KAYGILIYIZ !

20.10.2010

 Değerli meslektaşlarımız,

Genelde üniversitelerimizin ve elbette onların önemli bir parçası olan tıp fakültelerimizin öncelikli işlevi olan akıl ve bilim doğrultusunda gerçeğin aranması çalışmaları bir yana bırakılmıştır. Hepimizin yakından izlediği ve tanıklık ettiği gibi herhangi bir kisve olduğu ileri sürülse de gerçekte dinsellik simgesi olan bir örtü üzerinden “özgürlük” kalkanı ardında anayasayı ve hukuku hiçe sayan bir fırtına kopartılmaktadır.

Biz hekimlerin mesleğe adım attıkları sırada içtikleri Hipokrat Andı’nı anımsamanın şimdi tam zamanıdır!

“DİN, MİLLİYET, IRK, PARTİ YA DA SINIF SORUNLARININ GÖREVİMLE HASTAM ARASINA GİRMESİNE İZİN VERMEYECEĞİM.”

Hekimler, Hipokrat Andı ile insanlar arasında ayrımcı olmamayı rehber edinmiştir!  Üniversitelere ve dolayısı ile de tıp fakültelerine, oradan da hasta-hekim ilişkilerine sıçraması olası ayrımcılık, bu kez hekimleri hedefine koymuş olacaktır.

Üzerlerinde dinsel simge ile hasta karşısına çıkabilecek hekimler; dinsel tercihleri nedeniyle “hekim seçme” kalkanı ardında hekim ayrımcılığına girişecek kimi hastalar, bu kutsal alandaki ilişkileri temelinden sarsma ve bugüne değin yaşanmamış sorunları bu ortama taşıma potansiyelleri ile tehlike yaratacaklardır.

İçtikleri ant, aldıkları eğitim ve görenekleri gereğince ayrım yapmamayı içselleştirmiş olan hekimlerin, bu oldubittiler sonucunda “ayrıma uğrama” olasılıkları bile fazlasıyla incitici ve onur kırıcı olmaya adaydır.

Hukuku, yüksek mahkeme kararlarını ve elbette aydınlanma değerlerini göz ardı eden bu gelişmelerin, kutsallığı konusunda kimsenin kuşku duymaması gereken hasta-hekim ilişkisini bozma olasılığı bile bizleri kaygılandırmaya yetiyor.

Üniversitelerde akıl ve bilimin üstünlüğüne tehdit oluşturan bu olumsuzluğun bir an önce gündemden düşmesini umuyor ve diliyoruz.

Kaygılarımızla

İzmir Tabip Odası

Bu haber 2434 kez okunmuştur.