Aşağıda paylaştığımız haber hiç de olumlu ve hoş değil! Görmeyene anlatmak çok güçtür! Ama, 20-
Eşsiz güzellikte bir doğa parçası olmasının yanı sıra Efemçukuru kentimiz İzmir’in içme suyu havzasında yer alışıyla da korunmayı hak ediyor.
Sağlıklı ve çağdaş bir kentte yaşamanın temel koşullarından olan “temiz su” koşulu da tehdit altında olacaktır Efemçukuru’nda bir tür oldu bitti ile yaşama geçirilmeye çabalanan bu madencilik girişimiyle.
Kayaç arsenikten zengin. Bölgede toprağın kazılması ile birlikte doğayla milyonlarca yıldır barışık olan başta arsenik olmak üzere bütün ağır metaller hareketlenecek ve yer altı sularına karışacak. Maden, yapılması planlanan Çamlı barajının hemen yanı başında konuşlanmış olacak. Bölgedeki Tahtalı ve Balçova barajları tehdit altında. Yani çeşmelerimizden arsenikli su akacak. Bugün karsı durmazsak yarın çok geç olacak.
Öncelikle bir yurttaş olarak ama sağlıklı bir kent, sağlıklı bir toplumu da amaçlayan biz hekimlerin bu önemli konuda daha fazla duyarlı olması gereği de tüm açıklığı ile karşımızda duruyor!
Saygılarımızla
Cumhuriyet Ege
13.08.2010
Gayrisıhhi müessese çalışma ruhsatı olmayan şirket, Efemçukuru’ndaki maden sahasında galeri ağızları açtı, tünel oluşturdu
TÜPRAG ‘galeri’ açtı!
Büyükşehirin elinden alınan ruhsat yetkisi, kanunla özel idareye verildi. İdarenin bağlı olduğu İzmir İl Genel Meclisi de daha önce 'Efemçukuru'nda madencilik yapılamaz' diyerek oybirliği tavsiye kararı almıştı. Ancak tüm bunlar, madendeki faaliyetleri durdurmaya yetmiyor.
OZAN YAYMAN
İzmir'in içme suyu gereksinimini karşılaması için projelendirilen Çamlı Barajı'nın yer aldığı Efemçukuru Havzası'nda işletmeye alınmak istenen altın madeni için, çalışmaların durmaksızın sürdüğü bildiriliyor. Yöre köylüsü, TÜPRAG'a ait maden sahasındaki çalışmaların, her geçen gün yoğunlaştığını aktarıyor. Bu amaçla galeri ağızlarının açıldığı ve tünellerin oluşturulduğu belirtiliyor. Ancak bölgede maden sahasında faaliyetlerin sonlandırılması için açılan pek çok dava bulunuyor. Bunlardan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın şirkete verdiği işletme ruhsatının iptali istemiyle ilgili davada da, bilirkişi raporu bekleniyor.
Madenin açılabilmesi için gerekli olan gayrisıhhi müessese çalışma ruhsatı verme yetkisi kısa bir süre öncesine kadar büyükşehir belediyesindeydi. Yapılan yasal düzenleme sonrası bu yetki il özel idaresine bırakıldı. İzmir İl Özel İdaresi ise şirkete söz konusu ruhsatı vermedi.
Efemçukuru'ndaki madene karşı açılan davaların savunmanlığını üstlenen avukat Arif Ali Cangı, il özel idaresinin ruhsat vermediği halde, maden sahasında, işletmeye hazırlık adı altında faaliyette bulunulmasının yasa dışı olduğunu söyledi.
Cangı, yetkilileri göreve çağırarak, “İzmir İl Genel Meclisi, Efemçukuru'nda, madencilik yapılamayacağına dair oy birliğiyle tavsiye kararı almıştı. O bölgede, madencilik yapmanın riskli olacağını vurgulamıştı. Şu anki yasal duruma göre ruhsat verme yetkisi il özel idaresinde ve orada da konu görüşülmüyor” dedi.
Cangı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun, Efemçukuru'nda, maden işletmeciliğine izin verilmeyeceği yönünde açıklamalar yaptığını anımsattı. Cangı, “Kocaoğlu, konuyla ilgili namus sözü vermişti. Şimdi yasal dayanağı kalmadı. Ruhsat verme yetkisi büyükşehir belediyesinin elinden alındı.
'Yetkim kalmadı' diyebilir. Ancak kendisinin valiyle görüşmesi ve Efemçukuru'nda, madencilik yapımının yanlışlığını anlatması gerekiyor. Valiyi ikna edemediği halde de, şu ana kadar yapmadığını yaparak, kamuoyu oluşturmanın yollarını aramalıdır. İzmir'in içme suyuna sahiplenme adına tüm kentliler sokaklarda toplanmalı ve suya sahip çıkıldığı mesajı verilmelidir. Toplumsal duyarlılık oluşmadığı taktirde, Efemçukuru'nda, söz konusu madenin önünde hiçbir engel kalmaz” diye konuştu.