AŞIK VEYSEL (1894-1973)

26.09.2010

 AŞIK VEYSEL (1894-1973)

İZMİR Milliyet

Büyükşehir Belediyesi’nin, Bornova’da, 231 dönüm arazide, 24 milyon 750 bin TL’lik yatırımla oluşturduğu Aşık Veysel Rekreasyon Alanı, bugün hizmete giriyor. 5 bin kişilik amfitiyatro, olimpik buz pateni ve buz hokeyi salonu, üç basketbol, iki tenis, bir mini futbol sahası, bin 500 metrekare suni gölet, iki dere üstü köprü, 200 kişilik kafeterya, üç çocuk oyun alanı, 1.5 kilometrelik bisiklet yolu, yürüyüş yolları, açık hava spor aletleri alanı, seyir terasları, dinlenme bölgeleri, 593 araçlık otoparkın bulunduğu bölgede, unutulmaz halk ozanı Aşık Veysel’in 5 metrelik heykeli de yer alıyor. Heykel, ozanı, köklü bir ağaç olarak simgeliyor. 

 

Aşık Veysel gibi İzmir’le doğrudan ilgisi olmayan bir yüce kişiliğin adının İzmir’de yaşam bulması yukarıda özellikleri sıralanan yapıt kadar önemlidir.

İzmir Büyükşehir Belediyesi bir değerbilirlik örneği vermiştir böylelikle. Belediyeciliğin neredeyse rant ve kişisel çıkarla örtüştürüldüğü günümüzde bir başka anlamlıdır bu soylu girişim.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin incelik gösterip de İzmir Tabip Odası’nı da bu açılışa çağırması karşılıksız bırakılamazdı.

Bu açılışta İzmir Tabip Odası Aşık Veysel’in bir hemşehrisi olmasının yanı sıra göz hekimi olmasına da esin kaynağı olduğunu bildiğimiz Doç. Dr. Sait EĞRİLMEZ tarafından temsil edildi. Bu bakımdan da son derece anlamlı olmuştur sevgili meslektaşımız Sait EĞRİLMEZ’in bu katılımı.

Bir gözünü Çiçek’e diğerini de babasının elindeki değneğe kurban veren Veysel’in dünyası küçük yaşta kararır.

Karanlık dünyasını saz ve söz aydınlatacaktır. O engelli haliyle ülkenin önde gelen saz-söz ustalarından biri olur.

Bununla da kalmaz!

Bilgeliğin, yüce gönüllülüğün ve aydınlığın simge adı da olacaktır o aynı zamanda!

Ahmet Kutsi Tecer’in özendirmesi ile söz yazar, Köy Enstitüleri’nde saz öğretmenliği yapar.

Ata’sına erişmek için üç ay dere tepe demeden yürür ve Ankara’ya varır. Belki böylelikle gözü arkada kalmayacaktır. Ata’sı onun dünyası kararmış olsa da Sivas’ını da Anadolu’yu da aydınlatan yüce kişiliktir. Bir bakıma vefa borcunu ödemiş olmaktadır bu davranışıyla.

Aşık Veysel, günün birinde eşinin kendisini terk ederek bir başkasıyla kaçacağını öğrenir. Hiç sesini çıkartmaz. Ne de olsa eşidir. Evden ayrıldıktan sonra dara düşer de gereksinim duyarsa diye eşinin ayakkabısının içine dişinden tırnağından artırdığı parayı koyacak kadar da yüce gönüllü ve hoşgörülüdür.

Bugün düşmanlık tohumlarının boy verdiği, insanların sudan gerekçelerle biri birini boğazlaması elden geldiğince çabalanan Anadolu’da Aşık Veysel’i bu yanıyla da anımsamanın tam da sırası değil midir?

Bu önemli Anadolu bilgesinin adının yaşatılması görevinin İzmir’e düşmesi de başlı başına bir başka övünç kaynağıdır bu kentte yaşayanlar için!

Aşık Veysel’in anısına saygıyla…

İzmir Tabip Odası

Bu haber 1961 kez okunmuştur.