Sayı : 10 – 42 Tarih: 17.12.2010
Hekimlik Alanı Kısıtlanamaz, Hekimler Kıstırılamaz!
Tam Gün Yasası’nın bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine dayanak teşkil eden gerekçelerin açıklanmasını takiben, ‘’Torba Yasa Tasarısı’’ kapsamında hazırlanan iki maddelik yasa teklifi ile “Tam Gün” tartışması yeniden hortlatılmıştır.
Sağlık Bakanlığı tarafından görüşülmek üzere siyasi parti grup başkanvekillerine sunulan bu yasa teklifi taslağının yasalaşması durumunda kamuda çalışan hiçbir hekimin muayenehane açması mümkün olamayacaktır. Kamuda çalışan hekimlerin mesai sonrası mesleklerini serbest olarak icra etmesi olanağı kısıtlanarak, bu hak sadece iki yıldan fazla profesör ünvanı olan az sayıda hekime verilmiştir. Bu durumda halkımızın istediği hekime ulaşması da kısıtlanmaktadır. Oysa söylenenlerin aksine, hastalarımızın kendi istekleri ile muayenehane hekimlerini tercih ettikleri bir gerçektir. Hekimlik alanlarının pek çoğunda olduğu gibi, hastalarımızın muayenehanelerde de şifa bulduğu çok sayıda örnek olay söylenebilir. Muayenehaneleri kısıtlayarak hekimlerin hakkını da elinden almak hasta yararına değildir. Hekimlik, zaman ve mekan ile kısıtlanamaz. Hekimler mesleğine küstürülemez.
“Tam Gün” yasası, “Sağlıkta Dönüşüm” zincirinin önemli ve vazgeçilmez bir halkasıdır. Sayın Bakan’ın belletmeye çalıştığı gibi, “Tam Gün” içeriğinde, sadece birkaç bin hekimin özel çalışma olanağını yitirmesi sorunu yoktur. “Tam Gün” yasasının Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla tökezlemesi sonrasında, Kamu Hastane Birlikleri Yasası’na ilişkin bir gelişme sağlanamamıştır.“Tam Gün” yasasının içerdiği tuzaklar tamamlanmadan, başka deyişle hekimin elindeki değerli bir güvence ortadan kaldırılmadan yollarına devam edememektedirler.
Halkımız gerçekleri bilmelidir. Yalnızca hekimler değil, bu karşı duruşa halkımız da eklenmelidir. Önce hekimlik hakkı, sonra da halkın sağlık hakkı zarar görecektir.
İçinde bulunduğumuz yılda, kamunun sağlık harcamalarında bir önceki yıla göre azalma olması yanıltıcıdır; sağlığa harcanan para azalmamıştır. Anayasal güvencelerle halka sosyal ve toplumcu anlayışla ulaştırılması gereken sağlık hizmeti, hemen herkese ayrıcalıksız şekilde ‘’parayla satılır’’ olmuştur. Devlet aradan çekilmiş, fatura sağlık çalışanlarının ücretlerine ve hastaların katılım paylarına bindirilmiştir. Halkın sağlık hizmetleri konusundaki yanılsamadan kurtarılması ve tozpembe düşlü uykudan uyandırılması gerekmektedir.
Öte yandan, Torba Yasa’da ‘’vergi affı, yolsuzluk affı, silahlanma ve tam gün‘’ tasarılarını bir araya getiren anlayışı da irdelemekte yarar var. Bu tasarıların ortak noktası her birinin de kamu vicdanını yaralamasıdır. “Yeni Tam Gün” tasarısındaki ucubeliği bir yana bırakırsak; hem hekimliği hem de toplumu yakından ilgilendiren bir önemli düzenlemenin, toplumu aptal yerine koyan ‘’vergi affı’’, bürokratik çürümeyi teşvik eden “ceza indirimleri” ve toplumsal silahlanma ve şiddeti özendirebilecek ‘’silah yasa tasarısı’’ ile aynı torbada buluşturulması, biz hekimleri oldukça rahatsız etmiştir. Biz hekimler bu tasarılara da karşıyız. Çünkü kamudan yanayız, halktan yanayız, halkın bir parçasıyız.
İZMİR TABİP ODASI YÖNETİM KURULU