Mesai Saatleri ve Muayenehane Yönetmeliği toplantısı yapıldı

02.09.2010

Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Mesai Saatleri Genelgesi ve Muayenehanelere ilişkin yönetmeliğin, ilimizde çalışmakta olan hekimleri huzursuz eden iki konu olması nedeniyle hem odamızın bu konudaki çalışmalarını meslektaşlara aktarmak hem de meslektaşların bu konuya ilişkin geri bildirimlerini alabilmek adına 26.08.2010 tarihinde odamız Orhan Süren Salonu’nda toplanıldı.

Toplantıya yaklaşık 70 meslektaşımız katıldı.

Giriş konuşmasını yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Erdener ÖZER, her iki düzenlemenin de Bakanlık tarafından hekimler üzerinde baskı aracına dönüştürüldüğünü, her iki uygulamanın da akıl ve mantıktan yoksunluğuyla öne çıktığına vurgu yaptı.

Av. Mithat KARA, yaptığı değerlendirme ile hukuki açıdan “neredeyiz?” sorusunu yanıtladı.
Mesai saatlerine ilişkin genelgenin üst düzenleyici işlem olan yasa hükümlerine aykırılık taşıdığını, Devlet Memurları Kanunu’nun çalışma saatleri ile ilgili düzenlemesinin açık olduğunu, mesai başlama ve bitiş saatlerinin Valilik tarafından belirleneceğini ancak mesai saatleri içinde dinlenme süresi tanınması gerektiğini, personelin dinlenmeden, çalışma yerini terk etmeden, hazır halde beklemesi halinde geçen bu sürenin çalışma saatinden sayılacağını, 2368 sayılı yasanın yürürlükten kaldırılması ile hekimlerin haftalık çalışma süresinin de diğer devlet memurları gibi 40 saate indiğini, hekimlerin öğle mesailerinde fiilen çalışmaya zorlanarak yine 45 saat çalıştırılmak istendiğini, bu uygulamanın yasal düzenlemelere aykırı olduğunu” ifade eden Av.Mithat KARA, genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali için TTB ve Oda’mız tarafından dava açılacağı bilgisini paylaştı

Muayenehanelere ilişkin 03.08.2010 tarihli yönetmelik ile yapılan düzenlemeleri değerlendiren KARA, yönetmelik ile getirilen düzenlemenin kamu yararı ve hizmetin gerekleri ile bağdaşmayan, üst düzenleyici işlem olan yasanın uygulanmasını imkansız kılan, yasa ile verilen hakkın sınırlandırılması sonucunu doğuran ve iyi niyetten yoksun bir düzenleme olduğunu ifade etmiştir.
Yönetmelik ile getirilen teknik, fiziki ve diğer standartların hukuksal dayanağının olmadığı, hekimlerin muayenehane faaliyetini düzenleyen 1219 sayılı yasada muayenehane açılışı ve nakli için sadece bildirimden bahsedildiği, idarenin muayenehaneler için bazı standartlar öngörebileceği ancak bu standartların sağlık kuruluşunun niteliği ile uyumlu olması gerektiği, yönetmelik ile getirilen teknik, fiziki ve diğer standartların özel hastane ve tıp merkezleri için istenen standartlarla neredeyse aynı olduğu, idarenin idari işlemlerinde ölçülü olması gerektiği, idarenin amacının muayenehanelerin standartlarını belirlemek olmadığı, idarenin amacının muayenehanelerin faaliyetini engellemek olduğu, Türkiye’de yönetmelik ile getirilen standartlara uygun muayenehane olmadığı, bu standartlara uygun bina bulmanın da neredeyse imkansız olduğu, teknik konularda Mimar ve İnşaat Mühendisleri Odası’ndan görüş alındığı, hazırlıkların tamamlanmak üzere olduğu, Eylül ayı itibarıyla davanın açılacağı ifade edilmiştir.

Toplantıda söz olan Ege Özel Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Dr. Ruşen AYDIN, dava konusunda odamız ile aynı görüşü paylaştıklarını, daha önce dernek olarak özel dal ve tıp merkezleri yönetmeliğine karşı dava açtıklarını, muayenehanelerin hekimliğin can damarı olduğunu ve mutlaka sahiplenilmesi gerektiğini, hem TTB hem de İzmir Tabip Odası’nın bu konuyu sahiplenmesi gerektiğini, muayenehane yönetmeliğinin düzenleyici ve iyileştirici bir unsur olmaktan çok engelleyici bir unsur olduğunu, örneğin tıp merkezleri için getirilen eğimli rampa zorunluluğunun uygulanabilir ve yerine getirilebilir bir ölçüt olmadığı, amacın sağlık kuruluşunun standartlarını belirlemek olmadığı, amacın sağlık kuruluşlarının faaliyetlerini engellemek olduğunu ifade etmiştir.

