1.Ulusal Tıp Günleri Sempozyumu yapıldı...

21.12.2010

 

Daha önce duyurulduğu gibi 1. Ulusal Tıp Günleri “İl Kurşun Kenti İzmir” ev sahipliğinde ve odamızın da paydaşlığında 18-19 Aralık günlerinde gerçekleştirilmiştir. DEÜTF’den meslektaşlarımız Doç. Dr. Uğur KOCA ve Doç. Dr. Çimen OLGUNER’in özverili çalışmaları ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin anlamlı katkılarıyla ortaya çıkartılan bu etkinlik ulusumuzun ve sağlığımızın içinden geçmekte çetin günlerde çok önemli bir işlevi yerine getirmiştir.
“Tıbbiyeli” ruhuna ve eylemliliğine yaraşır bir etkinlik olarak Ulusal Tıp Günleri’ne düzenleyicilerinin bile öngörmediği bir misyon yüklenmiş durumdadır.  Henüz kurulmuş Cumhuriyet daha iki yaşındayken başlatılan ve hiç aksatılmaksızın yirmincisine dek iki yılda bir düzenlenen “Milli Türk Tıp Kongreleri”nin işlevini sürdürme görevi ile karşı karşıyadır artık Ulusal Tıp Günleri etkinliği.
Bu zor ama onur verici görev Antalyalı meslektaşlarımızın üstlenmiş olduğu 2. Ulusal Tıp Günleri etkinliği ile birlikte yerine getirilmeye başlanacaktır.
Günümüz tıp ortamına egemen olan yoz ve kirletici ilişkiler hepimizce bilinen acı gerçeğimiz.
1.Ulusal Tıp Günleri  ticari ilişkilerden uzak duruşu ve bu bağlamda bağımsız yaklaşımı ile Milli Türk Tıp Kongreleri misyonunu üstlenmeye elverişli bir izlenim bırakmıştır.
İzmir Tabip Odası böylesine soylu ve anlamlı bir etkinliğin altına adını yazdırarak “Tıbbiyeli” ruhuna yaraşır tutumunu ortaya koymuştur.
Söz konusu etkinliğe ilişkin yoğun disk biçiminde yaygınlaştırma ve konuşmacıların katkısı ölçüsünde kitaplaştırma çalışmaları da zaman yitirilmeksizin başlatılmış durumdadır.
Ayrıca, etkinlik kapsamında paylaşılmış olan “Dolmabahçe’de Son 15 Gün” sunusu (Prof.Dr.Bingür SÖNMEZ) ve “Tıbbiyeli Hikmet” belgeseli (Doç.Dr.Kemal ARI-Dr. Eren AKÇİÇEK) de olabilen kısa süre içinde siz değerli üyelerimize ulaştırılacaktır.
“İlk Kurşun kenti İzmir” her zaman olduğu gibi bu etkinlikte de iyi bir sınav vermiş; sürdürücüsü olduğu misyonla uyumlu şekilde bir ilke daha imza atmıştır.
 
Saygılarımızla

İzmir Tabip Odası
 
 
Basından...
www.abbasguclu.com sitesinde yer almıştır...
 
1.Ulusal Tıp Günleri Sempozyumu başladı
 
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, 1. Ulusal Tıp Günleri Sempozyumunun Atatürk'ün mihmandarlığında, onun eserleri ışığında yapılıyor olmasından onur duyduğunu söyledi...
 
 Prof. Dr. Mehmet Füzün, DEÜ ile İzmir Tabip Odası işbirliğiyle DEÜ Sabancı Kültür Merkezinde düzenlenen 1. Ulusal Tıp Günleri Sempozyumunda yaptığı konuşmada, DEÜ'nün 12 fakülte, 11 yüksekokul, 1 konservatuvar, 10 enstitü, 36 araştırma ve uygulama merkezi ile dünya bilimine hizmet ettiğini belirtti.
 
