Özlük Haklarımızın geriye götürülmesini kabul etmiyoruz.

11.01.2011

İzmir Tabip Odası ve İzmir Aile Hekimleri Derneği Ortak Basın Açıklamasıdır. 

Sayı :   11-2                                                                                                     Tarih: 11. 01. 2011


 ÖZLÜK HAKLARIMIZIN GERİYE GÖTÜRÜLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ.

 DİĞER MESLEKLERDE OLMAYAN CEZA PUANI SİSTEMİNİN

AİLE HEKİMLERİNE UYGULANMASINI HAKLI BULMUYORUZ.

HERKESE EŞİT SAĞLIK HİZMETİ VERİLMELİDİR. GETİRİLEN SINIFLANDIRMA BUNU OLANAKSIZ KILMAKTADIR.

 

Aile Hekimlerini nelerin beklediğini 30 Aralık 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan, yeni Aile Hekimliği Yönetmeliği açıklamaktadır. Halka ve bize söylenen Aile Hekimliğinden çok farklı bir Aile Hekimliği sisteminin amaçlandığı bu yönetmelik ile ortaya çıkmıştır. Bu sistemin uygulanması durumunda, yalnızca hekimlerin hekimlik mesleğinden doğan kazanılmış hakları değil, temel insan hakları da zarar görecektir.

Yeni yönetmelik ile idarecilere çok fazla ve subjektif değerlendirmelere açık yetkiler verilmektedir; Aile Hekimi ve Aile Sağlığı Elemanlarının izin süreleri gasp edilmekte; hatta hastalanmaları bile yasaklanmaktadır.  

Bu yönetmeliğin getirdiği düzenleme ile, Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Elemanları, iş güvencesi açısından İş Kanunu'na göre çalışan işçilerin çok gerisine götürülmektedir.  

Örneğin, asılsız bir ihbar ile 8 haftadan fazla tutuklu kalınması, yargılanma sonucu suçsuzluğunuz kanıtlansa bile işsiz kalmanıza yol açacaktır. Eşantiyon kalem ya da takvim kullanmanız sözleşmenin feshini getirebilir. Bir ilaç mümessili arkadaşımızın bizi ziyaret etmesi fesih nedeni sayılmaktadır. Esnek çalışma saatleri uygulamamız istenmekte ama normal mesai saatine uymamak ve geç gelmek fesih nedenleri arasında sayılmaktadır. Aynı ASM de çalışan iki hekim, yukarıda sayılan suçları (!) aynı anda işlerse, sözleşmelerinin fesih edilip edilmemesi Sağlık Müdürünün yetkisindedir. İşten atılmanın bu kadar kolay olduğu başka hiçbir meslek yoktur. Bu yönetmelikte egemen olan ‘’ceza ile terbiye etme’’ mantığını kabul etmiyoruz.

2011 yılından itibaren uygulanacak bu yönetmelik ile sağlık hizmeti verdiğimiz Aile Sağlığı Merkezleri A-B-C-D şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bu uygulama ile Aile Sağlığı Merkezlerindeki hizmetin sunumunda ve kalitesinde farklılıklar oluşacak, herkes eşit şekilde hizmet alamayacaktır. Bu da, anayasal bir hak olan herkese eşit sağlık hizmeti ilkesine aykırı olacaktır. Aile Hekimliği hizmetine başlarken bize devredilen Sağlık Ocaklarına devlet yıllarca el atmamış ve kötü hizmet alanları olarak kullanılmasına neden olmuştur. Daha sonra A-B-C-D ölçütleri getirilerek almamız gereken ücretlerin düşürülmesi sağlanmıştır. Yine Sağlık Bakanlığı’nın, uygulaması gereken kayıt bilgilerini ve ilaç bilgilerini uygulamaması, çeşitli olumsuzlukların yaşanmasına neden olmaktadır.

Hükümetin uyguladığı sağlık politikaları çalışanları iş güvencesiz, sözleşmeli çalıştırmayı hedeflemekte, sağlık hizmetini ise tüketim metası haline getirmektedir. Sağlık tüketiminin artması sonucu, tüm sağlık çalışanlarının iş yükü çok artmıştır. Artan iş yükü ve nüfusa karşın, Aile Hekimlerinin, verilen gider yardımı gerekçe gösterilerek, birçok ek görevi yapmaları da istenmektedir. Aile Hekimleri bir halk sağlıkçı, toplum sağlıkçı, vergi mükellefi, idareci, şoför, sekreter, tamirci,  müteahhit, taşıyıcı kargo elemanı, eğitmen; elemanı izne çıktığında yerine kimse verilmediği için hemşire, ebe, laborant ve sekreter olarak da çalışmaktadırlar. Diğer sağlık çalışanlarının gelirlerinin arttırılması gerekirken, Aile Hekimlerinin gelirlerine göz dikilmesi kabul edilemez.

Tüm bu gelişmeler karşısında, İzmir Tabip Odası olarak, Aile Hekimlerinin yanında olacağımızı, halkın en iyi şekilde sağlık hizmeti almasını sağlamak için gerekli tüm yasal girişimleri yapacağımızı duyuruyoruz.

 

İzmir Tabip Odası

Bu haber 2492 kez okunmuştur.