Üniversite Hastanelerinde Tıp Eğitimine ve Bilime Zarar Verecek Bir Dönem Başlıyor

26.01.2011

26 Ocak Çarşamba günü, üniversite öğretim üyeleri, asistanlar, eğitim ve araştırma hastaneleri ile diğer hastanelerden yaklaşık 350 hekimin katılımıyla Cumhuriyet Meydanında kitlesel basın açıklaması yapıldı.

Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Tam Gün uygulamalarının üniversite hastanelerine ve tıp eğitimine olumsuz etkilerinin kamuoyuyla paylaşıldığı basın açıklamasını, İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr.Erdener ÖZER okudu.

Yazılı ve görsel medya kuruluşlarının yoğun ilgisinin olduğu basın açıklamasında, performans uygulamasının Sağlık Bakanlığı hastanelerindeki olumsuz etkilerinin üniversite hastanelerinde de yaşanacağı, üniversite hastanelerinin öncelikli görevinin eğitim ve araştırma faaliyeti olduğu, tıp eğitiminin büyük zarar göreceği ifade edildi.

Hastalara da seslenilen basın açıklamasında, hastaların birer sayı ve puan olarak gösterilmesinin kabul edilemeyeceği; hastaların kaliteli sağlık hizmeti alma hakkının olduğu ancak bu hakkın performans uygulaması ile sağlanamayacağı; hastaların bir hekimin aynı gün içinde 70. hastası olarak muayene olmayı, 7. hastası olarak ameliyat edilmeyi kabul etmemeleri gerektiği vurgulanmıştır.

 

Sayı :  11- 7                                                                                                 Tarih: 26. 01. 2011

 

          ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDE ÇALIŞAN ÖĞRETİM ELEMANLARINDAN 

KAMUOYUNA DUYURU

ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDE TIP EĞİTİMİNE VE BİLİME ZARAR VERECEK BİR DÖNEM BAŞLIYOR.

BU ÜLKEDE ARTIK İYİ HEKİM YETİŞEMEYECEK. 

Üniversite tıp fakültelerine bağlı hastaneler, öncelikle tıp alanında eğitim ve araştırma amacına hizmet etmek için kurulmuşlardır. Bu nedenle Üniversite Hastaneleri “Eğitim ve Araştırma Hastanesi” olarak isimlendirilmektedir.

Üçüncü basamakta yer alan bu hastanelerde tanısı ve tedavisi zor karmaşık hastalara hizmet verilmektedir.

Üniversite hastanelerinde 31 Ocak 2011 tarihinden itibaren, öncelikli çalışma ilkeleri olan eğitim ve araştırma göz ardı edilerek, performansa dayalı sağlık hizmeti modeline geçilecektir.

Bu durumda;

üniversite hastanelerinde sağlık hizmeti ve eğitimin kalitesi düşecek, 

öğretim üyeleri asıl görevleri olan eğitime daha az zaman ayırmak zorunda kalacak,

hastaların nitelikli sağlık hizmetine ulaşımı ortadan kalkacak, 

hastaların hekimine ulaşma talebi karşılık bulamayacaktır.

Çünkü performansa dayalı sağlık hizmeti kalitesiz sağlık hizmetidir;  bu sağlık hizmetinde önemli olan, ne kadar çok hasta bakıldığı ve ne kadar çok ameliyat yapıldığıdır.

Performansa dayalı sağlık sisteminin yıllardır uygulanmakta olduğu Sağlık Bakanlığı hastanelerinde kısa sürede çok sayıda hasta bakılmasının sonuçları ortadadır. Çalışma barışı ve hizmet kalitesi bozulmuştur. Bu sistemin sonucu, hastane enfeksiyonlarına bağlı kör olan hastalardır; ucuz protez kullanımına bağlı sakat kalan hastalardır.

Uyarıyoruz!  31 Ocak’tan sonra, üniversite hastanelerinde performansa dayalı sağlık hizmeti başlarsa, kaybeden sadece hekimler değil, geleceğin hekimleri ve hastalar olacaktır.

Bizler iyi hekimlikten ödün vermeyi reddediyoruz. Hasta başına 5-6 dakikayla sınırlı muayeneleri, kısa sürede çok sayıda ameliyat yapmak zorunda bırakılmayı kabul etmiyoruz.

Bu ülkenin sağlığı gecekondu tıp fakültelerine, ithal hekimlere emanet edilemez. Hastaneler özelleştirilemez, sağlık çalışanları sözleşmeli personel olamaz.

Taleplerimiz var!

Bizler tam zamanlı mesaimizde, iyi hekim yetiştirmek, kaliteli hizmet sunmak istiyoruz. Üniversite hastanelerinde mali ve idari özerklik istiyoruz.

Biz Sağlık Bakanlığı’nın dayatmasının aksine, hastalarımıza polikliniklerde ve ameliyathanelerde yeterli zamanı ayıracağız. İyi hekim yetiştirmek için tam zamanlı çalışacağız.

Halkımıza sesleniyoruz! 

Sizler birer sayı, birer puan değilsiniz.

Kaliteli sağlık hizmeti alma hakkına sahipsiniz.

Bir hekimin aynı gün içinde 70. hastası olarak muayene olmayı, 7. hastası olarak ameliyat edilmeyi kabullenmeyin.

Sağlık alanındaki haklarınıza, iyi hekimlerinize sahip çıkın.

Sağlığınızın performans denen sistemde bozulmasına karşı çıkın.

Sonuç olarak; bizler, tıp fakültelerinde çalışan öğretim üyesi ve asistan tüm hekimler, ülkemizin tüm sağlık kurumlarında olduğu gibi, şimdi üniversite hastanelerinde dayatılmak istenen performans sistemiyle:

Öncelikle Tıp eğitiminin ciddi yara alacağını ve bilimin geri kalacağını,

Sağlık hizmetinin, bir sosyal devlet görevinden çok, piyasa ortamında yerine getirileceğini,

Halkımıza sunduğumuz sağlık hizmetinin niteliğinin azalacağını ve hizmetin sürdürülemez biçime dönüşeceğini düşünüyoruz.

Bu durumu, tüm açıklığı ile kamuoyu ile paylaşıyor ve geri dönülmez bir noktaya gelmeden, sağlık alanında gerekli düzenlemelerin yapılması için yetkilileri son kez uyarıyoruz.

Eğitim hakkını da, sağlık hakkını da, hekimlik hakkını da sonuna kadar savunacağız.

Üretimden ve örgütlenmeden gelen gücümüzü sonuna kadar kullanacağız.

 

İZMİR TABİP ODASI 



Bu haber 2470 kez okunmuştur.