Dünya Ruh Sağlığı Günü yürüyüşü Yapıldı!
Değerli meslektaşlarımız,
10 Ekim “Dünya Ruh Sağlığı Günü” olarak kutlanacak. Böylelikle Ruh sağlığı konusuna dikkat çekilmesi amaçlanacaktır.
“Ruh sağlığı” olgusunun tek başına bir sağlık sorunu olmaktan çok sosyal ve ekonomik bileşenleriyle birlikte irdelenmesi gereği de göz ardı edilmemelidir.
Hem DEÜTF Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi ve odamız üyesi meslektaşımız Prof.Dr.Tunç ALKIN’ın çağrısına büyük bir memnuniyet ile uyarak 7 Ekim Perşembe Saat 12.30’da İzmir Cumhuriyet Meydanı Swissotel önünden başlayacak olan “Dünya Ruh Sağlığı Günü Yürüyüşü”nde İzmir Tabip Odası olarak yer aldık.
Saygılarımızla
İzmir tabip Odası
DÜNYA RUH SAĞLIĞI GÜNÜ
Günümüzde sağlık hizmeti sunumunda giderek unutulmakta olan bir önemli öğedir “gereksinime dayanmak”. Bu unutkanlığın önemli bir sonucu da başka bir çok alanda olduğu gibi ruh sağlığı hizmetinin yaygınlığında ve bireylerin bu hizmetle buluşmasının sağlanmasındaki güçlükler olarak çıkmaktadır karşımıza.
Sağlık “fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik hali” olarak tanımlandığına göre kitlelerin ruh sağlığı ve yine o kitlelerin ruh sağlığına yönelik koruyucu ve tedavi edici hizmetler de önem kazanmaktadır.
Başka deyişle beden ve ruh sağlığı ile sosyal durum karşılıklı etkileşim içindeki üçleme olarak da görülebilir.
Günümüzde her dört kişiden birinin yaşamının herhangi bir döneminde ruh sağlığı sorunu yaşadığı, toplumların % 10’unun belli bir zaman diliminde ruh sağlığının bozulduğu istatistiklerle belirlenmiş durumdadır.
Ayrıca, dünyada 450 milyon kişinin ruh sağlığı sorunları yaşamasının yanı sıra 20 milyon kişinin de yardım arayışı içinde olduğu göz önüne alındığında konunun ciddiyeti daha iyi algılanabilecektir.
Yeti yitimi sıklığı bakımından ilk 10 içinde yar alan sağlık sorunlarından 5’inin “ruh sağlığı sorunu” olduğunun bilinmesinde yarar vardır.
Buna karşılık, DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) verilerine göre ülkemizde 70 bin olması gereken ruh sağlığı yatağı yalnızca 7 bin kadardır.
Ülkemizde yüzbin kişiye düşen ruh sağlığı hekimi sayısı 1.6’dır. Bu sayı dünya ortalamasının yarısına ve Avrupa ortalamasının da 1/6’sına denk düşmektedir. İstatistikler çocuk ruh sağlığı uzmanı, psikolog ve diğer yardımcı sağlık çalışanları bakımından çok daha iç karartıcıdır.
Ruh sağlığı sorunu olanların yardım istemede isteksiz davrandıkları da bir başka gerçektir. Bunun önde gelen nedeni, bu hasta grubunun sıklıkla ayrımcılık ve damgalanma gibi önemli sorunlarla karşı karşıya kalmalarıdır.
Yalnızca 10 Ekim’de değil de yaşamın her gününde “Ruh Sağlığı” farkındalığı yaratmak temel amaç olmalıdır. Bu bağlamda, ekonomik, sosyal ve siyasi iyilik hali de öncelenmesi gereken önemli öğeler olmalıdır.
Bu alanda hedeflenen başarı ülkemizde eksikliği duyumsanan “Ruh Sağlığı Yasası”nın yaşama geçirilmesi ile sağlanabilecektir.
Bu aşamada görev yasama organı olan TBMM’ye düşmektedir düşüncesindeyiz.
Saygılarımızla
İzmir Tabip Odası