Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik Değişikliği ve Bilgilendirme

07.01.2011

Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları

Hakkında Yönetmelik Değişikliği ve Bilgilendirme

06.01.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliği ile 15.02.2008 tarihli Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik bir kez daha değişti.

15.02.2008 tarihinde yapılan yönetmelik ile eski yönetmelik tamamen yürürlükten kaldırılmış yeni bir yönetmelik yürürlüğe girmiştir.

Hukuk Devleti Anlayışının Yok Sayıldığı,

“Hukuksuzluğun” Hukuk Olduğu Bir Dönemdeyiz

Sağlık alanında yapılan düzenlemelerin önemli bir kısmının yargı kararları ile iptal edildiği bir  dönem yaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve siyasi iktidar, yargı kararlarına rağmen,  kafalarında kurguladıkları, bilimsellikten ve akılcılıktan uzak sağlık sistemini kurmak için var gücüyle mücadele etmektedir.

Sağlıkta Dönüşüm Programı’nda, hekimlerin serbest çalışma hakkına ve hekim sermayeli küçük ölçekli sağlık kuruluşlarına yer olmadığı gibi, varlıklarına tahammül dahi edilememektedir. Sürekli değiştirilen mevzuat ile özel sağlık kuruluşlarının ayakta kalması veya açılması olanaksız hale getirilmiştir. Mevzuat değişikliklerine karşı açılan davalar sonuçlanmadan yeni bir değişiklik yapılarak yargı makamları da devre dışı bırakılmaktadır. Yaratılan mevzuat kaosu ile küçük ölçekli özel sağlık kuruluşlarının tasfiyesi büyük oranda başarılmıştır.

Siyasi iktidarın ve Sağlık Bakanlığı’nın niyetinin, sağlık alanını düzenlemek ve sağlık kuruluşlarının niteliklerini düzeltmek olmadığı çok açıktır.  

Yönetmelik 15.02.2008 tarihinde tamamen değişerek yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, aynı yönetmelikte 15.02.2008 tarihinden bu yana toplam 7 kez değişiklik yapılmıştır. Son bir yılda ise 5 kez değişiklik yapılmıştır.

Hukuk devleti ilkesi, yürütme organının faaliyetlerinin yönetilenlerce belli ölçüde öngörülebilir olmasını, herkesin bağlı olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesini, ekonomik ve sosyal yaşamlarındaki tutum ve davranışlarını buna göre düzene sokabilmesini gerektirir. Zira hukuk devletinin gereği olan belirlilik ve hukuki güvenlik ilkesi, idarenin keyfi hareket etmesini engeller. ( Anayasa Mahkemesi, 16.07.2010 tarihli, 2010/29 E-2010/ 90 K. sayılı kararı) Devletin, bireylerin güven duygusunu zedeleyici nitelikte işlem ve eylemleri, hukuk devletinin gereği olan hukuki güvenlik ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.

Hukuksal düzenlemeler, toplumsal hayatı düzenlemeye yönelik işlemlerdir. Kamu kurum ve kuruluşları, anayasa ve yasaların verdiği yetki doğrultusunda, kendi yetki ve görev alanlarıyla sınırlı olmak kaydıyla kanunda yer verilemeyen ayrıntılara açıklık getirmek amacıyla alt düzenleyici işlem yapma yetkisine sahiptir.

Anayasa, kanunlar, tüzükler, yönetmelikler, tebliğ ve genelgeler toplumsal hayatta uyulması gerekli kuralları belirleyerek devletin ve bireylerin görev, yetki ve sorumluluk alanlarını belirler. Alt düzenleyici işlemlerin üst düzenleyici işlemlere uygun olması anayasal gereklilik olduğu gibi bu düzenlemelerin açık, anlaşılabilir ve uygulanabilir olması bir zorunluluktur.

Hekimlerce, tabi olduğu mevzuata uygun olarak açılan sağlık kuruluşlarının, ( muayenehane, poliklinik, tıp merkezi, laboratuvar vb) daha sonra yapılan mevzuat değişiklikleri ile gerçekleşmesi mümkün olmayan fiziki ve teknik koşullara uygunluğunun sağlanmasının istenmesi, uyum sağlamayan sağlık kuruluşlarının kapanacağının düzenlenmesi, Anayasa Mahkemesi kararında vurgulanan hukuk devleti ilkesinin açıkça ihlalidir.