Ege Özel Sağlık Kuruluşları Derneği Avukatı Eren EVREN, yerindelik denetimi yasağının önemli olduğunu, bu nedenle, ölçülülük ilkesi üzerinden hareket edilmesinin dava sürecinin başarısı bakımından önem taşıdığını, tıp ve dal merkezleri için açılan davalarda da mahkemelerin yerindelik denetimi yapmadığını, ölçülülük ilkesine uygunluğun tartışılması gerektiğini, yeni yönetmeliğe uyum için tıp ve dal merkezlerine 4 yıl süre verildiğini, bu sürenin muayenehaneler için 1 yıl olmasının önemli bir çelişki olduğunu ifade etmiştir.

Toplantıya katılan meslektaşlarımız konularla ilgili görüşlerini paylaşmışlar ve özetle şu görüşler ifade edilmiştir.

-Amaç muayenehaneleri çökertmektir. Muayenehane yönetmeliğindeki ölçütleri yerine getirmek olanaklı değildir.
- Sağlık Bakanlığı aldığı yenilgi üzerine intikam telaşına düşmüş ve hekimlere savaş açmıştır.
- 1219 sayılı yasaya göre, hekim evinin bir odasında bile hekimlik hizmeti verebilir.
-Muayenehane hekimliği ile hastane ve tıp merkezlerinde verilen hizmetler birbirine benzetilemez. Hekim her koşulda hasta bakabilir. Mantık dışı isteklere karşı durulmalıdır.
- Sağlık Bakanlığı Tam Gün sürecinde yenilgi aldı. Öç alıyor. Bu bağlamda referandum süreci de önemsenmeli.
-Yönetmeliğe uyum adına inşaat işine girişmek hiç de kolay değil. Yapının statiğinin ve dayanıklılığının bozulması söz konusu olabilir. Ayrıca, hemşire açığı olan bir ortamda her muayenehaneye hemşire istense de bulunamaz.
- Muayenehanede AMBU ve Laringoskop zorunluluğu çelişki değil midir?
- Hastane, merkez ve muayenehane gerçekte ayrı şeylerdir. Muayenehane tanı kurumudur.
Bu yönetmelikle bütün hekimlik dallarına ilişkin muayenehaneler aynı kefeye konuyor.
Kazanılmış hak söz konusu olabilir mi? Muayenehane yönetmeliğine uyum için verilen süre makul mü? Bu noktada 1219 sayılı yasa büyük güvencedir.
- Kasıtlı bir düzenleme ile karşı karşıyayız. Davanın kapsamı bakımından ayrıntılı bir yaklaşımda bulunulmalı, eksik yan bırakmamaya çabalanmalıdır.
- ASM’leri için kriterler var mıdır? Varsa, bunlar bakanlığın yönetmeliği ile uyumlu mudur?
- Çamdibi’nde yeni yapılmış olan bir ASM bile bakanlığın kendi ölçütleri ile uyumlu değil. Bu konu göz önünde tutulmalı.
- İzmir’deki sağlık kuruluşları % 90’lara varan oranda depreme dayanıksızdır. 1999 depreminde kamuya ait sağlık kurumları bu bakımdan denetimden geçirilmişti.
- Sağlık Bakanlığı muayenehaneleri kapatmak istiyor. Öncelikle, muayenehanelerin Sağlık Bakanlığı ve SGK’a hizmet vermiyor oluşu önemlidir. “Neden SGK ölçütleri muayenehanelere uygulanıyor?” sorusu seslendirilebilir. Bu nokta Danıştay tarafından da önemsenebilir. Ayrıca, “SGK muayenehanelerden de hizmet alsın!” düşüncesi öne çıkartılabilir.

Değerli meslektaşlarımız,

Bu toplantıda dile getirilenleri bu şekilde özetledikten sonra bu iki konuya ilişkin olarak karşılaşacağınız güçlükleri de yeri geldikçe bizlerle paylaşmanızın önemli olduğunu anımsatmak isteriz.

Saygılarımızla

İzmir Tabip Odası



Bu haber 4643 kez okunmuştur.