DEÜ'nün, kurulduğu günden bu yana Mustafa Kemal Atatürk'ün yolunda ilerlediğine işaret eden Füzün, ''Sempozyumun, Atatürk'ün mihmandarlığında, onun eserleri ışığında yapılıyor olmasından onur duyuyorum'' dedi.
Sempozyum kapsamında, ''Atatürk'' konulu oturum düzenlenerek, etkinliğinin ilk gününün Atatürk'e ayrılmasının etkileyici olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Füzün, şöyle konuştu:
''Tıbbiyelilerin Kurtuluş Savaşı günlerinde büyük rol oynadığını biliyoruz. Atatürk'ün dava arkadaşları bugün buradalar ve Ulusal Tıp Günleri Sempozyumunu düzenliyorlar. Atatürkçülük demek, barışçı olmak demek. ''Yurtta sulh, cihanda sulh'' ilkesi bu ülke için çok önemli. İkinci büyük özelliği, devrimciliktir, değişimden yana olmaktır. Üçüncü ayağı ise laiklik, demokrasi ve cumhuriyete sahip çıkmaktan geçer. Bu özelliklerin, her zaman ifade edilmesi gerektiğine inanıyorum.''
Sempozyumu düzenleyen DEÜ Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Uğur Koca ise Kurtuluş Savaşı ile cumhuriyetin kuruluşu döneminde tıbbiyelilerin rolünün yeterince bilinmediğini, sempozyum ile tıbbiyelilerin önemini anlatmanın yanı sıra, güncel tıp konularını tartışmayı hedeflediklerini kaydetti.
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Erdener Özer de 15 Mayıs 1919'da İzmir'de siviller ile askerlerin Yunan alayı tarafından katledildiğini, yaşamını yitirenler arasında tıbbiyelilerin de bulunduğunu hatırlattı.
Tıbbiyelilerin, bağımsızlık savaşının kazanılıp halkla bütünleşilmesine, cumhuriyetin kuruluşundan Kemalizm'in yaşatılmasına kadar her aşamada aktif rol oynadığını ifade eden Özer, Türkiye'de son günlerde yaşanan olumsuzlukların bilimin ışığında aşılacağına inandığını anlattı.
Konuşmaların ardından, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı başkanlığında sempozyumun açılış oturumu gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Hamit Hancı'nın ''Tıbbın Sembolü Yılan ve Hikayesi'' konulu sunum gerçekleştirdiği oturumda, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Eren Akçiçek ''Tıbbiyelinin Yurtseverliği'' konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
Oturumda, DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kemal Arı yönetiminde ''Hikmet Boran Belgeseli'' sunuşu gerçekleştirildi.
 
1.Ulusal Tıp Günleri Sempozyumu Kapanış Bildirgesi
1.Ulusal Tıp Günleri Sempozyumu , 18-19 Aralık 2010 tarihinde Dokuz eylül Üniversitesi  ve İzmir Tabip Odası öncülüğünde  Dokuz eylül Üniversitesi Sabancı Kültür Sarayında yurt içi ve yurtdışından kayıtlı toplam 220 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir.

