TSM Hekimleri Sigorta Primleri Sorunu Çözüldü

07.09.2010

TSM hekimlerinin sigorta primlerinin yarısının ödenmeyeceği yönündeki Sağlık Bakanlığı ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün resmi yazıları üzerine konu ile ilgili bir değerlendirme yazısı hazırlanmış, WEB sitemizde 01.09.2010 tarihinde yayınlanmıştır.

WEB sitemizde yer alan haberin Medimagazin isimli internet sitesinde 06.09.2010 tarihinde yayınlanması üzere İzmir İl Sağlık Müdürlüğü bir açıklama yaparak, TSM’lerde görevli hekimlerin sigorta primlerinin yarısının ödeneceğini açıklamıştır.

İzmir İl Sağlık Müdürü Op.Dr. Mehmet ÖZKAN, Oda Başkanımız Prof.Dr. Erdener ÖZER’i telefonla arayarak, sorunun çözüldüğünü, TSM hekimlerinin sigorta primlerinin yarısının ödeneceğini ifade etmiştir.

Oda’mız WEB sitesinde yer verilen açıklama, Sağlık Bakanlığı’nın 11.08.2010 tarihli, 8367 sayılı; İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün 25.08.2010 tarihli, 71057 sayılı yazılarına istinaden hazırlanmıştır. Bu yazılarda, TSM hekimlerinin sigorta poliçesi yaptırmak zorunda olmadığı, sigorta yaptıran hekimlerin sigorta primlerinin yarsının ödenmeyeceği belirtilmektedir.

İzmir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 06.09.2010 tarihinde yapılan açıklama ile TSM’lerde görevli hekimlerin sigorta poliçeleri karşılığı olan primlerinin yarısının ödeneceği ifade edilmiştir.

Uygulamadaki yanlışlıktan dönülmüş olması ve TSM hekimlerinin sigorta poliçeleri ile ilgili sorunun çözülmüş olması sevindiricidir.

İZMİR TABİP ODASI

 

01.09.2010 tarihli açıklamamız

TSM Hekimleri-Sigorta Primleri

Toplum Sağlığı Merkezlerinde görevli meslektaşlarımızın Oda’mıza ilettiği bildirimlerde, zorunlu mesleki sorumluluk sigortası yaptıran hekimlerin sigorta primlerinin yarısının ödenmesi için İl Sağlık Müdürlüğüne başvurdukları ancak İl Sağlık Müdürlüğü tarafından bu primlerin ödenmeyeceğinin bildirildiği ifade edilmektedir.

İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda, Sağlık Bakanlığı’nın 11.08.2010 tarihli yazısına atıf yapılmaktadır. İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı yazısında özetle, TSM’lerde görevli hekimlerin fiilen mesleğini icra etmediği, bu nedenle sigorta yaptırmak zorunda olmadığı, ileri bir tarihte aile hekimi olarak veya hastanelerde geçici görevlendirme halinde, hekimlerin, görevlendirme tarihinden itibaren sigorta yaptıracakları, bu durumda primlerin yarısının Müdürlük tarafından ödeneceği ifade edilmektedir.

Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü yazısı, kendi içinde birçok hukuki çelişki taşımakla birlikte sağlık otoritesi olan Sağlık Bakanlığı, bizzat kendi istekleri doğrultusunda çıkarılan yasal düzenlemelere dahi uymaktan kaçınmaktadır.

TTB ve Oda’mızın, hekimlerin mesleki sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğuna karşı ileri sürdüğü çekincelere rağmen sigorta yaptırma zorunluluğu kanuni bir çerçeveyle düzenlenmiş durumdadır.

Mevcut yasal düzenleme çerçevesinde mesleğini icra eden bütün hekimlerin sigorta yaptırma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu zorunluluk kamuda çalışan hekimler için de söz konusudur. Bu hekimlerimiz de mesleki sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlü olup sigorta primlerinin yarısı çalıştığı kurum tarafından karşılanacaktır.

Sağlık Bakanlığı ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, TSM’lerde çalışan hekimlerin mesleğini fiilen icra etmediği için sigorta yaptırmak zorunda olmadığını, buna rağmen sigorta yaptıran hekimlerin sigorta primlerinin yarısının ödenmeyeceğini ifade etmektedir. Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu tutumunu ve değerlendirmesini kabul etmek mümkün değildir. Şöyle ki;

1-) Mesleki sorumluluk sigortasına ilişkin yasal düzenlemelerin yürürlüğe girmesinden sonra, İl Sağlık Müdürlüğü TSM’lerine gönderdiği yazılı emir ile bütün hekimlerin sigorta yaptırmalarını, prim ödemesine ilişkin dekontların aslını Müdürlüğe teslim etmelerini, dekontların tesliminden sonra ödemelerin yapılacağını bildirmiştir. İl Sağlık Müdürlüğü’nün yazılı emir ile sigorta yaptırılmasını hekimlere bildirmesine rağmen bu defa sigorta primlerinin ödenmeyeceğini ifade etmesi hukuk ve idari istikrar kavramları ile açıklanamaz.

