Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi 16 Temmuz 2010 tarihinde "Tamgün" diye bilinen 5947 Sayılı Yasanın bir maddesinin yürürlüğünü durdurmuştur. Bu madde kamu kurumlarında çalışan hekimlerin kamu dışında çalışmasını yasaklayan, özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin ise Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşmalı olan ve olmayan yerlere göre gruplandırılmış yerlerde çalışmasını zorunlu kılan maddedir.
Anayasa Mahkemesi'nin yürürlük durdurma kararı üzerine 16 Temmuz 2010 günü Sağlık Bakanlığı yazılı bir açıklama yapmıştır. Bu açıklamasında; "Anayasa Mahkemesi'nin Kararına ve Kanuna göre öğretim üyeleri dışında kamuda çalışan tüm doktorların muayenehane açması veya özel sağlık kuruluşlarında çalışması mümkün bulunmamaktadır. Bu uygulama 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren başlayacaktır" demiştir.
TTB tarafından Sağlık Bakanlığı işleminin Anayasa Mahkemesi kararına aykırı olduğu belirtilerek yürütmenin durdurulması istenmiştir.
Danıştay 5. Dairesi tarafından hukuka aykırı bulunarak yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Sağlık Bakanlığı bu karara itiraz etmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 13 Ocak 2011 günü itirazı görüşmüş ve yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Karar ve gerekçesi henüz yazılıp resmi olarak bildirilmemiştir. Bu sürecin bir ya da bir buçuk ay gibi bir zaman alacağı düşünülmektedir.
Kararın gerekçesine göre değerlendirme yapılacak olmakla birlikte yürütmeyi durdurma kararının kaldırılması üzerine Sağlık Bakanlığı'nın yapacağı işlemleri bu günden öngörmek mümkündür. Türk Tabipleri Birliği, meslektaşlarımızın ve toplumun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaları yapmakta yarar görmüştür.
1- Anayasa uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesine uygun, yeni bir yasal düzenleme yapılarak hekimlerin çalışma koşullarının düzenlenmesi gerekir. İptal kararı hiç yokmuş gibi muayenehanesi bulunan, işyeri hekimliği yapan, sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin işlerinden ayrılmaya zorlanması Anayasa Mahkemesi kararına aykırı bir sonucu yaratacaktır.
2-Sağlık Bakanlığı'nın öncelikle yasal düzenlemenin yapılması yönünde adım atması hukuk devletinin gereğidir. Ancak 30 Temmuzdan bu yana hekimlerin fiilen çalışma haklarını ihlal eden uygulamaları yapma konusundaki ısrarı göz önüne alındığında, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun gerekçeli kararının yazılıp tebliğ edilmesiyle birlikte aynı tutumu sürdüreceği düşünülmektedir.
3-Sağlık Bakanlığının bugüne kadar sürdürdüğü hekimleri örseleyici, mesleki yaşantılarını ve yaşamlarını güvensiz ve belirsiz hale getiren tutumunu terk ederek, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı sonrası hızla bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Sağlık Bakanlığını, sağlık çalışanlarının haklarını gözeten uygulama ve düzenlemeleri yapmak üzere göreve davet ediyoruz.
4- Hekimlerin emeklerinin karşılığının verilmemesi, hak ihlallerinin yoğunlaştırılması, baskı ve tehditle örülü çalışma rejimi, yalnızca hekimlerin sorunu değildir. Hekimlere ve sağlık çalışanlarına insancıl bir çalışma ortamı ve yeterli çalışma koşullarının sağlanması, toplumun sağlık hizmetlerini gereği gibi almasının zorunlu koşullarından biridir.
Türk Tabipleri Birliği;
Bu ortamın gerçekleştirilmesinde sağlık çalışanlarının, hekimlerin itici güç olduğunu bilmektedir. Bu amaçla 22 Ocak 2011 tarihinde toplanacak olan Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu toplantısında gelişmeler değerlendirilecek olup, her türlü yolla en etkin mücadelenin yaşama geçirileceğini bir kez daha duyuruyoruz.