Yeni İlaç Raporu Yönetmeliğine diyecek bir şeyiniz yok mu?
Biliyorsunuz, geçtiğimiz aylarda Tam Gün Yasası tartışmaları biz hekimleri çok incitecek bir biçimde gündemde kaldı. Yasanın özü hemen hemen tüm hekimlerin kötu niyetli olduğu, muayenehanelerini sadece hastaneye gelen hastaları yönlendirmek üzere çalıştırdıkları, bu nedenle bu suç yuvalarının mutlaka kapatılması gerektiği üzerine kuruluydu. Sanki hiç dürüst çalışan muayenehane hekimi yokmuş, hastaların bir kısmı hastanede ne kadar iyi bakılırsa bakılsınlar ille “özele gitme” ayrıcalığına sahip olmak istemiyor ve siz hastanede her şeyi yapsanız da akşam üzeri soluğu muayenehanenizde almıyormuş, bir kısım hasta ise size özelde ödeyeceği ücreti hastanede yitireceği zamana göre kendi şartlarına göre daha makul bulup muayenehaneyi gönülden tercih etmiyormuş gibi.
İtirazlarınızı baştan yanıtlayayım, tabii ki durum bundan ibaret değil, tabii ki muayenehaneciliği sizin iddia ettiğiniz gibi yapan çok sayıda meslektaşım vardı ama emin olun ki bunlar en çok isini doğru yapan bizleri rahatsız ediyordu, bizim itiraz noktamız da tam burasıydı işte: İdare, mesleğini kötüye kullanan bu grubu önlemek için hiçbir şey yapmayıp, çare olarak hepsini tümden cezalandırmayı uygun buluyordu. Çoğunuzun bir mesleği var, bu yüzden örnekleme yapmadan sunayım, ait olduğunuz mesleğin içinde hiç mi kötü niyetli yok ve bunlar ortaya çıktığında mesleğinizi uygulamaya yönelik toplu engelleme gündeme gelse neler hissederdiniz, hiç düşündünüz mü?
Sayın Hasta Hakları aktivistleri. İşte bu Tam Gün tartışmaları sırasında bizi en çok inciten sizin verdiğiniz tam destek oldu. Çünkü biz hekimler yıllardır idarenin ve medyanın bizi sürekli suçlayan tavırlarına alışmıştık. Sadece ÖSYM sınavı başarısı ile girilebilen, aidiyet için başka bir özellik gerektirmeyen bir meslek grubunun böylesine acımasızca ve toplu olarak suçlanmasının nedenleri ancak bir tez konusu olabilir, bu yazı yetersiz kalır. Evet, tüm bunlara alışmıştık ama bizim mesleğimizin varlık nedeni olan, sürekli bire bir ilişki içinde olduğumuz, tüm sırlarını bize açılabilen, iyileştirdiğimizde ya da iyileştiremesek bile bu konudaki çabalarımızı gördüğünde içtenlikle teşekkür eden hastalarımızı temsil iddiasındaki derneğinizden hepimize karşı yapılan düşmanca açıklamalar bizi çok farklı yaraladı. İnanın, o açıklamanızdan sonra, ilk kez mesleğimi, hastalarım için yaptığım çabaları, uykusuz gecelerimi sorgular oldum. Daha önce kimse bunu sağlayamamıştı, eğer amacınız buysa sizi tebrik ediyorum. Merak etmeyin, bu sorgulama hastalarıma karşı davranışımı asla değiştirmedi ve değiştirmeyecek ama sürekli hizmet etmeye çalıştığım insanların gözünde ne kadar kötü algılandığımı görmenin yarattığı hayal kırıklığı bana kar kalacak, o kadar.
Gelelim başlık konusuna. Çoğunuzun kronik hastalıkları var ve bunun için size düzenlediğimiz rapor ile bu hastalıklara ait ilaçları katkı payı vermeden alıyordunuz. Bu ay uygulamaya sokulan e-rapor denilen sistemle artık bu raporlar çok daha zor düzenlenecek. Örneğin, bir tansiyon hastası bize başvurduğunda biz ona bir ilaç başlarız ama bu hastanın 2 yıl boyunca aynı ilaçla tansiyonunun iyi gideceğini garanti edemeyiz. Doz değişebilir, ilaç artırmak gerekebilir, beklenmeyen bir yan etki gelişirse ilacı değiştirmek gerekebilir vs. Bu nedenle, biz ilaç raporunu çıkarırken, tansiyon tedavisinde kullanılan tüm ilaçları rapora koyar, bir değişiklik halinde hasta ayni raporla yeni ilacını da alabilirdi. Yeni düzenleme bunu engelliyor, engellemekle de kalmayıp raporun çıkmasını da çok zorlaştırıyor. Şöyle ki, piyasada var olan yaklaşık 3000 çeşit ilaç, her biri miligram ve kutudaki ilaç adetine kadar ayrı ayrı kodlanıp, üstelik alfabetik olmayan bir şekilde listelenmiş şekilde polikliniklere dağıtıldı. Biz artık sadece hastanın halihazırda kullanmakta olduklarını bu 3000 civarında ilacı tarayarak bulup raporlayacağız. Yani eskiden 1 dakika alan işlem simdi dakikalarca sürecek, çoğumuz deliye postaki saydırmaya benzeyen bu işlemi yapamayacak, yapsa bile basta da açıkladığım gibi sadece kısıtlı sayıda ilaç rapora girecek, ayrıca su ana kadar birçok ilacı da listede bulabilmiş değilim. Böylece, derneğinizin esas savunması gereken bir konu, yani ilaca erişim hakkiniz ciddi şekilde kısıtlanmış olacak. Poliklinik koşullarında boşa harcanan bunca zaman yüzünden sırada bekleyen hastaların kaybolan hakları da çabası. Boşuna bekleyen sıradaki bir hastanın içeriye müdahale edip bize söylenmesi, hakaret etmesi hatta şiddete başvurmasını falan yazmıyorum çünkü bu sizin için hiçbir zaman sorun olmadı.
Kısacası, bence bu ve benzeri durumlar, sizin pozisyonunuzu görmek açısından büyük bir fırsat. Tam Gün konusunda hepimizi topluca suçlarken gösterdiğiniz hevesi, bakalım en temel haklarınızdan biri kısıtlanırken de gösterecek misiniz?
Saygılarımla
Dr. Ugur Gönenç