Doç. Dr. Çağatay ÜSTÜN
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı
ELİNDEKİ ŞIRINGA İLE BİR HEMŞİRE VE DİKKAT, KIRMIZI!…
Televizyona gözüm takılırken insana bu kadar da olur mu dedirten bir görüntü görüyorum bazen. Koskocaman bir şırıngayı tutan hemşire tiplemesi ve ardından gelen ani bir uyarı: Dikkat kırmızı!... Anlatılmak istenen bir şey vardır mutlaka, ama nedense ben bunu bir türlü kavrayamadım! Bir reklam olduğu kısa sürede fark edilen bu sahnelerin ne amaçla ve nasıl bir mantıkla hazırlandığını düşünürken, aklıma meslek alanlarının etik ilkeleri geliyor. Reklamcılığın ve medyanın kendine özgün etik ilkeleri arasında acaba biraz olsun belli değerlere dikkat ve özen göstermek neden yoktur? Bu sorumun cevabını şimdilik alamasam da, yine de insanların artık bazı şeyleri algılamaları gerekiyor.
Kimi meslekler vardır ki, onların nazik ve kutsal konumları aslında asla dokunulmaması gereken özelliklerine işaret etmektedir. Bazılarına göre hak ve özgürlüklerin sınırı çoktan aşılmıştır bile. Yani haberleşme ve medya özgürlüğü adına belli kriterlerin göz önünde bulundurulmasına gerek yoktur! Bu nasıl bir anlayıştır, bilemiyorum ancak ifade etmekte fayda vardır ki, her ne şekilde olursa olsun toplum içinde bir arada yaşadığımız sürece belli ölçütlere göre hareket etme zorunluluğumuz vardır. Bir küçük reklamda bile verilmek istenen mesajın ne olduğu, nasıl ve ne şekilde sunulması gerektiği hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır. Hemşirelik mesleğini şu an için konu edinen ve aslında içeriği ile pek de bağdaştıramadığım görüntülerin, reklamı yapılan firmanın satışlarını ne ölçüde olumlu etkileyebileceğini düşünmek biraz karmaşık bir durumdur. Böyle edinilecek bir kazancın içeriği ne kadar anlamlıdır?
Film sürüyor… Hemşire hanım kocaman enjektörü ile iğne mi yapacak? Film sürdükçe zihinler iyice karışmakta… Ve birden hemşire yere düşüp bayılırken ayakkabıları havada uçuyor… Akıl bile zorlanıyor ki; kırmızı, enjektör ve hemşire arasındaki ilişkilendirmenin bu reklamın içeriği ile ne alakası vardır! Başka bir deyişle burada aktarılacak mesajın başka türlü verilme şansı hiç mi yoktur? Kimse cevaplayamıyor bu soruyu! Soru ortada kalınca mecburen yeniden sormak gerekiyor: Hemşire kavramı bu reklamda kullanılmak zorunda mıydı?
Ülkemizde son yıllarda giderek yozlaşmaya başlayan sektörlerin kendi etik ilkelerine rağmen bu tür yaklaşımlara girmeye başlamaları bir tür etik tanımazlık olarak nitelendirilebilir. Peki, etiği göz önünde bulundurmayanlar için ille de yasalar mı oluşturulmalı? Cevabımız evet ise, yasalardaki sayıca çokluğu açıklamak hiç de zor olmasa gerek.
Dikkat ediyorum, bir süre önce yine hemşireler ile ilgili bir müzik video klibi yüzünden sıkıntı oluşmuştu. O dönemde ilgili meslek örgütünün bazı itirazları olduğunu da hatırlıyorum. Ancak sonuç alınmış mıydı, orasını takip edememiştim. Her ne şekilde olursa olsun, tıp mesleğinin ve tıbbi ekibin seçkin bir temsilcisi olarak kabul etmemiz gereken hemşirelerimize yönelik bu türden görsel malzemelere karşı tüm tıbbi meslek örgütlerinin tepki göstermesi gerekmektedir. Medya sektörünün bu anlamda hemşirelik mesleğine karşı özel bir ilgisi yada bu meslekle ilgili başka bir sıkıntısı mı vardır? Tıbbi ekibin önemli bir üyesine odaklanmış bu anlamsız görüntülerin tekrarlanmaması adına artık bir önlem almanın zamanı gelmemiş midir? En azından bu konuda duyarsız davranmış kişiler şöyle düşünmeyi bilmelidirler: Vereceğimiz mesajı belli özel değerleri ve toplumda özel konumları olan meslekler üzerinden vermek zorunda mıyız? Bu iç hesaplaşma kendiliğinden yapıldığı sürece sanırım ki vicdanları rahatlatmak daha kolay olacaktır.