Bilimsel ve sosyal açıdan son derece verimli geçen, sadece Tıbbiye tarihi ve güncel bilimsel gelişmelerin değil, geleceğe yönelik ulusal/milli sağlık politikalarının da tartışıldığı Sempozyum sonucunda 2. Ulusal Tıp Günlerinin 2011 Aralık ayında Antalya Tabip Odası öncülüğünde Antalya da yapılması kararlaştırılarak, aşağıdaki öneriler dile getirilmiş ve  kamuoyu ile paylaşılması kararı alınmıştır.
UTG (Ulusal Tıp Günleri ) Açısından Öneriler UTG gönüllü desteklerle bağımsız bir bütçe ile gerçekleştirilmelidir.
Ücretsiz ya da düşük ücretli  kayıt olmalıdır.
Üniversiteler, tabip odaları, uzmanlık derneklerinin destekleri alınmalıdır.
Etik değerlerimizin yeniden oluşturulup güçlendirilmesinde Tıp Günlerinin önemi vurgulanmalıdır.
Özellikle halkın dolaysız algılama alanında olmak üzere UTG kısa sürede yeni etkinliklerle adını duyurmalıdır. 
Ulusal Tıp Günleri kurumsallaşmalı ve devamlılığı sağlanmalıdır.
Sempozyumun kendine özgü bir logosu olmalıdır.
Kurumsallaşmayla beraber “Ulusal Tıp Dergisi” çıkarılmalıdır.
Ulusal Tıp Günleri için sürekli ve interaktif bir web sitesi kurulmalıdır
Sempozyumlarda Bilim Felsefesine , Tıp Sanat ilişkisine , Türk Diline ve Tıp Tarihi ne  yer verilmelidir
Zaman içinde birbirinden uzaklaşan/uzaklaştırılan hekim ve diş hekimleri Ulusal Tıp Günleri çatısı altında buluşmalılar,
Gelecek sempozyumlarda oturumlara, tıp dünyasının vefa borcu olduğu vefat etmiş meslektaşların isimleri verilmelidir.
Sempozyumlarda koruyucu hekimlik çerçevesinde sosyal sorumluluk projelerine yer verilmelidir.
Yaşadığımız çağda önemli sorunlar olan çevre , beslenme , madde kullanımı ele alınmalıdır.
Aşılama ve ilaç politikaları irdelenmelidir.
Meslek odaları, birlikler ve sağlıkla ilgili derneklerin toplumsal duyarlılığı konusunda tartışmalar yapılmalıdır.
Ulusal/Milli Sağlık Politikaları Açısından Öneriler
Tıp fakültesinin 1. Sınıfından itbaren  tıbbiyelilik bilincinin kazandırılması için özellikle Cumhuriyet Dönemi Tıp tarihi ve felsefesi ayrıntılı şekilde öğretilmelidir.
Benzinci Kör Hafız , Tıbbiyeli Hikmet gibi tıp tarihinde onurlu yerini alan meslektaşlarımızın yaşamı tıp öğrencilerine aktarılmalıdır.
Türk Tıbbiyesinin özellikle Milli Mücadele ve sonrasında yeri sadece kitaplarda kalmamalı ulusla paylaşılmalıdır.  Bunun için sinema, dizi gibi görsel, işitsel alanlar kullanılmalıdır. Birkaç yılda  bir  senaryo yarışması düzenlenmelidir.
Cumhuriyetin  mirasına dayanarak, ülkenin   bağımsızlığı, ulusun birliği ve kardeşliğini savunmanın Tıbbiyelilerin  öncelikli görevlerinden olduğu unutulmamalıdır
Her Tıp Fakültesinde  bir tıbbiyeliler anıtı dikilmelidir.
18 Mayıs “Şehit Tabipleri Anma Günü” olarak ilan edilmelidir.
Sağlık konusunda  alınan kararlarda doktorların görüşlerine olabildiğince geniş
ölçekte yer verilmelidir. Bunun için gerekirse geniş katılımlı toplantılar düzenlenmelidir.
Sağlığın biyolojik ve sosyal bileşenleri nedeniyle, insana dair her alanda hekimlerin görev alması ve etkin olması gereği anlatılmalıdır.
Fakültelerde öğrencilere çok iyi yabancı dil öğretilmesi için her türlü olanak sağlanmakla  beraber, Tıp Eğitimi Türkçe olmalıdır.
Yabancı dille eğitim sağlıklı değildir. Her türden yabancı dille Tıp eğitimine son verilmelidir.
Türkçe nin daha güçlü bir bilim dili olması için çalışılmalıdır.
Türkçe bilimsel yayınlara daha ağırlık verilmeli ve Türkçe yayın sayısı arttırılmalıdır.
Diş hekimlerinin de tıbbın bir parçası ve  birer hekim olduğu bilinci geliştirmelidir.
Diş hekimleri, diş hekimliği dışındaki klinik tıbbi uygulamalarda da (özellikle acil olgularda) beceri kazanmaya yönelik eğitimlere teşvik edilmelidir.
Veteriner hekimlik alanının güçlendirilmesi sağlanarak bu alanında koruyucu hekimlikteki yeri vurgulanmalıdır.
Eczacılar ile hekimlerin iletişimi tıbbi ve sosyal açıdan artırılmalı, eczacılığın sorunları tıp biliminin içinde irdelenmelidir.
Eczacı , Hemşire,  paramedik, psikolog, diyetisyen ve tüm sağlık alanı çalışanlarının karşılıklı iletişimleri arttırılarak, birbirine ve görevlerine yabancılaşmaları en aza indirilmeli ve bu mesleklerin birbirlerinden beklentileri açık olarak ortaya konmalıdır.
Hekim, Diş Hekimi, Veteriner Hekimlik, Hemşirelik, Paramedik gibi sağlık mesleklerinin öğrencilerinin sorunları ele alınmalı, onlara da söz hakkı verilmelidir.
Afetlere karşı önlemler ve acil müdahalelere özel önem verilmelidir.
Türk Dünyası Tabipler Birliği Kurulmalıdır. Tıbbiyeli ruhu tüm Türk Coğrafyasına yayılmalıdır.
Türkiye tarihinde çok güç koşullarda hastalıklarla mücadele etmiş, sağlık politikalarını şekillendirmiş sağlıkçıların yaptıkları gündeme getirilmelidir.
UTG Sempozyumlar halkın bilinçlenmesine de katkı sağlamalı, organ bağışı gibi konularda sempozyum çıktıları basın yoluyla halka ulaştırılmalıdır. Bu sayede organ nakli sayılarının artışına yardımcı olunmalıdır
Türkiye sağlık alanında kendi Ar_GE lerini geliştirerek, sadece ilacını değil tıbbi teknolojisini kendi geliştirebilecek konma gelmelidir.
Hasta ve Hekim Hakları ve  Tıp Hukuku alanlarında sağlık personelinin  bilinçlendirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Türkiye ilaç sanayi ve tıbbi teknoloji alanında çok büyük harcamalar yapmaktadır. Bu harcamaları azaltabilmek için gelişmiş batı ülkeleri örneklerinde görüldüğü gibi fitoterapi, akupunktur v.b gibi  “destekleyici/tamamlayıcı tıp” alanları  geliştirilerek önü açılmalı, ve çok daha az masraflı bu alanlarla ilgili anabilim ve bilim dalları kurulmalıdır   
Gelişmişliğin ölçütü kanser tarama programları geliştirilmelidir. Sitoloji tarayıcı ara elemanı olarak ‘sitoteknolog’ eğitimlerine önem verilmelidir
Biyokimya, Mikrobiyoloji gibi klinik branşlara yol gösteren Laboratuvar branşları ile Temel Tıp Bilimleri desteklenmelidir.
 Uzaklaşılmaya başlanılan Koruyucu hekimlik kavramı yeniden ön plana çıkarılmalıdır.
 Sağlık Mensuplarına yönelik şiddet ve  mobbing/yıldırma uygulamalarına karşı ortak tavır alınmalıdır.
 Milli Türk Tıp Kongrelerinin boşluğunu dolduracak olan Ulusal Tıp Sempozyumları,
Ulusal/milli duyarlılıkları olan sağlıkçıları bir araya getiren bilimsel toplantılar olmayı amaçlamaktadır.
I. Ulusal Tıp Günleri ne iletilen  geri bildirimler, doğru yolda olduğumuzu kanıtlamaktadır.
Hep birlikte olmak ve güçlenmek dileğiyle, sevgi ve saygıyla teşekkürlerimizi sunarız.
 
