.
Her ne kadar pancar şekeri de fruktoz içermekteyse de, NBŞ olan mısır şurubu kökenli fruktozun önde gelen sakıncası sindirim sistemi yoluyla hızla emilmesi; ani ve aşırı bir insülün salgısına yol açmasıdır. Kana karışan gıdaların insülin üzerindeki etkisini “glisemik indeks” olarak nitelendirmekteyiz. Glisemik indeksleri yükseldikçe gıdaların sağlığa zararlı olmaya başladığından da söz edebiliriz.
Bugünkü verilere göre ülkemizde 8 milyon kadar şeker (diyabet) hastası vardır. Glisemik indeksi yüksek gıdaların tüketiminin artması bu 8 milyona yenilerinin eklenmesi olasılığını da artırmaktadır. Fruktoz, karbonhidrat olarak depolanmaktan çok yağa dönüştürülerek depolanabilen bir şeker türü olarak “obezite” sorununa da fazlasıyla yol açmış olacaktır.
Hastalıkların ortaya çıkmasının önlenmesi; böylelikle de, zaman ve para kaybının önüne geçilmesi bakımından da mısır şurubu kaynaklı fruktoz tüketiminin özendirilmesinden kaçınılmalıdır.
Mısır şurubunun şeker kaynağı olarak kullanımının bir başka sakıncası da GDO bakımındandır. Bilindiği gibi mısır, soya, pamuk ve kanola ile birlikte GDO olma potansiyeli yüksek bitkilerden birisidir. Ülkemizde yaygın olarak tarımı yapılan ve üretiminde dünya dördüncüsü olduğumuz şeker pancarında ise GDO riski yok gibidir.
Şeker pancarı üretimindeki ve yine o şeker pancarını işleme konusundaki becerimiz uzun yıllara dayanmaktadır. Durum bu denli ortadayken, şeker pancarı üretimi konusunda Türkiye’nin çok gerisinde olan AB ülkelerinde 2010/2011 dönemi için planlanan NBŞ kotalarının % 6.5 ile Türkiye’nin oldukça altında kalmış olması da irdelenmesi gereken bir başka noktadır. Ülkemizdeki şeker pancarı üretimine karşılık Şeker Yasası ile şeker üretiminin % 10’u NBŞ’e ayrılmış durumdadır. Bu kota sürekli artırılmış ve bugün % 15’e erişmiştir.
Bu kota Almanya’da % 2.5, Polonya’da % 3.9, İtalya’da % 7.8, İspanya’da % 12.6, Belçika’da % 18.4, Slovakya’da % 44.7, Portekiz’de % 62.6 ve Macaristan’da % 73.6’dır. Bu derin farklılıklar ülkelerin şeker pancarı üretimindeki yeterlilikleriyle de yakından ilintilidir. Bir bakıma yeterince şeker pancarı üretemiyor oluşunuz NBŞ’e bağımlılık yaratıyor da denilebilir.
Şeker pancarı üretimi konusunda en küçük bir sorunu olmaması gereken Türkiye şeker pancarını tümüyle iç üretimle sağlayabilirken NBŞ için gereksindiği 500 bin- 1 milyon ton mısırı dışalım yoluyla edinmek durumundadır. Gerçek bu denli ortadayken Türkiye gibi bir ülkenin giderek artan NBŞ kotası uygulamasını akıl ve mantıkla açıklamak olanağı yoktur.
Özetle, yaşamın olağan akışıyla açıklanması olanaksız olan fruktoz kotası artırımları bir yandan toplum sağlığını olumsuz yönde etkilerken diğer yandan da ülkemizde önemli bir geçim kaynağı olan şeker pancarı tarımının geriletilmesi anlamına da gelmiş olmaktadır. Bir tarım ve endüstri kolu olmanın yanı sıra kurulduğu yörelere önemli bir kültür aşısı da yapan şeker endüstrisinin zayıflatılarak ortadan kaldırılması ülkemiz insanın sağlığına da, ekonomisine de zarar vermiş olacaktır.
İzmir Tabip Odası
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Gıda Mühendisleri Ege Bölge Şubesi