Özel sağlık kuruluşlarının açılış, çalışma, teknik ve fiziki koşullarını belirleyen yönetmelik son bir yılda 5 kez, son üç yılda 7 kez değişmiştir. Yönetmelikler, kanunda yer almayan ayrıntılara açıklık getirmek için yayınlanan düzenlemeler olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı, yaptığı yönetmelik değişikliklerinin ne anlama geldiğini açıklamak için onlarca genelge, yönerge yayınlamıştır.

Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri tarafından dahi takibi yapılamayan ve özümsenmeden yenisi getirilen yönetmelik değişikliklerinin amacının, hekimlerin çalışma alanlarını kısıtlayarak özel sağlık kuruluşlarını tasfiye etmeye yönelik olduğu çok açıktır.

Kamu veya özel ayrımı olmaksızın, bir bütün olarak, hekimlerin ciddi bir saldırı altında bu dönemde,  birlik olmak ve hekimlik değerlerine yönelik saldırılara karşı birlikte mücadele etmek çok önemlidir.

Binlerce hekimin görev yaptığı özel sağlık kuruluşları, ayakta kalma ve kapanma tehdidi ile karşı karşıyadır.

Yönetmelik değişikliklerine karşı hukuksal mücadele Türk Tabipleri Birliği ve İzmir Tabip Odası tarafından yapılmaktadır.

YÖNETMELİKTE NELER DEĞİŞTİ

1-) Muayenehaneler Yönünden

Muayenehanelerin açılabilmesi için İl Sağlık Müdürlüğüne bildirim yeterli iken, yönetmelik değişikliği ile muayenehane açılışı için gerekli belgelerin İl Sağlık Müdürlüğüne teslim edileceği daha sonra ruhsat için Sağlık Bakanlığının onayının gerektiği düzenlenmiştir.

06.01.2011 tarihinden önce açılmış olan muayenehanelerin Bakanlıktan onay alma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Muayenehane açılışına, fiziki ve teknik koşullarına ilişkin yönetmelik değişikliğine karşı açılan davalar devam etmektedir. 1219 sayılı yasanın 5. maddesinde, muayenehane açılışı için İl Sağlık Müdürlüğü veya Bakanlıktan onay almak, ruhsat almak gibi bir zorunluluğa yer verilmemiştir. 5. maddede, muayenehane açacak hekimin diploma, kimlik ve adres bilgileri hakkında İl Sağlık Müdürlüğüne bildirim yapması yeterli görülmüştür. Kanunun açık düzenlemesi karşısında, Bakanlıktan ruhsat almayı gerektiren düzenleme yersizdir ve açıkça hukuka aykırıdır.

2-) Radyoloji, Biyokimya ve Mikrobiyoloji Laboratuarları, Fizik Tedavi Kuruluşları Yönünden

Yönetmelikte biyokimya ve mikrobiyoloji hizmeti sunulan yerler laboratuar; görüntüleme, radyoterapi, nükleer tıp, fizik tedavi gibi hizmetlerin sunulduğu yerler müessese olarak tanımlanmıştır.

Adı geçen bu kuruluşlar,  bu yönetmelik kapsamında değilken yönetmelik kapsamına dahil edilmiştir. Bu kuruluşlar da, Sağlık Bakanlığı’nın planlama esaslarına göre açılabilecek, Bakanlığın uygun görmediği yerlerde laboratuar ve müessese açılmasına izin verilmeyecek. Halen açık olan bu kuruluşlar,  teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz, tıbbi hizmet birimi ve sağlık personeli istidamı açısından planlamaya tabi olacaktır. Ayrıca, bu kuruluşlar, kuruluş ruhsatı ve mesul müdür belgesi almak için 2 ay içinde İl Sağlık Müdürlüğü aracılığıyla Bakanlığa başvurmak zorundadır.

3-) Poliklinikler Yönünden

Poliklinikler de planlama kapsamına alınmıştır. Bakanlığın uygun görmediği yerlerde poliklinik açılamayacaktır. Hali hazırda açık olan poliklinikler de teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz, tıbbi hizmet birimi ve sağlık personeli istidamı açısından planlamaya tabi olacaktır.

GENEL DÜZENLEMELER

1-) Kamudan istifa ederek özel sağlık kuruluşunda çalışacak tabip ve uzman tabiplerin istifa etmeden önce 60 gün içinde İl Sağlık Müdürlüğüne bildirim yapması gerekmektedir. 60 gün önce bildirimde bulunulmadığı takdirde hekimin özel sağlık kuruluşunda başlayışı yapılmayacaktır. İldeki tabip ve uzman tabip planlamasının daha kısa sürede yapılması halinde Müdürlüğün onayıyla bu süre daha kısa olabilecek.  