Bildirgeyi Hazırlayanlar:
Doç.Dr.Uğur Koca , Prof.Dr. Hamit Hancı ,Prof.Dr.Erdener Özer,Doç. Dr. Çimen Olguner, Prof. Dr. Recep Akdur, Prof. Dr. Ramazan İnci , Uzm. Dr. Ceyhun Balcı , Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın , Doç. Dr. Nesrin Çobanoğlu , Dr. Dt. Deniz Koraşlı , Uzm. Dr. Jamal Musayev , Prof.Dr.Baha Taneli , Prof. Dr. Hakan Tüz ,Dt.Yener Oruç , Doç.Dr.Binnur Önal , Prof.Dr.Bingür Sönmez , Prof.Dr.Akın Yıldız , Prof.Dr.Münci Kalayoğlu , Yard.Doç.Dr.Eren Akçiçek , Yard.Doç.Dr.Suavi Tuncay , Dr.İsmail Güler , Paramedik Çağlar Uz , Dr.Mete Güzelant , Prof.DrKerem Doksat  , Vtn. Hekim Adnan Serpen ,Hem.Meral Dölek , Doç.Dr.Yasemin Akçay, Dr.Tuba Hancı , Prof.Dr.Baha Taneli ,  Prof.Dr.Bahar Boydak , Dr.Suat Kaptaner
 
 
 

 

Bu haber 3038 kez okunmuştur.