2-) TSM’lerde çalışan hekimlerin mesleğini fiilen icra etmediği şeklindeki Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü değerlendirmelerinin, kasten yapılmış bir açıklama olmadığını düşünmek istiyoruz. Bu açıklamanın, hekimlik mesleği mensubu bir kişi tarafından yapılmış olması düşünülemez. Mevcut yasal düzenlemeler ve fiili uygulamalar çerçevesinde, TSM’lerde sunulan hizmetlerin niteliğinin sağlık hizmeti olmadığını ve hekimlerin mesleğini fiilen icra etmediğini ifade etmek, hekimlik mesleğine yöneltilen bir hakaret olarak değerlendirilmelidir.

TSM’lerde görevli hekimlerin idari görev hizmet yaptığı doğrudur ancak bu görev TSM’lerde görevli hekimlerin yaptıkları onlarca görevden sadece birisidir. Kamuda görevli bütün hekimlerin aynı zamanda idari bir görev yaptıkları açıktır.

Hekimlerin mesleğini fiilen icra etmesini hekimlerin sadece hastalara reçete yazmasına bağlamak hukuken ve bilimsel olarak mümkün değildir. Sağlık hizmeti ve hekimlerin mesleğini fiilen icra etmesi eşittir hekimlerin hastalara reçete yazması demek değildir.

Hekimler, hastalara reçete yazmaksızın da mesleklerini icra edebilir. Sağlık hizmetlerini sadece tedavi edici sağlık hizmeti olarak düşünmek, koruyucu sağlık hizmetlerini sağlık hizmeti olmaktan çıkarmak ciddi bir algı bozukluğudur. Bu anlayış, sağlık otoritesinin sağlık politikalarına yaklaşımını göstermektedir.

 

TSM’lerde görevli hekimlerin 21 başlık altında sıralanmış görev tanımı bulunmaktadır. TSM’lerde görevli hekimler, bulaşıcı hastalıkların kontrolünden üreme sağlığı hizmetlerine, adli tıp ve acil sağlık hizmetlerinden görüntüleme ve laboratuar hizmetlerine, çevre sağlığı hizmetlerinden işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerine kadar geniş bir alanda görev yapmaktadır. TSM’lerde görevli hekimler, bu başlıklar altında sıralanan görevlerini yaparken hekimlik mesleğini icra etmektedir.

Okul aşısı yapmak, adli rapor düzenlemek, acil sağlık hizmeti vermek, üreme sağlığı hizmeti vermek, bulaşıcı hastalıkların takibini yapmak gibi görevlerin her birisi hekimlik mesleğinin fiilen icrasıdır. Bu nedenle, TSM’lerde görevli hekimlerin mesleğini fiilen icra etmediği şeklindeki değerlendirmelerin hukuksal ve bilimsel dayanağı bulunmamaktadır.

3-) TSM’lerde görevli hekimler, yukarıda sıraladığımız görevlerinin yanı sıra, hastanelerin acil servislerinde ve sözleşmeli aile hekimlerinin yerine geçici görevlendirme ile görev yapmaktadır. Bu görevlendirmeler sıklıkla gerçekleşmektedir. TSM’lerde görev yapan hekimlerin geçici görevlendirmesi yapıldığı zaman sigorta yaptırmak zorunda olduğunu ifade etmek yerinde bir değerlendirme değildir.

Örneğin 2 ay TSM’de görev yapan hekim, 1 ay Çeşme Devlet Hastanesinde görevlendirilmekte, TSM’deki görevine dönen hekim 1 ay sonra bu kez Bayındır Devlet Hastanesinde görevlendirilmekte, TSM’deki görevine tekrar dönen hekim 2 ay süre ile aile hekimi olarak görevlendirilebilmektedir. Bu durumda, bu hekimin sigorta poliçesinin ne şekilde düzenleneceği açıklanmaya muhtaçtır. Hekim, her görevlendirme için sigorta poliçesi yaptırıp her görevlendirme sonrası sigorta poliçesini iptal mi ettirecektir?

Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün değerlendirmesinin maddi gerçeklerle ve mevzuatla bağdaşmadığı da çok açıktır.

 4-) Zorunlu mesleki sorumluluk sigortası yapılmasını düzenleyen 3359 sayılı yasanın ek 12. maddesinde, kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabiplerin sigorta yaptırmak zorunda olduğu düzenlenmiştir. Toplum Sağlığı Merkezlerinin, Sağlık Bakanlığına bağlı bir sağlık kuruluşu olduğu ve bu kuruluşta sağlık hizmeti sunulduğu tartışmasızdır. Yasanın bu açık hükmü karşısında TSM hekimlerinin sigorta yaptırmak zorunda olmadığını ifade etmek hukuka aykırıdır.

5-) Yukarıda yer verdiğimiz değerlendirmeler çerçevesinde, mesleki sorumluluk sigortasını yaptırarak dekontlarını İl Sağlık Müdürlüğüne teslim eden hekimlerin sigorta primlerinin yarısının hekimlere ödenmesi gerekmektedir.

Sigorta primlerinin yarısı İl Sağlık Müdürlüğü tarafından kendilerine ödenmeyen hekimlerin Oda’mıza bilgi vermesini rica ediyoruz.

Konu ile ilgili olarak İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunulacak olup olumlu sonuç alınamadığı takdirde primlerin tahsili için en kısa sürede idari yargı yoluna başvurulacaktır.

  

İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün 06.09.2010 tarihli açıklaması

Bu haber 3051 kez okunmuştur.