2-) Tıp/dal merkezleri, poliklinikler, laboratuar ve müesseseler birbirleriyle veya özel hastanelerle aynı il sınırları içinde birleşebilir.

3-) Poliklinikler, kadrosunda dört uzman bulundurmak şartıyla il sınırları içinde tek başına, diğer sağlık kuruluşları ile birleşerek tıp merkezine dönüşebilir.

4-)  Tabip ve uzman tabipler, kadrolu çalıştığı kuruluş dışında en fazla iki sağlık kuruluşunda daha kadro dışı geçici çalışabilir. Kadrolu çalışan hekimin ayrılması ve 60 gün içinde başka bir tıp merkezinde veya özel hastanede kadrolu çalışmaya başlayamaması halinde kadro dışı çalışması iptal edilir.

5-) Yan dal veya iki ayrı uzmanlığı olan hekimler, kadrolu çalıştıkları uzmanlık dışındaki uzmanlık dalında kadro dışı geçici çalışabilir.

6-) Yaş haddinden veya kadrosuzluk nedeniyle emekli olan veya emekli olduktan sonra yaş haddine ulaşmış tabip ve uzman tabipler sağlık kuruluşunda kadro dışı geçici çalışabilir. Bu şekilde çalışanların başka bir kuruluşta çalışmak istemeleri halinde bu kuruluşta çalışmasına izin verilir.

7-) Ücretli veya ücretsiz izinli sayılarak yurtdışına gönderilen kamu görevlisi hekimler, ilgili mevzuattan kaynaklanan yükümlülüğü olanlar hariç yurtdışında mesleğini en az 2 yıl olmak üzere halen icra edenler, kadro dışı geçici çalıştırılabilir.

8-) Tabip ve uzman tabip eklenmemesi ve uzmanlık dallarıyla ilgili olmak kaydıyla , sağlık kuruluşuna tıbbi cihaz, tıbbi hizmet birimi ve tıp merkezine cerrahi müdahale birimi eklenebilir. Teknoloji yoğunluklu tıbbi cihazların eklenmesi Bakanlığın onayına bağlıdır.

 

GEÇİŞ DÜZENLEMELERİ

1-) 06.01.2011 tarihinden önce uygunluk belgesi/ruhsat alan sağlık kuruluşlarının tam zamanlı tabip/uzman tabip kadroları, sağlık kuruluşu kadrosu olarak kabul edilecek. Kısmi zamanlı çalışan tabip/uzman tabipler kuruluş kadrosuna dahil edilmeyecek.

2-) Sağlık kuruluşunda 06.01.2011 tarihi itibarıyla kadrolu çalışmayan tabip/uzman tabiplerden; sağlık kuruluşunda kısmi zamanlı olarak çalışanlar, sadece muayenehanesinde çalışanlar ve 11.03.2009 tarihinden sonra kadrosu olmadığı için kısmi zamanlı çalışma belgesi iptal edilenler, 28.02.2011 tarihine kadar ilgili Müdürlüğe başvurarak planlamadan istisna olarak kadro dışı geçici olarak çalışabilir.

3-) 06.01.2011 tarihinden önce uygunluk belgesi/ruhsat alan tıp merkezleri klinik uzman sayısı dördün altında olanlara, uzman sayısı dörde ulaşana kadar başka bir tıp merkezinden veya özel hastaneden kadro devralmasına izin verilebilir.

4-) 06.01.2011 tarihinden önce açılmış olan laboratuar ve müesseseler iki ay içinde kuruluş ruhsatı ve mesul müdür belgesi almak için Bakanlığa başvurmak zorundadır. Bu süre içinde başvuruda bulunmayanların faaliyeti başvuruda bulununcaya kadar durdurulur.

5-) 06.01.2011 tarihinden önce usulüne uygun ruhsat başvurusu yapılan laboratuvar, müessese ve poliklinikler planlamadan muaf tutularak işlemleri sonlandırılır.

6-) Ruhsat/uygunluk belgesi alan laboratuar, müessese ve polikliniklere kadro eklenmesi, teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz eklenmesi Bakanlık onayına tabidir.  

7-) 06.01.2011 tarihinden önce sağlık çalışanı eksikliğinden dolayı uygunluk belgesi alınan tıp/dal merkezlerinin askı süresi iki yıldır.

İZMİR TABİP ODASI

Bu haber 5785 kez okunmuştur.